Nefise Gürbüz

Şeyh-İ Kebir: Sadreddin Konevi - 1

Nefise Gürbüz

Anadolu Selçuklu Devleti topraklarında Mevlana Celaleddin Rumi ile aynı dönemde yaşamış olan bir diğer mutasavvıf da Sadreddin Konevi’dir. Anadolu’da yetişmiş büyük sufilerden biri olan Sadreddin Konevi’nin tam künyesi, Ebü’l-Meali b. İshak’ tır.  Malatya’da doğmuş ve Konya’da yaşamıştır. Doğum tarihi ile ilgili farklı rivayetler olmakla birlikte, 1209 yılında doğduğu ve 1274 yılında vefat ettiği bilinmektedir.

Konevi: Sultan Şeyhi’nin oğlu…

Sadreddin Konevi, I. İzzeddin Keykavus’un hocası olan Şeyh Mecdüddin İshak’ın oğludur. Selçuklu sarayında şehzadelere hocalık yaptığından Mecdüddin İshak’ ın bazı rivayetlerde “sultanın şeyhi” lakabıyla anıldığı söylenmektedir. Şeyh Mecdüddin İshak aynı zamanda Selçuklu sarayında üst düzey yöneticidir.  Selçuklu Sarayı ile Abbasiler arasında elçilik görevinde bulunduğu da bilinmektedir. Sarayla olan yakın ilişkisi dolayısıyla menkıbelerde Konevi’nin annesinin hükümdarın kız kardeşi olduğu söylenir. Hatta bazı menkıbelerde ise sultanın azatlı cariyesi olduğu belirtilir. Konevi için söylenen “sultanoğlu” vb. ifadeler ise menkıbelerdeki anlatılanlara dayanmaktadır.

Bir babanın evladına bıraktığı en büyük miras: Babasının âlim ve mutasavvıflarla olan dostluğu…

 Şeyh Mecdüddin İshak’ın görevi icabıyla tahmin edileceği üzere, Konevi, zengin aile çevresinin sağlamış olduğu olanaklardan istifade ederek iyi bir eğitim görme imkânına sahip olmuştur. Babası Mecdüddin İshak’ın oğluna bıraktığı en büyük miras âlim ve mutasavvıflarla olan dostluğu olmuştur. Çeşitli âlimlerden dersler almış ve ilimlere dair eserlerini okuduğu âlimler hakkında yazdığı notlar onun hal tercümesi bakımından önemlidir. Malatya’da olduğu dönemlerde, daha on yedi yaşında iken el- İskenderani olarak tanınmış olan Kemaleddin Ali b. Muhammed’den, birçok değerli eserleri okumuş olduğunu notlarında belirtmiştir.

Babasının Konevi’ ye bıraktığı en büyük miras,  âlim ve mutasavvıf olan İbnü’l Arabi’ dir. İbnü’l Arabi, Mekke’de tanıştığı Mecdüddin İshak’ın daveti üzerine Dımışk’ a gelmiş bir süre onunla beraber kalmıştır. Bu dönemden itibaren İbnü’l Arabi ile Mecdüddin İshak arasındaki arkadaşlık güçlenerek sağlam bir dostluğa dönüşmüştür. Mecdüddin İshak Sultan’ın çocuklarının eğitimi için Konya’ya geldiğinde İbnü’l Arabi’de onunla birlikte gelmiş ve Konya sarayında da büyük ilgi gördüğü bilinmektedir. Konevi dokuz -on yaşlarında iken babasını kaybetmiştir.  Mecdüddin İshak’ın vefat üzerine İbnü’l Arabi onun dul kalan eşiyle evlendiği ve Konevi’ nin üvey babası olduğu rivayet edilir. Bazı kaynaklarda, bu evliliğin olmadığı İbnü’l Arabi ile Mecdüddin İshak arasındaki dostluktan dolayı böyle bir yakıştırma olduğu ya da Konevi’ nin İbnü’l Arabi hakkında “valid” tabirini kullanmasından dolayı hasıl olduğu belirtilmektedir.

Bununla birlikte İbnü’l Arabi ile Konevi arasındaki ilişki İbnü’l Arabi’nin ölümüne kadar devam etmiştir.

NOT: Değerli Okurlarım, Sadrettin Konevi Hazretlerinin İbnü’l Arabi ile olan ilişkisini ve ilim faaliyetlerini bu yazının devamı olarak haftaya paylaşacağım.

Yazarın Diğer Yazıları