Birçok kişi Karadenizlinin, Doğulunun tutkunluğunu imrenir hatta kıskanır.
Bir seçim zamanı.
Doğulu bir çalışanım, neden vekillerine sahip çıktıklarını söyle anlatmıştı.
Şefim, AŞTİ ye indiğimizde vekil bizi arabası ile bulunduğumuz yerden aldırır gideceğimiz yere götürür. Hastanede işimiz varsa doktorumuzu, kalacak yerimizi ayarlar. Mecliste öğlen yemeğimizi yedirir, gideceğimiz yeri arar bize kefil olur görüşmemizi sağlar. Dönüş biletimizi alır memleketimize gönderir demişti.
Cidden bunlar yapılıyor mu?
Evet daha fazlası da yapılıyor.
Eğer yapılmazsa inanın o vekili memleketlerine döndüklerinde vekil bizimle hiç ilgilenmedi, büyük adam olmuş bizi beğenmedi diye anında hemşerilerine yayıp, o kişinin siyasi hayatını bitirebilirler.
O yüzden o bölgenin vekilinin ilgilenmemek, seçmenine hizmet etmemek gibi bir şansı asla yok…
Karadenizliler farklımı?
Asla değil, onların da eksiği yok.
Artvinli ile Bolulu nerden nereye ama Karadenizli ve hemşeri.
Tutkunluklarında siyasi görüş bile önemli değil.
Önemli olan Karadenizli olması.
Peki hemşericilik doğru bir şey mi?
Bu soruyu da sadece biz sorarız dediğim bölgeler sormaz.
Bu yazımı okurken bir kısım okuyucu bende bölgesel ayrımcılığa karşıyım dediğini tahmin ediyorum.
Dedim ya bu tepkiyi sadece biz veririz. Çünkü o tepkiyi veren bizler sahiplenemiyoruz ve de birbirimize kenetlenemiyoruz.
Yıllardır da engelliler ile ilgili, şehircilikten tutun, eğitim, sağlık, sosyal güvenceler anlamında elimden geldiğince çorbada tuzumuz olması çabasında olduk. Bu anlamda size Hakan SARI hocadan söz edeyim.
Prof. Dr. Hakan SARI; Konya, Ilgınlı. İlköğrenimini ve Ortaöğrenimini Konyada, Yükseköğrenimini Kırşehir ve Ankara da, Lisans üstü çalışmalarını Anadolu Üniversitesinde, İngiltere’deki Warwick ve Oxford Brookes Üniversitelerinde tamamladı. 2001 yılında Yrd. Doç. Dr. unvanı aldı.
Aynı yıl Özel Eğitim Bölümünün de Kurucu Başkanı olarak hem bölüm ve hem de Zihin Engelliler Öğretmenliği ABD’na başkan olarak atandı. 2005 yılında ERASMUS üst kurul üyeliğine görevlendirilen Hakan SARI ayrıca 2009 yılında YÖK’ün isteği üzerine açılan Engelsiz Yaşam Biriminin de koordinatörlüğü görevine getirildi.
Prof. Dr. Hakan SARI’nın yurtiçinde ve yurtdışında yayımlanmış birçok kitap ve makaleleri vardır. Ayrıca Türkiye’de iki defa Ulusal Özel Eğitim Kongresi düzenlemiş ve Uluslararası Özel Eğitim Kongresinin de düzenleme Kurulu Başkanı olarak görev yapmaktadır.
Hakan hocam daha önce Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü Başkanı iken Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne Genel Müdür olarak atandı.
1 yıllık görevi sırasında Engelliler için eğitim konusunda o kadar çok proje üretti ki, döneminde Bakan Bakan yardımcısı Başbakan hepsi hemşerimizde ama görevden alındı.
Çünkü o makamda konuyu vakıf olmayan bürokratlar geldi geçti. Dönemin bürokratlarına lütfen gelin her şey hazır hep birlikte şu helvayı yapalım da Hakan Sarı hocayı yine Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne Genel Müdür atayalım. Çok sevap alırsınız, engelli öğrencilerimiz, aileleri size dua eder dedim. Maalesef kimse işi bilen hemşerimizi bu göreve getirmedi.
Halil İbrahim METİN, Konya-Beyşehir-Mesutlar Köyünde doğdu. İlkokulu Mesutlar Köyünde, Orta-Lise Öğrenimini Beyşehir’de, Yüksek Öğrenimini ‘de 1984-1988 yılları arasında Konya'da Selçuk Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirerek tamamladı. Deniz kuvvetlerinde, Bayındırlık Bakanlığı ve sonraki adı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığında değişik kademelerde görev yaptı.
2009-2013 yıllarında Mardin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü yürütürken, 19.08.2013 tarihinden itibaren Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürü vekili olarak atandı. 15.08.2014 tarihinden itibaren görev yaptığı Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürü vekilliği görevini bırakarak Mardin’deki aslı görevine döndü.
Ankara’da düzenini kuran, mesleğinin zirvesinde, dürüst, çalışkan bu hemşerimizi çalıştığı bakanlıkta Genel müdür olarak görmeyi istiyoruz. Fazlasını hak eden hemşerimize Bakan olan hemşerimizden, siyasilerimizden destek bekliyoruz diye defalarca söyledik hatırlattık inşallah duyan olur.
İsmini sayamadığım, mesleğinde başarılı ve görev verildiğinde verilen göreve en iyi şekilde layık olacak o kadar çok sahipsiz hemşerimiz var ki. Bu seslenişim hepsi için…
İnanın hemşerimiz olsun bize değil vatanımıza, ülkemize, vatandaşımıza hizmetleri olsun arzusundayız.
Çoğu hemşerimiz Allah rızası için hizmet aşkı ile yapmakta ülkemize üretim sağlamakta.
Koltuk derdinde değiller ben eminim. Sadece bilgi ve tecrübelerini aktarıp şu fani dünya da sevap kazanma derdindeler.
İsmini saydığım hemşerilerimiz ve ismini sayamadığımız hemşerilerimiz hep sabrettiler, yılmadılar çok çalıştırlar. Sabırlarına istinaden diyoruz ki.
“Biz mutlaka sizi biraz korku, biraz açlık yahut mala, cana veya mahsullere gelecek noksanlıkla imtihan ederiz. Sen sabredenlere müjdele!” (Bakara Suresi’nin 155 ayeti )
Ülke olarak hepbirlikte, iri olalım, diri olalım, bir ve kardeş olalım.