Mustafa Özyurt

Türkler ve İslam (2)

Mustafa Özyurt

Dilerseniz bu günde Türklerin İslam’a giriş ve İslam’ı benimseyişlerini biraz daha açalım. Zira bundan sonraki yazılarımızda Konya dan çıkıp, Tarsus, Peygamberler şehri Urfa, Suriye, Medine-i Münevvere ve Mekke-i Mükerremeden ve oralardaki tarihi hakikatlerden bahsedeceğim. Ayrıca, Arablarla Türkler arasında bir bağ oluşturmak yani inanç hususunda nasıl manevi bir bağ kurdular bu hususu, biraz daha açma lüzumunu hissettiğim için biraz daha mevzuyu açalım.
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) İslamiyeti tebliğiyle birlikte dünyanın ücra köşesinde yaşayan Arab kavmi, ilahi bir tecelli sonucu yeni ve büyük bir millet haline geldi. Meçhul, basit bir hayat süren hatta aşağılanarak yaşayan insanlar hidayete erince birden bire tarihin mümtaz, kahraman, fatih ve dâhileri oldular. Halife Hazreti Ömer, emrindeki bir avuç Müslüman gazisiyle 641 de Suriye ve Mısır kıtalarını fetih ederek koca Doğu Roma’nın kanatlarını kırdı. 642 de büyük Sasani imparatorluğunu yıkarak Ceyhun kenarına ulaştı ve Türklerle temasa geldi. Ancak bu devrede İslam’ın merkezinde Hz. Ömer ve yerine geçen Hz. Osman’ın şehit edilmeleri ve sonraki yıllarda başlayan iç mücadeleler 8. Yüzyılın başlarına kadar Türklerle Müslümanların münasebetlerini bir sınır komşuluğundan ileri götürmedi. Bazı kaynaklarda Hz. Muaviye döneminde Übeydullah bin Ziyad’ın Müslüman olan Türkleri Küfe’ye yerleştirdiği bildirilmektedir. Daha sonra, Emeviler zamanında Kuteybe bin Müslim’in emrindeki ordular kısa zamanda Maveraünnehr’e hâkim olduktan sonra Talas’a kadar akınlarda bulundu. Bu mücadeleler, Türklerin İslamiyet’i yakından tanımalarına ve tetkik etmelerine zemin hazırladı.
Öncelikle Türkistan bölgesinde yaşayan Göktürkler arasında İslamiyet yayılmaya başladı. Türklerin İslamiyet’le şereflenmelerinin ikinci safhası da bu sırada başladı.
Daha kuzeyde ve batıda yer alan Müslüman olmayan Türkler bilhassa Türkistan’la ticari faaliyetleri sırasında kendi dillerini konuşan ırkdaşlarının dinine daha çabuk ve kolaylıkla girdiler.
Türkistan Türkleri arasında İslamiyet’in bu ilk yayılışıyla Türklerin başka yabancı dinlere girişi hemen hemen aynı devreye rastlar.
Abbasi Halifelerinden Halife El- Mensur( 754-775) zamanından itibaren Türkler, Arab ordularına asker olarak dâhil olmaya başladı. Halife El- Mütevekkil zamanında (847-861) ise Abbasi Devletinin en önde gelen üç şahsiyeti Türk’tü. Türklerin Bağdat’ta idareyi ele almaları üzerine uzak eyaletlerde bulunan Türk valiler müstakil birer hükümdar gibi hareket etmeye başladılar. İlk Müslüman Türk devletlerinden bazıları bu suretle kuruldu. Bunlar arasında Mısır’daki Tûlûnoğulları Devleti Ahmed bin Tülün isminde bir Türk kumandanı tarafından kurulmuştur. Ahmet bin Tûlûn, Oğuz Türklerindendi.
İslamiyet’in devlet ve halk olarak Türkler arasında kabulü ilk defa İtil ( Volga) Bulgarları arasında gerçekleşti. Bulgar Hanı Almış, 920 de Bağdat halifesine müracaatla İslamiyet’in öğretilmesi ve kaleler inşası için kendilerine din ve ihtisas adamı gönderilmesini istedi.
Halife Muktedir Billâh tarafından gönderilen kalabalık bir elçi heyeti 922 Mayısında Bulgar memleketine geldi. Almış Han ve maiyeti, Elçilere fevkal-ade bir hürmet ve kabul gösterdiler,
İtil Bulgarlarından sonraki Müslüman Türk devletleri Karahanlılar, Gazneliler ve Selçuklular idi. Karahanlılar 944 senesinde İslamiyet’i resmi din olarak kabul etti. Karahanlılar 999 yılında Selçuklulara bağlandılar. Karahanlılar devrinde 200.000 çadır Türk halkı İslamiyet’i kabul etmiştir.
962 senesinde Alptekin adlı bir Türk kumandanı Afganistanın Gazne şehrini zabdederek Gazneliler Devletini kurdu. Gazneliler 1040 senesinden sonra Selçuklulara tabi oldular. İslam kültür medeniyetinin yayılmasında emeği geçen herkesten Allah Teâlâ razı olsun.
(Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları