İnsanlığın varoluşundan bu yana, eğitim dünyanın en ciddi konularından birisi olmuştur.
Selçuklu ve Osmanlı’da olduğu gibi eğitimde işlenen ciddi amaçlar, bu amaçlara ulaşmada uygulanan yöntemler, zamanın eğitimci, ulema ve bilge insanlarınca milli olunacak şekilde ele alınmıştır.
1923’te Osmanlı mirası üzerine kurulan Cumhuriyetimizle birlik, eğitim ve öğretime ciddi bir boyut getirilerek, çağdaşlık esas alınmış, akla, ilme ve fenne dayalı, milliği olan bir sisteme gidilerek modern Türkiye bugünkü çağdaş hüviyetine kavuşturulmuştur.
Devletimizin kurucusu M. Kemal Atatürk’ün yaşamı boyunca en büyük eserim dediği Cumhuriyet, aklın, bilimin ve fennin, pozitif düşüncenin üzerinde yücelmiş ve yükselmiştir.
Birlikte yola çıktığımız birçok ülkeden, daha daha, kat ve kat ileride isek, bunu ülkede yıllar boyu uygulanan milli eğitim politikalarına borçluyuz.
Dünyada yapılan en büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır.
Cumhuriyet ve daha gelişmiş demokratik ülkelerde, iktidara sahip olanların dokunmamaları gereken konuların başında milli eğitim politikaları gelir.
Gücü elinde bulunduraların en büyük hastalıklarından biri ülkeyi ve ülkeyi oluşturan insanları, başta eğitim olmak üzere kendilerine göre çekip, çevirmek ve dönüştürmek olmuştur.
Zaman zaman tevhid-i tedrisat (eğitimde birlik) ve millilik ana ilkelerinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır.
Bu söylemler külliyen yanlıştır.
Bu zihniyetteki yönetimler tuğla üstüne tuğla koyacağı yerde, binayı temelinden yıkıp, yeniden çağdışı bir anlayışla bina oluşturmaya çalıştığı, ülkeyi kaosa sürüklediği görülür.
Ülkelerdeki yönetimler özellikle bu yıkımlardan kaçınmalıdırlar.
Birçok ülkeye nasip olmayacak, genç, dinamik, akıllı ve kültürlü milyonlarca çocuğa ve gence sahibiz.
Bütün dünya bu genç ve dinamik yapımıza, özellikle köhnemiş, durağanlaşmış, çoğalmayan, üremeyen batı hayranlıkla bakıyor.
Hatta bu genç nüfusumuza kıskanıyorlar.
Bizde bu gençliğe kendi kültürümüze göre, çağın getirdiği teknolojik imkânlar doğrultusunda eğitim vermeliyiz.
Bu eğitimi verirken de milli duygular içinde ülke vatan sevgisi aşılamalıyız.
Eğitimin siyaseti olmaz.
Eğitimde ayrımcılık olmaz.
Eğitimin tek amacı ülkenin birlik ve beraberliğine katkıda bulunacak üreten çalışan bireyler yetiştirmek olmalıdır.
Eğitim, doğruluk, dürüstlük, çalışkanlık, üreten.
Atalarımızın mirası olan vatan topraklarını bütünlüğünü koruyan.
Allah rızası için yapılacak hizmetlerin tümünü kapsayan nitelikte olmalıdır.
İyi bir eğitim ile birilerinin himayesine birilerinin emrine girmeyi önlemelidir.
Eğitimde, ahlaksız davranış, keyfi cezalandırma gibi durumlar engellenmeli.
Öğretmen öğrencisine sevgisini gösterirken,
Öğrenci ile veli birlikte öğretmenlik mesleğine karşı eğiticiye saygı göstermelidir.
Öğretmeni yersiz şikâyet eden veli okuldan uzaklaştırmalı gerekirse ceza verilmeli,
Özet ile velilerin eli eğitimden çektirilmelidir.
Öğretmen, veli, öğrenci sacayağı öğrencinin iyi bir eğitim ve öğretim alması için iyi kurulmalı.
Yakın tarih iyi anlatılmalı, tarihten ders alınması gerektiği öğrencilerin bilinçlerine kayıt edilmelidir.
Savunma sanayi, program yazılımı, kendi aracımızı, uydumuzu, tüm motor yapımının yerli üretime geçişi sağlanırken üstüne daha fazlası eklenmeli.
Bu hususta gençleri teşvik edecek projelere yönlendiren eğitim sistemini desteklemeli.
Bunlar ile birlikte, 2053 ve 2071 hedeflerine ulaşmak için hep birlikte son nefesimize kadar çok çalışmamız gerektiğini unutmamalıyız.
85 milyon kenetlenerek, 2024-2025 Eğitim Öğretim dönemi tüm öğrenci, eğitimci, velilerimize ve ülkemiz adına hayırlı olsun inşallah…