Nefise Gürbüz

Abbasi İhtilali'nin Sapık Fırkası: Hürremiyye

Nefise Gürbüz

Bir önceki haftanın konusu olan Abbasi ihtilalinin devamı niteliğindeki Hürremiyye fırkası, İhtilalin gidişatında önemli etkilere sahip olmuştur. 736 yılında İhtilal liderlerinden olan Bukeyr b. Mahan, Horasan bölgesine ihtilali organize etmesi için gönderdiği isim Ammar b. Yezid idi. Umare b. Yezid olarak da bilinen Ammar’ın ihtilale katılması ve Horasan’a gönderilmesiyle birlikte İhtilal farklı bir boyut kazanmıştır.  Ammar b. Yezid ihtilale katıldıktan bir süre sonra gizlilik esasından olsa gerek ismini değiştirmiş ve Hıdaş lakabını almıştır. Hıdaş, Hireli bir Hristiyan iken daha sonra Müslüman olmuştur. Ayrıca Kufe’de bir süre öğretmenlik yaptığı da bilinmektedir.

Hıdaş’ın taraftarlarının çoğalmasıyla birlikte ortaya attığı Hurremi fikirleriyle (sapık düşüncelerle) halkı ve kendine katılanları dinden uzaklaştırdığı bilinmektedir. Hatta öyle ki bu görüşü benimseyenler arasında Malik b. Heysem, Süleym el A’cemi gibi pek çok üst düzey Abbasi taraftarları bulunmaktadır.

Hıdaş bu sapık fikirlerini kendine tabi olanlara aktarırken bu düşünceleri İmam İbrahim’den bizzat aldığını ve İmam’ın fikirleri olduğunu söylemekten de geri durmamıştır. İmam İbrahim, bu sapık düşünceleri olan fırkayı duyduğunda Horasan’daki Abbasi taraftarlarıyla iki yıl boyunca görüşmedi. Gelen mektup ve elçilere cevap vermedi. Ayrıca İmam İbrahim, bu düşünceyi benimseyenlere ve Hıdaş için “Hıdaş’ı ve Onun dinini takip edenlere lanet olsun!” diyerek kızgınlığını ifade etmiştir. İmam İbrahim, bir müddet sonra Hıdaş’ın fikirlerini ortadan kaldırmak için çeşitli şehirlere adamlarını göndererek halkı bu düşüncelerden uzaklaştırmaya çalışmıştır. Netice de bu görüşü benimseyenler, Kuran ve sünnete aykırı olan bu fikirleri desteklemenin yanlış olduğunu anlamışlar ve pişmanlıklarını dile getirmişlerdir.

Peki, ileri düzey Dai ve Abbasi taraftarının benimsediği, İmam İbrahim’i uzun süre uğraştıran, İmam’ı Horasan halkına küstüren ve halktan çokça ilgi gören Hürremiyye Fırkasının ilkeleri nelerdir?

“Hürremiyye”, kelime olarak bakıldığında bu ismin nereden ve ne şekilde geldiği tam olarak bilinmemektedir. Müslüman müelliflerin birçoğu fırkayı benimseyenlerin her şeyi mubah kıldığı için kelimenin Farsça Hürrem (şen neşeli) isminden aldıklarını düşünmektedirler. Hurrem kelimesi ile bu fikri benimseyenlerin inançları arasında yakın bir ilişki kuran görüşler “kelimenin dini bir ıstılah olarak ele alması onların zevkten başka bir şey düşünmedikleri içindir” şeklinde yorumlamaktadırlar.

Hürremiyye fırkasının oluşumunda en fazla Mazdeki fikirler etkili olmuştur. Ravendiye Fırkası bu görüşü benimseyenlere “Hadişu’d-din” yani dini bozanlar olarak tanımlamıştır.  Ayrıca Ammar b. Yezid’in Hıdaş lakabından dolayı bu görüşe sahip olanlara Hıdaşiyye de denilmiştir. Ebu Müslim nasıl ki Abbasilerden İmamet’in kendilerine geçtiğini savunduğu gibi Hürremiyye fikrini benimseyenler de İmametin Muhammed b. Ali’den kendilerine geçtiğine inanırlar.

Hürremiyye fırkası sapık bir düşünce üzerine kurulmuş, inananları İslam’dan uzaklaştırma gibi temel bir felsefe anlayışına sahiptir. Onlar ‘tenasühe’ inanırlar ve Allah’ın kendisini bir suretten diğer bir surette geçip kullarına farklı zamanlarda gözükebildiğini iddia ederler. Cebrail’in Peygambere bir bedevi olan Dıhyeti’l Kelbi şeklinde görünüp İman ve islam hakkında sorması, Peygamberin de “Bu dininizi size öğretmek için gelen Cebrail’dir” demesini delil olarak gösterirler. Özellikle “kadınların ortaklığını” savunan bir fırkadır. Namaz, oruç ve hac gibi ibadetler yoktur. Orucun tevili imamı zikretmek, namazda imama dua etmek, hac ise imama yönelmekle yerine getirilmiş olmaktadır.

Hürremiyye lideri Hıdaş, bu görüşlerini Kuran’daki bazı ayetlerle de desteklemiştir. Bu ayetler: “İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyla sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyla sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyla sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur.( Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amel sebattır.) Allah iyi ve güzel yapanları sever”.

Peki, bu sapık görüşleriyle halkı ihtilal düşüncesinden uzaklaştıran ve özellikle Hakk’a isyana sürükleyen Hürremiyye ya da Hıdaşiyye fırkasını ortaya atan Ammar b. Yezid’in sonu nasıldı?

Bukeyr b. Mahan’ın Hıdaş’ı böyle önemli bir göreve getirmesindeki amacı, Hıdaş’ın davayı benimsemediği, güven verdiği ya da öyle göründüğü söylenebilir. Hıdaş bir süre sonra Merv şehrine gelmiş, yaydığı sapkın görüşleriyle davetin gidişatı değişmiş ve davayı yıkmak için faaliyetlerde bulunduğu açıkça ortaya çıkmıştı. Emevi valisi Esed b. Abdullah, halkı bu sapık fikirleriyle kendine bağlayan Hıdaş’ı haber alır almaz onu tutuklatıp yanına getirtir. Esed’e kötü sözler söyleyen Hıdaş’ın elleri kesilir, gözleri oyulur ve dili kopartılarak öldürülür. Son olarak da vali Esed tarafından Amul şehrinde ibret-i âlem için astırılır.

Yazarın Diğer Yazıları