
Şeytanın fıskı
Mustafa Özyurt
Hadimi, Şeytanı tanıtırken onun fıskufücurundan geniş bir izah yaparak mevzuya devam ediyor ve diyor ki;
O şeytan, imanı koparmaya güç yetiremezse, fısk’a razı olur. Ve tezellül eder. Yani kulu Allah Teâlâ’ya taat’tan çıkarır. Büyük günahlar işletmekle ve küçük günahlara devam ettirmekle tattan uzaklaştırır.
Fısk, için üç tabaka vardır.1. Büyük günahı ara sıra irtikâp etmekle, onları kötü gördüğü halde bilmezlik ve akılsızlık etmekle. 2. Büyük günahların beynen-nas(insanlar arasında) yapılmasında öncülük yapmak ile ve teşebbüs eder olmakla. 3. Ve onların çirkinliğini inkâr ederek devamlı yapmak. Burada fısk’dan murat ilk ikisi olabilir. Üçüncüsü küfürdendir.
Onun için Hz.Allah Habibi s.a.v. e aşağıdaki sureleri okumayı emretmiştir. Ve buyurmuştur ki: Mü’minün suresi ayet 97 – 98 de “ Rasülüm deki, Rabbim şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım. Ve Ey Rabbim; yanımda bulunmasından da sana sığınırım”surei araf 200 de.
Ve yine şöyle emretti: “Şeytan seni dürtecek olursa Allah Tealaya sığın. Doğrusu o işitir ve bilir. Habibim deki; İnsanların Rabbine sığınırım”. Onun şerrinden Allaha sığınınız.
Denilirse: Öyle ise, Şeytanın yaratılmasının hikmeti nedir?
Biz deriz ki: Allah Tealanın cemi hallerinden hikmetlerine muttali olma mecburiyeti yoktur. Enbiya suresi ayet 23 de: “O işlediklerinden süâl olunmaz. Onlar ise yaptıklarından süâl olunurlar” ayeti Celilesi ile cevap veririz.
Mü’min Hakkı talep edendir. Vesvas ve Hannas’dan Allah’a sığınmalıdır. Vesvas; Şeytanın isimlerindendir. Vesvese ise onun kalbe getirdiği gizli sesdir. Hannas; Allah Tealanın zikrini tehir ettiren şeytandır. Vesvas ve Hannas, cahillerde ve gafil âlimlerde olur.
Hz. Allahın rızasını elde etmek isteyen ona ve Nebisine mülakı olmak isteyen her salik, amelinde hata ve Savabı ayırmalıdır. (b.s.46)
KİTAB VE SÜNNET İTİSAM VE İHTİRAZ
Hadimi, bu mevzularda Kitab ve sünnete ağırlık vererek nefis ve şeytanın şerlerinden kurtuluşu kitab ve sünnete bağlılık derecesine göre değerlendirmektedir. Mevzunun birinci babında, Şeytanın şerlerinden, Nefsin hilelerinden korunmak için son derece önemli bilgiler kaydetmiş ve bizlerin istifadesine sunmuştur.
Ve denilmiştir ki: Şeytanı aleyhillane’nin şerlerinden ve nefsi emmarenin, cehenneme yaklaştırıcı, Allahın rızasından uzaklaştırıcı, hilelerinden, tuzaklarından imtinaı (kaçınılması), ancak KİTAB ve SÜNNET’ ile mümkündür. Çünkü bunlara (kitab ve sünnet) kim tutunursa, yapışırsa, sarılırsa nihayet ve bidayette(başında ve sonunda), zamanlarda bir anda bile temessük(tutunan) eden kimseye koruyucu iki muntazam ve muhkem kaledirler.
Kötü adetlerden, bidatlerden onlarla ihtiraz mümkündür. Amellerde iktisat yani nafaka ve harcamalarda israfa dikkat edilmelidir. Yani tasarruf da tevsıt (dengeli) hareket etmelidir. İfrat ve tefritten kaçınmalıdır. İfrat ve tefrit herhangi bir şeyde çok çok ileri ve geri düşünme ve davranışlardır.
İFRAT hududu tecavüz etmek. TEFRİT ise eksiklik de aşırılıktır. Yani Kitap ve sünnet her şeyin hududunu belli etmiş, bu hudutların dışına çıkmamak lazımdır. İtisam’dan maksat, sakınmaktır. Yani Kuran ve sünneti Rasülullaha sarılmakla kendini korumaktır. (b.s.50) (Devam edecek)