
Osmanlı Dönemi Âlimi Ve Vaizi: Molla Arap-1
Nefise Gürbüz
Gerçek adı Muhyiddin Mehmed, babasının adı Ömer olup Mehmed Molla ve Molla Arap lakabıyla meşhurdur. Arap Diyarından geldiği düşünülmüş olmalı ki kendisi bu lakap ile meşhurdur. Osmanlı Padişahlarından II. Bayezid devri şeyhülislâmlarından Alâeddin Arabî Efendi de Molla Arap lakabıyla tanındığı için Arap Vâiz diye ondan ayırt edilir. Mâverâünnehir ulemâsından ve Sa’deddin et-Teftâzânî’nin talebelerinden olan dedesi Hamza b. İvaz ailesiyle birlikte Antakya’ya göç etmiş ve Molla Arap burada dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi hakkında bir kayıt bulunmamakla birlikte vefatında yetmiş yaşında olduğu bilgisinden hareketle 1464 yılı civarında doğduğu söylenebilir.
Daha çocuk denilebilecek yaşlarda Kur’ân-ı Kerîm’i ve kıraatten eş-Şâṭıbiyye ile fıkıhtan Kenzü’d-deḳāʾiḳ’ı ezberleyen Molla Arap, Antakya’da babası ile amcaları Şeyh Hüseyin (Hasan) ve Şeyh Ahmed ’den Arapça yanında fıkıh, usul ve kıraat dersleri aldıktan sonra Hasankeyf, Diyarbekir ve Tebriz’de tahsilini ilerletti; özellikle Tebrizli Molla Mezîd’den birkaç yıl ders aldı. Tebriz dönüşünde Halep’te verdiği vaaz, ders ve fetvaları ile Arap ve Acem diyarında şöhret kazandı. Ardından Kudüs ve Mekke’de bir müddet öğrenim gördü, bu arada hac vazifesini yerine getirdi. Daha sonra Kahire’ye geçerek Celâleddin es-Süyûtî’den icâzet aldı. Burada kaleme aldığı en-Nihâye adlı eserini vaazlarını dinleyip sohbetlerine katılan Sultan Kayıtbay’a takdim etti. Sultanın, kendisine olan sevgisi dolayısıyla Mısır’dan ayrılmasına razı olmadığı bilinmektedir.
Molla Arap, Kayıtbay’ın vefatından sonra 1497-98 yılında Osmanlı ülkesine göç ederek Bursa’ya yerleşti. Burada bir müddet vaaz verip halkın teveccühünü kazandı, ardından İstanbul’a giderek vaazlarına orada devam etti. II. Bayezid onun vaazlarını dinleyip sohbetlerine katılmış ve kendisine ihsanlarda bulunmuş, Molla Arap da yazdığı bazı eserlerini sultana ithaf etmiştir. Kaynaklarda, II. Bayezid’in sefere giderken Molla Arap’ı da beraberinde götürdüğü, Mora yarımadasındaki müstahkem mevkilerden biri olan Modon Kalesi’nin fethinde kaleye ilk giren gaziler arasında Molla Arap’ın da bulunduğu belirtilir.
Bir süre sonra İstanbul’a dönen Mola Arap burada Vaazlarına devam etti. Daha sonra Halep’e gitti ve orada nâib Hayır Bey’in teveccühünü kazandı. Taşköprizâde ve İsmâil Belîğ’e göre sekiz, Mecdî’ye göre üç yıl civarında ikamet ettiği Halep’te hadis ve tefsir dersleri verdi, vaazlarını sürdürdü.
Değerli okuyucular yazının devamı haftaya…