
Yakutlu Kermesin Düşündürdükleri
Mustafa Özyurt
Kermes deyince akla içtimaı dayanışma gelmelidir. Kermes deyince akla vatan sevgisi, ilim ve irfan sevdası ve her türlü güzelliklerle dopdolu cevval ve faal neslin çoğalması ve yetişmesine destek olmak gelmelidir. Bu sahada çok güzel numune olur düşüncesiyle aşağıdaki misallerle bu mevzuu sizlerle paylaşmak istiyorum, şöyle ki:
Rasülullah s.a.v. doğup büyüdüğü şehri çok severdi. Onun için, hicret esnasında Sevr’den ayrılıp Mekke’ye doğru iyice bakıp “ Ey Mekke şehri, benim gözüm de sen dünyanın en güzel şehrisin. Kavmim uzaklaştırmasa idi senden ayrılmazdım” deyip ağlamıştır. Çünkü vatanını çok seviyordu. Medine-i münevvere de İslam devleti kurulduktan sonra, Efendimiz Mekke-i Mükerreme’ye girerken toprağına şükür secdesi yapmış ve “ Ya rabbi sana şükürler olsun, doğup büyüdüğüm vatanıma beni tekrar kavuşturdun” diye dua etmiştir.
Onun içindir ki; Bizler çok uzak bir yerden geldiğimiz de, uzun zaman görmediğimiz doğup büyüdüğümüz yere gelince toprağına yüz sürer şükür secdesi yaparız. Yani Efendimizin o sünnetini işlemiş oluruz. Rabbimiz vatan sevgisini kalplerimizden eksik etmesin.
Evet, sevgili okuyucular! Bu Yakutlu Kermesinden benim çıkardığım mana ve izlenimlerim, onun geliriyle yetişecek olan gençlerimizin peygamberlerinin(s.a.v.) bu hayatını öğrenerek vatansever olarak yetişeceğidir.
Ben, Nasreddin Hoca merhumun da bu yazıma katkıda bulunmasını istiyorum. Şöyle ki;
Bir gün Nasrettin hoca namaz kılarken evine hırsız girmiş ve demiş ki:
-nasıl olsa namaz kılıyor bana bişi yapamaz
demiş ve cüzdanı tam alırken Nasrettin hoca demiş ki:
Kul eüzü felak, arkamdaki salak, cüzdanımı bırak, yoksa yersin dayak.
Nasreddin Hoca, sanki burada iman hırsızlarına sesleniyor ve diyor ki; Ey iman ve ahlak ve ilim hırsızları bizim ibadet ve tatla meşgul olmamız sizi, bunlar sağı solu görmezler gibi düşündürmesin. Nasreddin merhum yine onlara:
Böyle kermeslerde erkeğiyle, kadınıyla, genciyle yaşlısıyla ve çocuğuyla canı gönülden bu memleketin geleceği için çalışanların halini görünce;“Bu ne güzel üsve-i hasene yani engüzel numune diyor ve hizmet alperenlerini ve baciyanlarını görünce ilim ve İslam düşmanlarına sanki şöyle sesleniyor! ”Kul euzü felak bu ahmaklığı bırak, sonra yersin dayak” diyor gibi o maneviyat hırsızlarına!! Diye düşünüyorum. Burada dayak da maksat Allahın sillesidir diye düşünmüş olabilir merhum.
Bir memleketin halkı, Allahın emir ve yasaklarına sımsıkı sarılır, emirlerini yerine getirir, yasaklarından kaçınırsa, kilitli bereket kapıları açılır. Çünkü hazinelerin anahtarı, rabbimizin katındadır. Bereketin kaynağı yüce rabbimizdir
Bereketin kaynağı o, olduğuna göre,kendilerine bereket verdiği kimseler, mekanları, zamanları, eşyaları, amelleri.. vb. gözden geçirerek faydalanmayı bilmelidir. . Dürüs olmalıdır insan.
Adamın birinin bir ineği varmış. Adam, bu ineğin sütüne su katar öyle satarmış. Günün birinde yağan yağmurlardan meydana gelen sel, ineği götürmüş. Adamın çocuklarından biri” Süte kattığımız sular toplandı, sel oldu ve ineği götürdü” babacığım demiştir.
Ben şahsen bu Yakutlu Kermesin manzarası ve fedakâr hizmet erbabını görünce; Bu Kermesin gelirleri ile yetişecek olan nesillerin bu memleketin bereket kaynakları olacağına gönülden inandım. Ve kanaatim, onların temiz toplum meydana getireceğine dair tam ve samimi olduklarını düşünüyor ve desteğinizi esirgememenizi tavsiye ederim. Lütfen gidin görün yiyecek, içecek, gıda ve ev ihtiyaçlarından gelinlik kızlarımızın ihtiyaçları ve bunlara benzer ihtiyaçlarınızı buradan görerek bir ilim fidanını yetişmesine yardımcı olmada katkınız osun. İnşallah onlar, süte, su katmayacaklar bereket katacaklar.
El emeği göz nuru ile hazırladıklarını satmak, Yakutlu Kermeste istirahatlarını bırakıp, çoğu vaktini akşama kadar ayakta geçirip ümmeti Muhammede ve ümmeti Muhammedin evladına hizmet ederek uykusuz kalan, gece yatağına geç saatte yatıp belki de uyuyamayan muhtereme hanımefendi kardeşlerimi görünce, peygamber Efendimizin hanımları annelerimiz aklıma geldi. Ve bunların içerisinden Hazret-i Meymune validemizin örnek halini yazmak istedim.
Hz. Meymûne (r.anha) akıllı ve tedbirli bir kadındı. Peygamberimizin (a.vesselam) nikâhlandığı son hanımıdır. Efendimizin hanımlarından da en son vefat edendir.
Hazret-i Meymune, Resulullahın kendisine dünür olduğu haberini deve üzerinde iken alınca, dedi ki:
- Deve de, üzerindeki de Resulullahındır- diyerek Peygamber efendimizin teklifini severek kabul etti.
Hazret-i Meymûne son derece itikada bağlı ve sağlam akideli bir hanımefendi idi.
İslam tarihinde savaşanlara yardım etmek gayesiyle kadınlardan bir bölük kurmuş ve bu bölüğün başına da kendisi geçmiştir. Hz. Meymûne Validemiz o savaşlarda yaralılara yardım etmek, ihtiyaçlarını karşılamak için bulunan ilk hemşiredir. Onun kurduğu sağlık ve yardım timi yüzyıllara örnek olacak bir nitelikteydi. Yaralılara yardım ediyorlar, yemek ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Sürekli onların yanında hizmet eden bir bölüğe sahiptiler.
Bu yakutlu Kermes de yukarda bahsettiğim hanım kardeşlerimiz, Hz. Meymune validemize de yakışır birer evlatlık vazifesini yerine getiriyorlar. Hz. Allah yar ve yardımcıları olsun der, Koyunoğlu müzesin ve KN. TV.den sonraki Sincap marketin bitişiğinde, TOPRAKLIK YAKUTLU TALEBE YURDU bahçesinde açılan ve Perşembe gününe kadar devam edecek, talebe ve ilim müesseselerine yardım gayesiyle açılan bu Yakutlu Kermese gitmenizi ve görmenizi tavsiye ederim.