Nazlı Yolbakan

Boykot çağrısında ahlaki çöküş

Nazlı Yolbakan

Ülkede günlerdir süregelen boykot çağrıları, vicdanları sızlatacak derecede çelişkilerle dolu. Filistin'de çocuklar ölürken ses çıkarmayanlar, bugün Türkiye'nin yerli ve milli markalarını hedef alarak boykot çağrısına öncülük ediyorlar. Sorun, protesto hakkının kullanılması değil; mesele, hak savunuculuğu adı altında milli değerlere saldırılması.

Daha önce Filistin için Starbucks boykot edilirken, bu markada çalışan binlerce emekçinin hakkı savunuluyordu. "Çalışanlar zarar görmesin" deniliyordu. Peki şimdi ne değişti? Yerli ve milli markamız Espressolab’a karşı boykot çağrısı yaparken, oradaki emekçilerin hakkı göz ardı ediliyor. Hani çalışanların hakları önemliydi? 

Yerli markaları hedef alan bu boykot, İsrail’in işgaline, Filistin’de yaşanan soykırıma sessiz kalanların, kendi ülkesine cephe almasıdır. Hak aramak adı altında yapılan bu eylemler, aslında derin bir ahlaki çöküşü işaret ediyor. Eğer bir şeylere tepki gösterecekseniz, bunun adil ve dengeli olması gerekmez mi? Bir yanda katledilen çocuklara göz yumulurken, diğer yanda kendi vatanının markalarına düşmanlık beslemek nasıl açıklanabilir?

Bir halkın özgürlüğü için meydanlara çıkmak elbette bir haktır. Ancak, bu hakkı kutsallarımıza ve değerlerimize saldırarak savunmak olmaz. Filistin’de akan kana sessiz kalıp, kendi yerli markalarımıza karşı böyle bir tutum sergilemek, ülkesini seven herkesin vicdanını sızlatmalı.

Vicdanlı bir duruş, kimden gelirse gelsin zulme karşı çıkmaktır. Ancak bugün tanık olduğumuz şey, ne vicdan ne de adalet arayışı. 

Bu mesele, ekonomik bir protestonun ötesinde, ülkemizin ve değerlerimizin geleceği için önemli bir sınavdır.

Yinelemek istiyorum, eğer vatanını seviyor ve ülkenin geleceğini düşünüyorsan, kendi ülkenin boğazına sarılmazsın. Kutsallarını çiğnemeden, değerlerine zarar vermeden hak arayışında bulunabilirsin. Ama bu yapılanlar, hak aramak değil.

Kendi ülkesinin çıkarlarını hedef alan bu eylemlere karşı, adil ve sağduyulu bir tavır sergilemek, hepimizin görevi olmalı diye düşünüyorum.
 

Yazarın Diğer Yazıları