Bir şeye odaklanıp alternatif üreterek onu çözüm haline getirebiliyorsak.
Asıl ters giden meseleyi hal yoluna koymuşuz demektir.
Çözümcü olanı yapmak kimi zaman içimizden geldiği gibi davranmamaktır.
Davranışınızı değiştirebilmeniz için mevcut anda ne düşündüğünüzün, ne hissettiğinizin, ne yaptığınızın bilincinde olmanız gerekiyor.
Eğer bunların farkında olursak hoşumuza gitmeyen değiştirmek istediğimiz davranışlarımıza anlam vermeye, bu davranışları neden yaptığımızı anlamaya başlarız.
Neyi neden yaptığımızı anladıktan sonra davranışlarımızı değiştirmek daha olası olacaktır.
Yaşadığımız olumsuz bir olayla baş ederken etkili olan davranışı seçmek çözüm odaklı olabilme her zaman kolay değildir.
Bunu başarmanın yolu yargıda bulunmamaktan geçer.
Yargıda bulunduğumuzun çoğu kez farkında bile olmayız aslında.
Zihnimiz sürekli yargı üretir bir nevi yargı üretme makinesidir diyebiliriz.
Olumlu ya da olumsuz yargı bizleri düş kırıklığına uğratabilir.
Durum ve davranışlarımız hakkında yargıda bulunmamız etkili olanı yapmamızı engelleyebilir.
Mesela bir öğrenci düşünelim ki verilen bir ödev için çok zor bir ödev diye düşünüyor olsun.
Bu öğrenci çok zor diyerek muhtemelen ödevi yapmayacaktır.
Ve sınavda ilgili ödevle alakalı soruları cevaplayamayabilir dolayısıyla dersten kalabilir.
Bu öğrencinin ödevi hakkındaki olumsuz yargısı onun etkili olan davranışı yapmasını ne yazık ki engeller.
O anda duygu ve düşüncelerinin yargılarının farkında olsaydı ödevle ilgili yargıda bulunmak yerine ödevi elinden geldiğince yapmaya çalışırdı.
Çözümcü olanı yapmak bir sorunu çözmek için gerekli olanı yapmaya çalışmaktır.
Çözümcü olmak pes etmek saklanmak anlamına asla gelmez.
Yani kısaca çözümcü olanı yapmak demek harekete geçmek demektir.
Doğru olduğunu düşünmesek bile hedefimize ulaşmak için bazen ısrarcı davranmamız gerekir. İstediğimizi alabilmemiz için ısrarcı davranmamız gerekebilir.
Çözümcü olanı yapmakla ilgili birkaç örnek verelim:
Süper markette alışveriş yapıyorsunuz ve sonra ödeme noktasına ilerleyince görüyorsunuz ki hiç bitmeyecek gibi bir kuyruk var.
Aldıklarınızı bırakıp eve dönmek istiyorsunuz.
Fakat evde yiyecek çok da malzeme kalmadığından dolayı sıraya girmeyi tercih ediyorsunuz
İş yoğunluğunuza rağmen patronunuz size bir iş daha veriyor ki, öfkeleniyorsunuz, içinizden patrona bağırmak ve istifa etmek geliyor.
Lakin, böyle yaparsanız işsiz kalacağınızı düşünüyorsunuz.
Sakinleştiğinizde patronla iş yoğunluğunuzla alakalı konuşmaya karar veriyorsunuz.
Sonuca bakınca kendiniz için en iyi olanı yapıyorsunuz.
Arkadaşınıza alışveriş merkezine beraber gitmeyi teklif ediyorsunuz.
Fakat arkadaşınız isteğinizi reddediyor başka işlerinin olduğunu söylüyor.
Oysa siz onun her ihtiyacı olduğunda yanındaydınız ve öfkeleniyorsunuz.
İçinizden ona bencil olduğunu söylemek geçiyor fakat bunu yaparsanız arkadaşınızın üzüleceğini hatta arkadaşlığınızın bitebileceğini düşünüyorsunuz.
Bencil demekten vazgeçip şu anki durum için çözümcü bir davranış ne olabilir diye kendi kendinize soruyorsunuz ve arkadaşınıza ne hissettiğinizi söylüyorsunuz.
Özet ile ah ve tühler yerine soruna çözüm içim pozitif yaklaşıp sağlıklı düşünmek ve sağlıklı kararlar vermek yaşamımızı kolaylaştırmak olduğunu göreceğiz.
Biraz da sabırlı olacağız.
Sabrın sonucunda her şeyin çözüme ulaştığını göreceğiz.