Mustafa Özyurt

Rabbimizin Huzuruna Arızalı Çıkmayalım

Mustafa Özyurt

 Bir hizmette, bir işte veya herhangi bir faaliyet de muvaffak olunamıyorsa, sohbet edenlerin sözleri tesirini göstermiyorsa şüphesiz bunda bir hikmet, bir incelik vardır. Allah dostları, gönül erleri, mana sultanları en mükerrem varlık olarak yaratılan insandaki hususiyle Müslümanlarda ki arızaları gidermek için, Rabbimizin huzuruna arızalı değil de sıhhatli varabilmeleri için bütün güçlerini sarf ederler.
Tevbenin açamayacağı hiçbir kapu yoktur. Yeter ki tevbe kapusuna başvurabilsin. Gönül erleri, bu ve bunun gibi arızaların giderilmesi için her türlü ameliyeyi seve seve icra ederler. Hazreti Hadimi de bir önceki yazımızda bahsi geçen zat hakkında vazifesini yapan gönül sultanlarından birisidir.
Muhterem kardeşlerim, bu gibi ameliyeler tesir edebilmesi için, evvel emirde, kişi bende arıza olabilir diyerek, kendisinde bir eksikliğin olabileceğini düşünmesi ve kabullenmesi şarttır. Bunun aksi muannidlik olur, Allah korusun hatada ısrar etmekten. Mühim olan kıssadan hisse almaktır vesselam.
İKİ ARKADAŞ HADİMİ’YE SORARLAR
İki arkadaş münakaşa etmişler. Mevzuları, “sigara içmek caizmi değimli”. Kendi aralarında meseleyi halledemeyince, gidip Hz. Hadimiye soralım deyip Hadim’e gelirler. Yanlarında da hediye olarak bal getirirler. Ve Hz. Hadimiyi ziyaret ederler. O esnada hz. Hadimi onlara şu suali tevcih eder ve derki! Sizin oralarda içerisi arı dolu kovandan bal alacaklarında ne yaparlar.
O kişiler: Efendim, tütsü-duman ile arılara yaklaşırız. Ve arılar dumanda kaçarlar, kovanı boşaltırlar. Biz ballarını alırız derler. Bu açıklama üzerine hz. Hadimi onlara:
Sizin arıların dumandan kaçtığı gibi sigara içtiğiniz zaman imanda sizlerin kalbinden çıkar ve dumanınız bittikten sonra tekrar döner der. Hâlbuki onlar, sigara hususunda hiçbir şey sormamışlar idi. Yani onların kalplerinden geçeni okumuştur Hz. Hadimi. Haniya ne demişler
“ âlimin yanında dilini arifin yayında kalbini koru”.
KIRKAĞAÇLI MEHMED EFENDİNİN, HOCASI EBU SAİD MUHAMMED HADİMİ HAZRETLERİNİN ÜSTÜNLÜĞÜ İLE ALAKALI YAZMIŞ OLDUĞU RİSALE
Merhum Hadiminin, Hadim de müftülük yapmış torunlarından, Ahmet Efendinin yazdığı not defterinde geçtiğine göre, talebesi KIRKAĞAÇLI Mehmed Efendi, Hocası Hz. Hadimi hakkında içinden gelerek samimi duygularla aşağıdaki risalesini yazmış. Bizim ilmin zenginliği ve hocaya, ilmiyle amil ilim adamlarına nasıl sevgi beslememiz gerektiğini anlatmaya çalışan bu mektubu bizde tercüme ederek aynen buraya alıyoruz. Kırkağaci Mehmet Efendi mektubuna şöyle başlar:
Yalvararak Allahın ismiyle başlıyorum. Ona dua ederek hamd ediyorum. Onun Peygamberine daima salât ediyorum. Bundan sonra Hadimli Müftü Muhammed Hoca Efendimiz(Allah uzun ömür versin, büyük ümitsizliklerden korusun) ki o, ikinci yüz yılın müceddidi olmaya layıktır. Çünkü o; Akli, nakli ve fer-i bütün ahkâm usulünü toplamıştır. Asrının teki, zamanında bir tanedir. Hidayet pınarı ve inayetin kendisidir. Efendiliğin menbaî, adetlerin doğuş yeridir. Güzellik ve üstünlüklerin toplandığı insandır.
Zamanının İmamı Azamı, en sevimli kul, Peygamberin sevgisinin sigortasının delilidir. Ümmetlerin gizlisi, cemaatin açığı, evvelin ve ahırinin dostu, halkın enisi ve reisidir. Kendisi ile iftihar edilen, iyilerin Efendisi, gündüzlerin Saidi, sevimli bir Nur, hakikatlerin talibi, gece ve gündüz kaim, devamlı ibadetle meşgul, senelerce oruç tutmuş, tertemiz şeriatın mensubu, gizli işlerin düşmanı, seyri sülük ve maneviyat ehlinin tabibi, vehimlilerin doktoru, havas ve avam insanlara şifa, İslami hükümlerle aydınlatandır.
Muttakilerin İmamı, inançların önderi, nuru İlahi denizi, esrarı İlahinin de madenidir. Allah ve Resulünün rızasında şeref, onlara itaatte tuz gibidir. Muhammed Mustafa ışığı, Berika-i Ahmediyenin kandilidir. Allah tarafından cibilli olarak (doğuştan) verilen güzel ahlaka sahiptir ki, ondaki bulunan ahlak:
Hizmet, itaat, ibadet, zahiri ve batını temizlik, beş vakit namaz, teyemmüm, oruç, zekât, sadaka, cismani ve ruhani hac’lar, umreler, Cuma ve cemaat, Kuran okumak, vakar ve sekinet, seccadesinde Allah Teâlâ’ya sızlanma, güzel bir siret (iç âlemi), ruhani cihad ve ibretle eşyayı temaşa, hikmet dağıtmak, açık, seçik, fasih ve beliğ bir konuşma, cömertlik, el genişliği ve sahavet, avam ve havas insanların ihtiyaçlarını karşılamak, ibadete yürümek, felaha süratle gitmek, necat ve başarıya koşmak, susma güzelliğinin sahibi ve hürmetkâr olmak, İnsanlara güzel muamele, hak din İslam için her şeye sabır, iyi işler yapmak isteyenlere yardımda bulunmak, şer ve fesatçıları tesirsiz hale getirip izale etmek, emanet-sıyanet-diyanet-şeref-haysiyet-yumuşaklık-ilim-hilim ve kaleme sahip olmak, sözünü yerine getirmek, misafire ikram, sükünet sahibi olmak, sır saklamak, mürüvvet ve fütüvvet, murakabe, mükaşefe, muayene, mücahede ve keramet ehli olmak, ilmi ledünni ile lütufkâr olmak, ayn-el yakin ve ilm-el yakin sahibi olmak, zühd ve takva ile inabe edip hidayet ve rızaya ermek, nefs ile mücahede edip Allahtan korkmak, huşu, huzu ve sadakatlı olup, ihlâs ile kurbiyyet makamına ulaşmak, gibi hususlarda ışık tutmaktadır; (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları