Oktay Mermer

Üretim ve Teknolojide çok yol almalıyız…..

Oktay Mermer

Günümüzde sosyal ve kültürel düzlemle birlikte ekonomide belirleyici role sahip küresel bir süreç yaşanmaktadır. 

Bu sürecin, ekonomide var olan dinamikleri, geleneksel yaklaşımlarla açıklayamaması yeni ekonomi olarak ifade edilen paradigmanın ortaya çıkmasına neden olmuştur. 

Ancak, özü itibariyle iletişim-bilgisayar teknolojisindeki gelişime  ve sürdürülebilir büyüme eğilimine bağlı olarak önceki trendlerin değiştiğine işaret eden, yeni ekonomi kavramının, kanımızca sorgulanması gerekmektedir. 

Bugün batı dünyasında bilişim sanayileri refahın ana kaynağı haline gelmiştir. 

Günden güne, yoğun rekabet ortamında başarılı olmak için bilişim teknolojilerini uygulayan işletmelerin sayısı hızla artarken örgütler bir bütün olarak başarı için bilişime bel bağlamışlardır. 

Bilgi ekonomisinde, işletmeler sürekli devam eden bir verimlilik arttırma, çevresel talebe tepki verebilme, örgütsel değişimi gerçekleştirme mücadelesi içinde olacaklardır. 

Bilgi ekonomisinde kuruluşların en önemli kaynaklar klasik üretim faktörleri de ile beyin gücü olacaktır. 

Bu sebeple insanlar zorlanarak ya da onlara talimatlar verilerek bilgi yönetilemez. 

Bilgi ekonomisinde başarı ancak çalışanların istekli katılımlarının sağlanmasıyla mümkündür. 

Bu şekilde insanlar güven ve katılım ortamında yaratıcı güçlerini kullanacak, bilgilerini diğerleriyle paylaşacak ve dinamik bir örgüt ortaya çıkacaktır. 

Şu an etrafımızda savaşları görüyoruz.  

Eğer teknolojiniz yoksa, günümüz savaşlarına başarılı olmanız çok zor.

Son yıllarda savunma sanayinde yapılan hizmetler gücümüz bir kez daha dünya ülkelerinde korku ve endişe ile izlenmekte.

Bazı şeylere geç mi kalındı?

Evet 100 yılı aşkın bir Cumhuriyet Türkiye’sinde bizi dışa bağımlı yaparak, elimizi kolumuzu bağladılar.

Verdikleri savunma araç gereç ve silahları, istedikleri bölgelerde tatbikat amaç ile kullanmamıza izin verdiler.

Son yıllarda yapılan büyük hamle ile artık Savunma Sanayi devler ile alanında yarışır hale geldik.

Tabi ki işin belki çok başındayız ama önemli olan başladık, önemli olan hızla ilerliyoruz.

Kendi piyade tüfeğimiz, kendi askeri savaş gemilerimiz, uçaklarımız, helikopterlerimiz, jetlerimiz, haberleşme araçlarımız, iha ve sihalarımız ile sayamayacağım çokça savunma sanayi silahları, yerli ve mili olarak envanterlerimize girmesinin gururunu yaşıyoruz.

Uydu teknolojilerinden, uzay çalışmalarındaki başarılar yine göğsümüzü kabartmakta.

Gençlerimize bu konularda çok iş düşüyor.

Savunması, teknolojisi güçlü olmayan ülkelerin maalesef ayakta durma şansı gelecekte hiç yok.

Geçtiğimiz günlerde, çağrı cihazları, telsizleri patlattıklarını gördük.

Yarın evimizde kullandığımız televizyonu, robot süpürgeleri, cep telefonlarını, elektrikli araçları aynı şekilde silah olarak

kullanmayacaklarını nereden biliyoruz. 

O nedenle her şeyi yüksek maliyette olsa kendimiz üretmeliyiz. 

Kendi üretimimizi dış ülkelere pazarlayarak maliyetleri düşürmeliyiz.

Çiftçimizi köylere gidip dinlemeliyiz.

Sorunları ve çözümleri birlikte halletmeliyiz.

Bu yaz köylüler ile konuştum, çok dertliler, çok sıkıntı içindeler, bana anlatılanları yetkililer ile konuşamadıklarını seslerini duyan olmadığından şikâyetçiler.

Lütfen herkesi dinleyelim, doğru yolu, doğru tarımı-hayvancılığı çalıştay şeklinde soru cevap ve çözüm odaklı yaklaşalım.

Eğer çiftçimizi küstürürsek, mazotta indirim yapmazsak, gübre, tohum, ilaçlama gibi giderleri satışta indirim uygulamazsak ithalata önem verirsek.

Yarın ne çiftçi, nede et üreticisi bulabiliriz.

Ne zaman ben değil biz biliriz dersek, ne zaman bir birimizi dinler ve fikir paylaşımı yaparsak, o zaman büyümemiz her alanda daha iyi ve güçlü olacaktır.

Sözüm özü, üretim ve teknoloji için hazırcılıktan kaçıp çok çalışmalıyız….

Yazarın Diğer Yazıları