Mustafa Özyurt

Osmanlı Padişahlarında Devlet Anlayışı

Mustafa Özyurt

Sultan III. Mustafa Han, devletin içine düştüğü kötü durumdan kurtarmak için çok çalıştı. Elinden gelen bütün gayreti gösterdi. Fakat yetersiz ve başarısız devlet adamları sebebiyle istediği düzeni sağlayamadı. Bir şiirinde şöyle demişti:

Ol Şah-ı Rusül Fahr-i Cihan aşkına yâ Rab

Ni’metlerinin şükrünede kıl beni şâyân

(Ya Rabbi, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hurmetine beni nimetlerinin şükrünü yerine getirmeye layık et.)

Ettin fukarâ kullarını bana emânet

Bu hizmetin ikmâlini kıl bendene ihsân

(Bana fakir kullarını emanet ettin. Bâri bu hızmeti güzelce tamamlamayı bana nasip et.)   

Sultan I. Abdülhamid Han da, Eshabb-ı kiramdan Ebu Eyyub el Ensari Hazretlerinin kabrini ziyaret ettikten sonra şöyle dua etmiştir:

“ Ya rabbi dinime, vatanıma ve milletime hizmet edebilmem ve müslümanları sıkıntıdan kurtarabilmem için bana yardım et.”   

Sultan III. Selim Han ise, devlet ve milletine hizmet etme arzu ettiğini şu şiiryle ifade etmiştir.

Layık olursa cihanda bana taht-ı şevket

Eylemek mahz-ı safadır bana nâsa hizmet

(Bana bu dünyada padişahlık nasip olursa, insanlara hızmet etmek benim için büyük bir saadettir.)diyordu. 

Sultan III. Selim Han da, devlete yardım etmeleri için emir verdiği kişilerin, emre itaatsızlık etmelerine çok üzülmüş ve Kaymakam Paşaya şu mektubu göndermişti:

“Eğr bana kuru ekmeğe razı ol derseniz, ben razıyım. Allah aşkına devlet elden gidiyor. Son pişmanlık fayda vermez. Düşman İki yandan Osmanlı memlektlerine hücum ediyor. Bu halde iken, bu insanlar devlete yardım etmediler. Yardımlarından vazgeçtim, din ve devlete zarar verecek sözleri söylemeseler olmazmı?”

Sultan III. Selim Han, memleket de içki ve eğlence ile mücadele etti. Meyhaneleri kapattı. İsraf yapılmaması için emirler verdi. Rüşveti kesinlikle yasakladı. Bu suçları işleyenleri cezalandırdı. Vs. bu bilgiler ışığında birçok sahalarda yeniliklere  girişti. Bu yeniliklerin hepsine “ Nizam-ı Cedid”(Yeni Düzen) adı verilmektedir.(m.o.t.)

Sultan III. Mehmet Han da, kendisinden sonra padişah olan Sultan I. Mahmut’a nasihatinde diyordu ki:

“Vezirine teslim olma, dâima yaptığı işleri kontrol et ve gör. Onu gözetle ve uzun zaman bir kişyi devlet idaresinde bırakma. Yalan yazılara  itimat etme. Merhamet sâhıbi ol ve cömertliği elden bırakma. Gayet tasarruflu davran. Hazine de olan malı israf edib bitirme. İşleri kendin takip et. yabancıya itimat etme. İdareyi bizzat kendin eline al.”

Sultan dördüncü Murat Han, Zamanını en büyük hocalarından tahsil gördü. İrade ve hafızası kuvvetli, gözü hiçbir şeyden yılmayan bu hükümdar, çocukluğunda annesinin vesayeti altında yaşadığı yıllarda devlet işleriyle ilgilenmiş, tebdil gezerek her şeyi yakından görüp anlamaya çalışmış, memleketin iç ve dış durumunu düzeltebilmiştir. Sert tutumunu ise kötülüklerine inandığı kimseler hakkında göstermiştir.

İstihbarata ehemmiyet verir, memleketin her tarafında istihbarat elemanları bulundururdu. Sultan Murat Han, bütün zorluklara göğüs gererdi. Uzun seferler esnasında, atını eğerinden başka yastık, elbisesinden başka örtü görmemişti.

Eski saraydan attığı ciridi Bayezid camii minaresinin altına, Halep kalesinden attığını da şehrin Saraçhane civarına düşürmüş ve kemankeşliğindeki maharetinide çeşitli vesilelerle iebat etmiştir.

Hayatı boyunca vaktinin her ânını devlet hizmeti ve Allahü telanın emirve yasaklarına itaatla geçirirdi.

Arapça,Farsça ve bazı batı dillerini bilirdi. İlmi ve ilim adamlarını çok sever, fırsat buldukça ilim meclislerine giderdi.

Dünya da ilk defa gelişmiş bir mekanizma ile uçuş denemesi onun zamanında yapılmış, Hazerfen Ahmet Çelebi, Galata Kulesinden Üsküdar’a kadar uçmuştu. Yine dünyada ilk defa olarak, füze denemesi Osmanlı devletin’de ve onun zamanında yapıldı. Ben buraya kadar yorumlara girmedim. Padişahlarımız hakkında bu kıymetli tarihi hakikatleri okurken yorumunu siz değerli okuyuculara bırakıyorum vesselam. (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları