Nazlı Yolbakan

Ne mutlu kalemini satmayanlara!

Nazlı Yolbakan

Gazetecilik, her zaman özel bir meslek olarak görülmüştür. En azından benim için öyle. Toplumun gözü, kulağı, vicdanı olma göreviyle halkı bilgilendirmek, gerçekleri ortaya çıkarmak gazetecilerin sorumluluğudur.
Ancak ne yazık ki günümüzde bu meslek, olması gereken yerden çok uzaklaşmış durumda. 
Konya’da sahada haber yaparken karşılaştığım muameleler, engeller, küçümsemeler, yazdıklarımızdan dolayı suçlanmamız bu mesleğin Konya gibi bir yerde bile ne denli zor olduğunu gözler önüne seriyor.
Birinin hatasını yazdığımızda, “ayıp ettiniz, saygısızlık ettiniz” deniliyor. Yanlışa yanlış dediğinizde, bir anda suçlu konumuna düşüyorsunuz. Peki, bu meslek ne zaman bu kadar değersizleşti? Gazetecilik, ne zamandan beri hakkın yerinde durmak yerine gücü hoşnut etmek zorunda kaldı?
Benim nezdimde gazetecilik, doğrunun yanında olup yanlışa karşı durmaktır. Hakkı savunmak, halkın haber alma hakkını korumak, vicdanlı bir duruş sergilemektir.
Bu mesleği yaparken kimseye çalışmıyorum; kimsenin gönlünü hoş etmek gibi bir gayretim yok, olmamalı da.
Ancak gelin görün ki, bu meslek şu an için birçok kişinin gözünde sadece bir “gönül hoş etme” aracı haline gelmiş durumda.
Eleştiriden korkuyoruz. Bir hata gördüğümüzde üzerine gitmektense susuyoruz. Ya susmaya mecbur kalıyoruz ya da kendi rızamızla sessiz kalmayı seçiyoruz.
Neden böyle olduk? Bir gazeteci olarak görevimiz hakikati ortaya çıkarmak değil mi? İnsanların ne düşündüğünden bağımsız olarak, gerçekleri halka ulaştırmak bizim asli görevimizdir. Ancak bugün bu meslek, halk için çalışmak yerine belli başlı güç odaklarına hoş gözükme çabasına sürüklenmiş gibi
Basının gücünü, kalemin gücünü bilenler, bu gücü kontrol altına almak istiyor. İşte gazeteciliğin nasıl bu hale geldiği sorusunun cevabı da burada yatıyor.
Ancak şunu unutmamalıyız ki, gazetecilik her dönemde zor bir meslek olmuştur. Gücü elinde tutanlar, kendilerine karşı yazılan her eleştiriyi susturmaya çalışmıştır.
Bugün karşılaştığımız sorunlar, dün de vardı, yarın da olacaktır. Mühim olan, bu sorunlara boyun eğmeden, kaleminizi satmadan işinizi yapmaya devam edebilmek.
Gazetecilik, herkesin hakkını savunmak, güçsüzün sesi olmak demektir. Bu mesleği yaparken en büyük güvencemiz halkın desteği olmalıdır. Eğer biz gazeteciler doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten vazgeçersek, halkın güvenini kaybederiz. 
Bu yüzden mesleğimizin onurunu koruyarak, baskılara boyun eğmeden, gerçekleri halkla buluşturmaya devam etmeliyiz.
Sonuç olarak, gazetecilik sadece haber yapmak değildir; gazetecilik bir duruştur, bir vicdandır. Doğrunun peşinde koşan, yanlışa karşı duran her gazeteci, bu mesleğin gerçek anlamını yaşatmaya devam edecektir. Çünkü gazetecilik, gücün değil, hakkın tarafında olmaktır. Görüşmek üzere…


 

Yazarın Diğer Yazıları