Devlet İdaresinde Sahip Ata-I
Nefise Gürbüz
Sahip Ata Fahreddin Ali, Anadolu Selçukluları dönemi kaynaklarında, “Sahib”, Sahib-i Azam”, Sahib-i Muazzam”, Ebu’l Hayrat”, “Hoca”, Emir-i Divan “Kavvamü’l-Mülk gibi çeşitli lakaplarla anıldığı bilinmektedir.
Sâhib Ata Fahreddin Ali’nin Anadolu Selçuklu Devleti’nde tespit edilen ilk görevi emîr-i dâdlıktır. Sâhib Ata, II. Keyhusrev’in ölümünün ardından oğulları İzzeddin Keykâvus, Rükneddin Kılıçarslan ve Alâeddin Keykubad arasında başlayan mücadelede II. Keykâvus’un yanında yer aldı. II. Keykâvus’un müstakil saltanatı sırasında (1246-1249), İlhanlı kumandanlarının Anadolu’ya sık sık elçiler gönderip antlaşmalar dışında para istemelerini önlemek için Selçuklu devlet adamları tarafından elçi olarak Batu Han’a gönderilen Sâhib Ata bu görevinde başarılı oldu. Batu Han, İlhanlı kumandanlarının elçilerinin Anadolu’ya gitmesini yasaklayan bir yarlığ çıkardı. Sultan II. Keykâvus, Hülâgû’nun huzuruna gitmek için Konya’dan ayrılırken Sâhib Ata’yı nâib-i saltanat tayin etti (1259).
Ertesi yıl vezir Mahmud Tuğrâî’nin ölümü üzerine vezir oldu. II. Keykâvus tarafından kardeşinin niyetini anlamak veya münasebetleri düzeltmek amacıyla Aksaray’a gönderildiğinde IV. Kılıcarslan’ın vezirlik teklifini kabul edip onun tarafına geçti.
Sâhib Ata, küçük yaşta tahta geçirilen III. Keyhusrev zamanında Muînüddin Süleyman Pervâne ile dayanışma içinde devlet işlerini yürüttü. Ancak II. İzzeddin Keykâvus’un Kırım’da gurbette yaşadığı sırada kendisine bir mektup yazarak düştüğü sıkıntıyı bildirmesi üzerine Muînüddin Süleyman’dan izin alıp bir miktar altın ve kıymetli hediyeyi Sultan İzzeddin’e göndermesi Sâhib Ata’nın yerine göz dikenlerin dedikodularına ve onu tasfiye etmek için fırsat kollayan Muînüddin Pervâne’nin harekete geçmesine yol açtı. Sâhib Ata görevinden azledilerek Osmancık Kalesi’nde hapsedildi.
İlhanlı Sultanı Abaka Han’ın huzuruna çıkmayı başaran küçük oğlu Nusretüddin Hasan handan aldığı bir yarlığ ile babasını kısa bir süre içinde hapisten kurtardı. Sâhib Ata kıymetli hediyelerle Abaka Han’ın yanına giderek hakkında söylenenlerin asılsız olduğunu ispat etti. Konya’ya dönünce birkaç yıl sıkıntı içinde yaşadıktan sonra tekrar Abaka Han’ın huzuruna çıktı ve yeniden vezir tayin edildi. Sâhib Ata ve oğulları Abaka Han’a her yıl 2000 baliş para ödeyecek, ayrıca Anadolu’dan gönderilecek vergi ve malların nakli için 700 at verecekti. Sâhib Ata vezir olunca Muînüddîn Pervâne ile birlikte çalışmaya devam etti.
Rükneddin Kılıcarslan’ın Abaka Han’ın oğlu ile evlenecek olan kızını ve çeyizini Tebriz’e götüren heyette yer alan Sâhib Ata, Beylerbeyi Hatîroğlu Şerefeddin’in Kayseri’de isyan etmesi üzerine beraberindeki heyetle ve 30.000 İlhanlı askeriyle Anadolu’ya döndü. İsyan bastırıldı ve Hatîroğlu bazı beylerle birlikte idam edildi.
1276 yılında, Memlük Sultanı Baybars, Elbistan ovasında Moğol askerlerini mağlûp etti. Moğollar’ın bu yenilgisinin ardından Muînüddin Pervâne, Kayseri’ye giderek burada bulunan III. Gıyâseddin Keyhusrev ile Sâhib Ata’yı yanına aldı ve Tokat’a çekildi. İlhanlılar’ın Türkler’den intikam almasından korkan III. Gıyâseddin Keyhusrev, Sâhib Ata ve Muînüddin Pervâne durumu bildirmek üzere İlhanlı hükümdarına bir haberci gönderdiler. Abaka Han intikam duygularıyla Anadolu’ya geldiğinde de ona katıldılar. Abaka Han, Anadolu’nun idaresini kardeşi Kongurtay Noyan’a bırakıp Azerbaycan’a dönerken Sâhib Ata ile Muînüddin Pervâne’yi de yanında götürdü.