
Osmanlı Devleti'nin İlk Şeyhülislamı: Molla Fenari
Nefise Gürbüz
Molla Fenari: II
Molla Fenari’nin yaşadığı dönme bakacak olursak, 1350-1431 yılları arasında yaşamış olduğu dikkate alınırsa, Osmanlı Devleti’nin siyasi olarak sınırlarının genişlemeye başladığı Kuruluş dönemine rastlamaktadır. Molla Fenari Osmanlı hükümdarlarının beş tanesinin hüküm sürdüğü bir dönemde yaşamıştır. Bu Osmanlı padişahları sırasıyla, Orhan Gazi, I. Murat, Yıldırım Bayezid, Çelebi I. Mehmed ve II. Murat dönemleridir.
I. Mehmed Çelebi’nin, Karaman saldırısının ardından Bursa’ya dönerken Molla Fenari’ yi de beraberinde getirdiği bilinmektedir. Bu dönemde ikinci defa Bursa kadılığı görevi kendisine verilmiştir. Molla Fenari bir taraftan kadılık görevini yerine getirirken diğer taraftan Manastır Medresesinde müderrislik yapmaktaydı. Molla Fenari, bu dönemde yetiştirdiği önemli âlimler arasında İbn-i Hacer el- Askalani ve Muhyiddin Kafiyeci bulunmaktaydı. Medresede hocalık yaparken önemli yeniliklerde getirmiştir. Bunlardan biri tatil günlerini artırması olmuştur. O devirde Osmanlı topraklarında Sadeddin Taftazani’ nin yazdığı eserler yayılmaya ve medreselerde okutulmaya başlamıştır. Molla Fenari zamanında tahsil görenlerin tatili Cuma ve Salı olarak iki gündü. Bu iki gün o günün şartlarında yeni telif edilen eserleri öğrenciler kendileri çoğalttıkları için yetmiyordu. Yazmak o günün şartlarında okumaktan daha fazla vakit almaktaydı. Okumak için eserlerin elde yazılı olması şarttı. Tüm bu sıkıntıları bilen Molla Fenari pazartesi gününü de tatil ederek talebelerin eserleri daha rahat istinsah etmeleri için zaman tanımıştır.
Molla Fenari akli ilimlerde öyle başarılı idi ki; kısa bir günde sabah namazından sonra oturup, yatsıya kadar yazdığı rivayet edilen” İsagoci Şerhi” senelerce medreselerde okutulmuştur. Bu şekilde, onun bir gün gibi kısa bir müddette bir eserin şerhini yapması, Onun not almada ne kadar seri ve ilmi çevirisinin ne kadar geniş olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Ayrıca bu çalışmalarından dolayı Molla Fenari, Osmanlı Devletinde yetişen en meşhur mantıkçılar arasına girmiştir. Ayrıca, Aristo'yu Anadolu'ya ilk tanıtan Molla Fenari olmuştur. Yaklaşık 1383 tarihinde ilmi eğitimini tamamladıktan sonra Anadolu'ya dönen Molla Fenari hayatının sonuna kadar ders vermiş, medresede hocalık yapmıştır. Ayrıca, o devrinin ünlü şahıslarından olan Emir Sultan’a Miftahü'l- Gayb'i okutmuştur. Aynı devirde yaşamış olan Emir Sultan ile oldukça iyi ilişkiler içerisine girmiş, kendisiyle iyi bir dostluk kurmuştur. Yine Emir Sultan'ın Yıldırım Bayezid'in kızı Hundi Sultan'la evlenmesinde katkısı olmuş ve nikâhlarını kıymıştır.
Bütün bunların yanında, zamanının sayılı zenginleri arasına giren Molla Fenari sadece medrese işleriyle meşgul olmamış, Bursa'da kabrinin bulunduğu caminin üst sokağında bir de medrese yaptırmıştır. Fenari vefat ettikten sonra özel kütüphanesinden çıkan kitapların sayısı on bin adetti. Ayrıca Molla Fenari, not aldığı birçok eseri birçok vazifeyi bir arada sürdürmesi nedeniyle kaleme alamamıştır. Molla Fenari, bütün bu çalışmalarının sonucu olarak Osmanlı Devleti’nin ilk Türk Şeyhülislamı şerefine nail olmuştur. Molla Fenari, Osmanlı Devletinin ilk resmi Şeyhülislamı olması yönüyle de dikkat çekicidir. Osmanlılar Devletinin kurulmasıyla birlikte Şeyhülislam ünvanlıyla birçok zatların varlığı bilinmektedir. Ancak bu sadece Şeyhülislam denilen şahsın ilmi üstünlüğünü ifade eden bir unvandır. Osmanlı tarihinde devlet tarafından yetkili olarak ilk resmi statüyü taşıyan Şeyhülislam, Molla Fenari’ dir. Çünkü bir eser şöyle der: “Sultan II. Murat 1425 senesinde Bursa'ya gitti. Bu yıl Sultan Murad İsfendiyar Beyi'nin kızı ile evlendi. Yine bu yılda, Allah'ın lütfu ile çok büyümüş ve genişlemiş olan Osmanlı Devleti'nin işleri çoğaldığı için, bütün ulemaya merci olmak üzere bir Şeyhülislam tayinine lüzum görüldü. Asrın en büyük âlimi olan Molla Fenari Şeyhülislam tayin edildi. İşte Osmanlı Devleti’nin birinci Şeyhülislamı Odur.” Bu ifadeden de anlaşıldığı gibi Osmanlı Devleti’nin ilk resmi Şeyhülislamı Molla Fenari’ dir.
Molla Fenari’nin Gözlerinin Kör oluşu ve vefatı
Molla Fenari’ nin gözlerinin ömrünün sonlarına doğru kör olduğu söylenmektedir. Bu durumla ilgili olarak aktarılan çeşitli menkıbevi rivayetler mevcuttur. Taşköprülüzâde: “Yer, ilmiyle amel eden âlimlerin cesedini çürütmez” hadisi üzerine Molla Fenari’nin hocası Alâeddin Esved’in mezarını kazdırdığını, mezarda hocasının cesedinin çürümediğini gördüğünü, bunun üzerine gaiplerden bir sesin ona “Şimdi inandın mı gözleri kör olası” dediğini aktarmaktadır. Diğer bir rivayete göre ise, oğlu Muhammed Şah’ın 425-426 yılında vefatı üzerine üzüntüsünden gözlerinin görmez olmuş ve sonrada şifa bulmuştur. 1429 yılında Molla Fenari’nin gözlerinin açıldığı ve bunun üzerine Allah’a şükrünün bir ifadesi olarak ikinci kez hac yolculuğuna çıktığı bilinmektedir.1430 yılına doğru seyahatini tamamlayıp Bursa’ya döndü. Molla Fenari hacdan döndükten sonra devlet adamlarından ve halktan büyük ilgi gördü. Oğlu Yusuf Bal Çelebi, 1430 tarihinde Bursa kadılığına getirilerek, Molla Fenari taltif edilmiş oldu. Bundan sonra Molla Fenari, tüm zamanını ibadet ile geçirdi. Ancak halkın kendisini görmek istemesi gerek evinde, gerekse Cuma namazına giderken kalabalıklar oluşturmaları, adeta huzurunu bozacak dereceye varmıştı. Molla Fenari, bu esnada yaklaşık 83 yaşlarındaydı. Bu sıralarda iyice yaşlanmış olan Molla Fenari, artık ömrünün sonuna yaklaşmış ve (Mart-Nisan) 1431'de Bursa'da vefat etmiştir.
Bugün Bursa’nın, Molla Fenari olarak anılan semtinde kendi yaptırdığı cami bahçesine defnedilmiştir. Mezar taşının ilk zamanlarda Zeyniyye alameti taşıdığı çeşitli kayıtlardan anlaşılmaktadır. Fakat bu gün mezar taşının üzerinde sülüs hat ile “Molla Fenârî Hazretleri / Muhammed b. Hamza b. Muhammed b. Muhammed el-Rûmî el-Fenârî /Mevlânâ Şemseddin Fenârî / Tevellüdü Saferü’l-Hayr 751 / Vefatı Recebü’l-Ferd 834” yazılı olduğu görülmektedir.