Mustafa Özyurt

Seyyid Harun Veli Hazretleri

Mustafa Özyurt

Harun Veli Hazretleri de Türklerin en büyük şeyhi, İslam'ın Türkler arasında hızla yayılıp kabul görmesine vesile olan Hoca Ahmet Yesevi dergâhından beslenmiş, şeyhinin tavsiyesi üzerine Anadolu'yu nurlandırmaya gelen ve Türk- İslam diyarı haline getiren en önemli manevi mimarlarından biridir.  Seyyid Harun veli, Horasan bölgesinde doğdu. Doğum tarihi belli değildir.  Baba tarafından İmam Musa el Kazım, anne tarafından da Veysel Karani'ye dayanır. Ailesi horasan bölgesinin emirlerindendir. Amcasının vefatı üzerine bir süre emirlik etmiştir.

Zamanın âlimlerinden ilim tahsil etmiş, amcasının vefatı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirilmiştir. Bu görev sırasında büyük babası Harun Keramet'in ve amcasının kabrini sık sık ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerinden birinde hatiften şöyle bir ses duydu:

"Ey Harun! Rum diyarına çık. Karaman ilinde, Küpe Dağı'nın doğu eteklerinde bir şehir kur. O şehrin halkı salih ola. Şaki olanın sonu hayırlı olmaya" nidasıyla irkildi. Bu sesi daha sonra da duymaya başladı. Bunun üzerine Harun Veli ileri gelenleri topladı ve onlara: "Ey yarenlerim! Büyük dedem ile amcamın kabirlerini ziyaretlerim sırasında bir hal oldu" deyince onlar ısrarla ne olduğunu anlatmasını istediler. Bunun üzerine duyduklarını anlatarak onlardan izin istedi.

Dünya taç ve tahtını terk edip, kendisini tamamen Allah yoluna verdi. Belde halkı, idareciliği bıraksa da memleketi terk etmemesini, din yolunda da kendilerine yardımcı olmasını ısrarla istediler. O da kendisini takip edeceklere yardımcı olmaya söz verdi ve halkın bir kısmı bu yönde izine düştüler. Harun Veli Hazretleri Karaman ilini ve oraya nasıl gideceğini düşünüyordu. Bir gün yine hatiften kendisine biri bulutun rehberlik edeceği, bulutun yok olduğu yer, gitmesi istenen yer olduğu bildirildi telkin olunur. O da hazırlıktan sonra yanına sadık bağlılarından kırk kişi alarak bulutu takip ederek yoluna devam etti. Bulut onu önce Bağdat'a götürdü.

Orada kendisini Şeyh Alâeddin adında bir zat bekliyordu. Harun Veli Hazretleri'ni Bağdat'a bir konak mesafede karşıladı. Bulutun rehberliğinde Bağdat'a gelen Harun veli ve müritlerini anne tarafından akrabası Şeyh Emir Alaeddin karşıladı. Kırk gün kadar Bağdat'ta kalan Harun Veli, Konya'ya gelmek üzere yola çıktı. Yol boyunca konakladıkları yerlerde halktan ve şehrin idarecilerinden büyük izzet-i ikram gördüler.

O zat da seyyid idi. Ve dediki etrafına; Seyyid Harun büyük bir velidir. Peygamber Efendimiz'in soyundandır. Ana tarafından soyu Veysel Karani Hazretleri'ne ulaşır. Bu zat Rabbanî bir ilhamla Horasan emirliğini bıraktı. Kutupluk makamına yükseldi. Onun burayı şereflendirmesi bizim için büyük bir saadettir" dedi. Karşılıklı irfan alış verişinde bulundular. Daha sonra Harun Veli izin alarak yoluna devam etti.

ONUN ADI HARUN'DUR

Hizmetin uzağı yakını olmaz. Herkesin kabiliyeti ne ise, az veye çok dine verebileceği bir hizmet illaki vardır. Nerde ne icabediyorsa muktazayi hale göre hareket etmek lazımdır. Tarihimiz üsve-i hasene sahibleriyle doludur. Bunlardan biriside Seyyid harun Veli hazretleridir…

Günler sonra Konya'ya geldiler. Bir süre önce vefat eden beldenin büyük âlim ve mürşidi Hoca Ahmed Fakih Hazretleri'ne: "Efendimiz, sizin dünyaya veda etme zamanınız yaklaştı. Ne olur, yerine birisini bıraksan. Size halef olup ruhumuzu terbiye etse" diye yalvarmaları üzerine: "Yakın zaman içinde Acem taraflarından bir veli gelir. Onun adı Harun'dur. Alameti sağ elinde beyaz bir ben vardır. Beni isteyen onda bulur" buyurdu.(türbesi Konya şeker faprikasının güney tarafında Meram Yaka Yolu üzerindedir).Harun Veli Hazretleri, Konya'da bir camide kaldı. Orada ibadetle meşgul oldu.

Kendisini tanıyanlar, Hoca Ahmed Fakih Hazretlerinin söylediklerini kendisine anlattılar ve Konya'ya kalması için ısrar ettilerse de o işaret olunan yere gideceğini bildirdi ve şöyle dedi: "Ey dostlarım! Yola çıkalım. Gideceğimiz yer yaklaşmış gibi görünüyor" dedi. Yola devam ettiler. Kardeşi Seyyid Bedreddin'in yolda(Yeşil Tekke  köyünde vefat etti. Merhumu aynı köye defnettiler. Kabrinin bulunduğu yer halen "Seyyid Kabri" olarak meşhurdur.   

Burada (Yeşil Tekke Köyü)su yoktu. Halkın su isteği Harun Veli Hazretleri'ne malum oldu ve: "Size su mu gerek?" diye sordu. Asasını bulunduğu yere sapladı ve aynı yerden bir su fışkırıverdi. Oraya küçük bir mescit yaptırdı ve yine yoluna devam etti.

Kardeşi Seyyid Bedreddin'in Musa adında bir oğlu vardı ve Harun Veli Hazretleri bu çocuğun üzerine titriyordu. Ona iyi bakılmasını isteyerek: "İnşallah biz bu âlemden göçünce, Musa bizim yerimizi alacaktır" buyurdu.

1302 yılında Konya'ya vasıl olan Seyyid Harun, burada Ahmed Fakih'in misafiri olur. İki yıl burada kaldıktan sonra Seydişehir'e gitmek üzere yola çıktı. Kafile, 1305 yılında Küpe Dağı eteklerinin doğu tarafına vardığında bulut da yere indi.

Harun Veli, yerleşecekleri yerin orası olduğunu yanında bulunanlara müjdeledi. Harun Veli, yolculuğunun burada sona erdiğini anladı ve yüklerini indirdi. Köy halkı, Harun Veli ve müritlerine yardım ederek barınacak evler yaptılar.

Kimisi ağaç taşıdı, kimisi taş taşıdı. Kimi de marangozdu ve ağaçlara istedikleri şekli veriyordu. Daha sonra, cami, medrese, hamam ve zaviye yaptılar. İlahi sırlara vakıf olan Harun Veli, tabii bilimleri de biliyordu.  Daha sonra "Maya" adıyla şöhret bulan köye vardığı zaman halka sütü mayalayıp yoğurt yapmayı öğretmiştir. Seyyid Harun Veli, şehir kurulduktan sonra inzivaya çekildi. 1320 yılında vefat etti. Kendi adını taşıyan caminin bitişiğinde bir yere defnedildi. Daha sonra vasiyeti gereği üzerine bir türbe inşa edildi.

Yerleşme yerinde birçok kerameti görülen Harun Veli Hazretleri'ne, Müslümanlardan başka, orada bulunan birçok Hıristiyan da inanarak Müslüman oldular. Birlikte Seydişehir meydana getirildi. Beyşehir bölgesinde de o sırada Eşrefoğlu hüküm sürüyordu.

Ona gidip: "Efendim! Velvelid şehri harabelerinin bulunduğu yerde Horasan'dan gelmiş birisi şehir kuruyor. Taşlar, ağaçlar o zatın emrinde hareket ediyorlarmış" dediklerinde Eşrefoğlu, iki adamını gönderip dervişi yanına getirmelerini emretti. Gelen iki kişi Harun Veli Hazretleri'ni görünce âşık olup yanında kaldılar. Sonra on kişi gönderdi. Onlar da öncekiler gibi Harun Veli Hazretleri'nden ayrılmadılar. Eşrefoğlu öfkelenip üzerine asker göndermek istedi. (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları