
Seyit onbaşı ve seyit onbaşı
Mustafa Özyurt
Geçen ki yazımızda Seyit onbaşıdan bahsetmiştik. Şimdi onu biraz daha iyi tanıyalım;
Meşhur KOCA SEYİDİMİZ’in, yani sonradan SEYİD ONBAŞI ismiyle gönüllerimiz de taht kuran koca Seyidimizin anıtı ve karşısında bulunan arkadaşlarının şehitliğini ziyaret edince Oşin gemisini batırırken sanki orda imişsiniz gibi o anı yaşıyorsunuz.
Mecidiye tabyası. düşmanın belini kıran tabyaydı. Düşman gemilerinden yağan binlerce merminin bir kısmı bu tabyalara düşmüş. 14 er şehid edilmiş 24 de yaralanmıştı. Sağ kalan sadece Niğdeli Ali ve Balıkesir Havran Çamlıca Köyünden Seyit sağ ve ayaktaydı. Yanlarına düşen bir merminin şiddetinden savrulan Seyit kendine gelince arkadaşlarını yanında göremeyince;
“Ali arkadaşlar nerde “diye sordu. Âliden hepsinin şehit olduğunu sadece ikisinin kaldığını duydu ve çok üzüldü. “Ali kardaşım “ yarım dünya” şimdiden Çanakkale şehrini bombalıyor. Bu gemi buradan geçerse; Ne Çanakkale kalır ne İstanbul, ne vatan kalır. Gel şunu durduralım! Ali-Seyit bu gülleler 215 okka(275 kg). Hiç elle kalkarmı? Vinç bozuk görüyorsun.
-“Hele sen gel de bir destek ver bana! Dedi seyit 275 kiloluk gülleyi kucakladı. O anda kime müracaat edeceğini biliyordu. Gözyaşlarıyla” Ey güç ve kuvvet sahibi rabbim. Güç ve kuvvet senindir. Ne olur “ La havle” sırrına bana da güç kuvvet ver! Diyerek gülleye yanaştı. Âlinin şaşkın bakışları arasında bir hamlede sırtladı mermiyi. Kemikleri çatırdayarak beş altı basamak ta yukarı çıkardı. Topun yuvasına yerleştirdi.
“Bismillah” diyerek ateşledi topu. Ali şaşkınlıkla izliyordu Seyid’i. Koca bir sarsıntıyla top gürledi. Gülle uçarak kendilerini, arkadaşlarını ve Çanakkale’yi mahveden OŞİN’nin dümenine isabet etti.”
“- Vurdun Onu Seyit!” diye zıplıyordu sevinçten Niğdeli Ali. Oşin alevler içinde dev gövdesiyle tepsi gibi dönerek akıntıyla boğazın girişine kayıyordu. Karanlık limana gelince, Nusretin döşediği mayınlardan birine de çarptı. Oşin ikinci bir büyük patlamayla Çanakkale boğazının derinliklerine gömülüverdi birkaç dakika içinde. Evet! “LA HAVLE’nin gücüyle Çanakkale’yi geçemediler…
Az ilerde HAVUZLAR ŞEHİTLİĞİ:
HAVUZLAR ŞEHİTLİĞİ
Cepheden tedaviye gönderilen ağır yaralı askerlerimizin Boğazdan Anadolu’ya geçirmek için bekletildikleri yerdir. Yolun sağındaki çeşme çok mutlu buluşmalara ve çok buruk vedalaşmalara şahit olmuş gazi bir çeşmedir. Anadolu’dan gelen koç yiğitler burada buluşur ve kimisi gazi, kimisi şehit olmak üzere ayrılırlardı buradan!
Yüz başı Kemal Bey ve 14 arkadaşı askeri bu alanda yatmaktadır. Bu manada havuzlar şehitliği denmiştir buraya.
Bu şehitlerimize ve hususiyle keşif esnasında, vatan için canını veren şehit Yüzbaşı KEMAL BEY’İ rahmetle anıyoruz. Zira savaşın şiddet ve durumun vahametinden, bir ara Mehmetçiğin ric’at etmesini isteyenlere karşı çıkarak laf dinletemeyen bu yüzbaşımız, güzel sesli bir askere ezanı okutturur. Sonra da der ki;
“Kumandanlarım eğer ric’at ederseniz bir daha bu topraklarda bu sesi duyamayacaksınız” . Bu sözden çok hislenen komutanlar karar değiştirerek düşmana hücum kararı alır ve bilindiği gibi muvaffak olunur. Bu şehitlerimizi de rahmetle andıktan sonra SOĞANLI DERE ŞEHİTLİĞİNE. ve oradan ŞAHİN DERE ŞEHİDLİĞİ’ni ziyaret.
SOĞANLI DERE ŞEHİTLİĞİNE
Kazım Kara Bekir’in 14, Tümen ile Fransızlara karşı savunduğu önemli bir noktadır. Bu dere içinde birde Sahra Hasta hanesi bulunduğu söylenmektedir. Burada sembolik şehitlik var ise de gerçek şehitliğimizde mevcuttur.
Bu istikamet de en meşhur dereler; Soğan dere, Şahin Dere, kuru dere ve kereviz dereleridir.
Bu şehit dedelerimize de Fatihalar ve ihlâslar göndererek, harbin en kritik noktalarından biri olan ALÇITEPE’ YE geliyoruz. Burası çok kritik bir noktadır ki, düşmanın burayı ele geçirmek için verdiği zayiatı belki başka cephelerde vermemiştir. ( Devam edecek)