
İlk Dönem Osmanlı Mücahidi: Geyikli Baba -2
Nefise Gürbüz
Orhan Gazi İle Geyikli Baba Arasındaki İlişki
Geçen haftaki konumuz olan Türkmen Dervişlerinin yaşam tarzını bizlere en güzel şekilde gösteren, Geyikli baba olarak bilinen ve Yunus Emre tarafından isminin Hasan olduğunu öğrendiğimiz dervişin hayat hikayesine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Geyikli Baba yalnızca savaşlarda yer alan ve sair zamanda dağlarda müritleriyle dolaşan sıradan bir derviş değildir. O aynı zamanda siyasî kimliği olan da biridir. Geyikli Baba’nın Orhan Bey’in siyasî meşruiyetini pekiştirmede önemli bir rol oynadığı da bilinmektedir.
Orhan Gazi döneminde Kızıl Kilise’nin ele geçirilmesindeki üstün gayretinden dolayı Orhan Gazi Geyikli Baba’ya iki yük şarap ve rakı göndermiştir. O dönemdeki Türkmen dervişlerinin günümüz İslam anlayışından farklı yaşam sürdürdüklerini bilmek gerekir. Orhan Gazi’nin göndermiş olduğu bu iki yük şarap ve rakıdaki amacı; Geyikli Baba’nın bu Kalenderi yapısını ve yaşam tarzını bildiği veya tahmin ettiği için ve birazda Onun bu konudaki tavrını ölçüp bir anlamda teftiş etmek için “ Baba’nın içme alışkanlığı vardır deyü” için bu hediyeyi göndermiştir. Geyikli Baba’nın yaşam tarzı olan bir Türkmen dervişi için en uygun hediyenin bu olabileceğini düşünmüştür.
Geyikli baba kendisine gönderilen bu hediyeyi kabul etmekle birlikte, “ yağ ve bal” niyetiyle kabul ettiğini belirtmiş ve bir kazana koyup kaynattırmış ve kudretini göstermek istercesine Orhan Gazi’ye geri göndermiştir.
Orhan Gazi ile Geyikli Baba arasında geçen hadiselerden bir diğeri kaynaklardaki ifadeye göre şu şekildedir; Geyikli Baba, “bir geyiğin sırtına binmiş ve omzunda bir kavak fidanı olduğu halde” gelerek, elindeki fidanı Bursa sarayında Babü’s-Sa’ade önüne dikmiştir. Bu olaya şahit olan saray görevlileri, derhal Orhan Gazi’nin yanına gelerek, “ O derviş geldi, kavak ağaç dikiyor” diyerek durunu bildirmişlerdir. Bunun üzerine Orhan Gazi sarayın önüne gelmiş ve Geyikli Baba Ona dönerek, “bu bizim duamız oldukçadır, amma, dervişlerin duası senin ve dervişlerin makbuldür” diyerek dergahına geri dönmüştür.
Geyikli Baba’ nn sarayın bahçesine kavak ağacı dikmesi oldukça manidardır. Orta Asya’dan Anadolu’ya Türklerin inancında her zaman ağaç önemli bir paya sahiptir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşu da bilindiği üzere rüya ve ağaç metaforu ile müjdelenmiştir. Ancak bunla sınırlı kalmamış ve ağaç kültü üzerinden kuruluş, devletleşme süreci devam etmiştir. Burada da görüldüğü üzere Geyikli Baba’nın herhangi bir ağaç değil de kavak dikmesi oldukça önemlidir. Tekliğin, birliğin, bağımsızlığın, bayrağın sembolüdür. Orhan ve Osmanoğulları âlemleri ayakta tutacak, kendisine tabi olanları Allah’ın izniyle koruyup kollayacak, onları bir bayrak altında bağımsız yaşatacak olanlardır. Türkmenlerin çok iyi bildiği bu inanç nazarından bakılacak olunursa Orhan Bey’e tabi olan zümreler için Geyikli Baba’nın yaptığı önemli bir işarettir. Çünkü Geyikli Baba dini bir liderdir. Onun, Orhan Bey’i desteklemesi, Türkmen zümreler için Orhan Bey’in meşruiyetini kesinleştirmiştir.
Derviş Ve İktidar İlişkisi
Geçen haftada ele değindiğimiz ve ilk dönem Osmanlı kaynaklarında yer alan Orhan Gazi ve Geyikli Baba menkıbesi, o dönemin derviş- iktidar ilişkisine dair önemli bir örnektir. Bu hadisede Orhan Gazi’nin Geyikli Baba’da dua istemesi, devletin kuruluş döneminde dervişlerin desteğini almak istemesi ve Orhan Gazi’nin şahsında iktidar sahiplerinin onlarla iş birliği içinde olmak istediklerini açıkça göstermektedir. Padişahın talebine karşılık Geyikli Baba “ dervişlerin duası seninledir” demiştir. Bu durumda Geyikli Baba Orhan Gazi’ye istediği güvenceyi vermiş ve dervişlerin iktidara karşı benimsediği politikayı da ortaya koymuştur.
Ayrıca Geyikli Baba’nın Orhan Gazi’nin askerlerine söylediği şu sözde ilginçtir. “ Dervişler gözcü olup dua vaktin gözedirler”. Bu söz bir anlamda dervişlerin iktidarın yaptıklarını yakından izlediklerini ve gerektiği bir durum olduğunda müdahale edebileceklerini bildirmektedir. Sarayın bahçesine çınar/kavak ağacı diken Geyikli Baba Orhan Gazi’ye devletin ömrünün uzun olacağını ifade ederken diğer taraftan da devletin yanında olduğunu ve Orhan Gazi’yi desteklediğini söylemek istemiştir.
Geyikli Baba’nın Orhan Gazi’ye göstermiş olduğu bu ilgi devlet nazarında Baba’ya karşı olan memnuniyeti arttırmıştır. Orhan Gazi bu ilgi ve desteği karşılıksız bırakmak istememiş ve Geyikli Baba’ya İnegöl ve civarını malikâne olarak vermek istemiştir Fakat Geyikli Baba “mal, mülk Sultanlara ve beylere gereklidir; dervişler dünya malına değer vermezler” diyerek kabul etmemiştir. Fakat Orhan Gazi’nin ısrarı üzerine “ şu karşıdaki tepecikten birisi dervişlerin havlısı olsun” demiş kendisinin yaşadığı köyü hediye olarak kabul etmiştir. Bu olaydan sonra Osmanlı Padişah Orhan Gazi’nin Geyikli Baba ile daha iyi ilişki yaşadığı bilinmektedir. Hatta Kaynaklarda geçen ifadede “ Seyyid anun Şeyhi idi şeyh-i Kebir/ Ol Horasan’dan gelüben tutdı yir” beytinde ifade edilen Orhan Gazi’nin şeyhinin Geyikli Baba olduğunu düşünülmektedir.
Geyikli Baba, Orhan Gazi döneminden önceden beri yaşamakta olup ve Orhan Gazi tarafından kendisine verilen bölgede sultanın da onayını aldıktan sonra rahat bir hayat sürmüş ve ömrünün geri kalan kısmını dağlarda yaşayarak ve müritlerinin eğitimiyle geçirmiştir. 1350 yıllarında da vefat ettiği bilinmektedir.
Mezarında bulunan ve Germiyan Şehzadelerinden olduğu bilinen Balım Sultan’ın emirlik görevini terk ederek hayatını Geyikli Baba’nın hizmetinde geçirdiği bilinmektedir. Bu durum aslında Onun sadece Osmanlılara değil aynı zaman da Germiyanoğulları ve diğer Türkmen Beylikleriyle de iyi ilişkiler içerisinde olduğunu göstermektedir.
Geyikli Baba, ifade edildiği üzere, müritleri, taraftarları ile sosyal anlamda güçlü bir şahsiyettir. Öte yandan askerî kabiliyetleri yüksek aktif bir karakterdir. Yeri geldiğinde Orhan Bey’e sert çıkmaktan çekinmeyerek, Onun kendisini ziyaret etmesine mani olabilecek derecede kendine güvenmektedir. Muhtemelen bu tavrının altında manevi kimliğinin ve derinliğinin de payı vardır. Ancak O ve bu ekolün takipçilerinin yönetimde olma, idareci olma veya yöneticileri sevk ve idare etme konusunda hayli mesafeli olduklarını görmek mümkündür. Bu yönüyle Halk İslam’ı mensupları ve takipçilerinin ihtiyaç duyuldukları zamanlarda idarecileri maddi-manevi desteklediklerini ancak sair zamanlarda yönetimden, idarecilerden hayli uzak olduklarını, özellikle de uzak durduklarını söylemek mümkünüdür.
Kaynaklar: Haşim Şahin, Dervişler, Fakihler, Gaziler Erken Dönem Osmanlı Döneminde Dini Zümreler( 1300-1400); Haşim Şahin “ Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Devrinde Adı Geçen Önemli Bir Derviş: Geyikli Baba”; Selcen Ö. Ulutaş- Gaye Yavuzcan, “ Muktedirler ve Mistikler Üzerine Bir Değerlendirme: Arif Çelebi ve Geyikli Baba”; Saadet Çağatay, “ Türk Edebiyatında Geyiğe Dair Motifler”.