Mustafa Özyurt

Nuh Aleyhisselam

Mustafa Özyurt

      Tufan denince akla ilk gelen o korkunç Nuh tufanı gelir. Halbu ki, asıl tufan! Günah tufanıdır. Lailaheillellah gemisine binerek selamete ermek mümkündür. Bu kelime- tevhidin ihtiva ettiği şer-i şerif ve onun özü ki, insanın iç âlemini tezkiye eden tasavvufu yaşamak ile mümkündür. Hz. Nuhun gemisi Lailaheillelllah’ın sırrı ve manevi gücü ile küffarın zarar ve ziyanlarından muhafeza edilmiştir. Yani tevhid gemisinden başka kurtuluş yoktur. Su tufanı insanın canını alır, lakin günah, isyan tufanı kişinin imanını alır götürür hafazanallah. Din kardeşlerimin dikkatlerini bu noktaya çekmelerini tavsiye ederim.


    Hz. İdrisin üç göbekten torunu olan Nuh (a.s.), Şam dolaylarında yaşadı. Allah korkusundan  dâima ağladığı için adına, çok ağlayan, inleyen mânâsına gelen ''Nuh'' denilmiştir.


 Cenab-ı Hak, Hz. Nuh’u, İdris (a.s), göğe çıkarıldıktan sonra azan, Hak yoldan çıkan, putlara tapmaya başlayan insanlara peygamber olarak gönderdi. O zaman 50 yaşında idi. Yıllarca insanları dine davet etti, putlara tapınmaktan sakındırdı ve Allahü Tealaya ibadet etmelerini söyledi. Çok nasihatler de bulundu. Lakin kavmi onu dinlemedi. Ancak üç oğlu, hanımı, gelinleri ve halktan seksen kişi imana gelerek kendilerini tufandan kurtardılar.


     Nuh Peygamber Camii ve Türbesi


   Şırnak ili Cizre ilçesinde, Nuh Peygamber Camisi’nin bodrumunda Nuh Peygamber’e ait olduğuna inanılan bir türbe bulunmaktadır. Anadolu’nun en eski türbelerinden olan bu yapıyı Cizreli İbnülesin Firuzabadi, Evliya Çelebi, Ebubekir Helevi ve Babili Berasus bu türbenin Nuh Peygamber’e ait olduğunu yazmışlardır.


 Nahcivanlıların ifadesine göre de Türbesi Azerbaycan’a bağlı olup, Türkiye’nin korunmasında olan Nahcivandadır.


      Nuh Peygamber zamanında yeryüzünü kötülükler kaplamıştır. İnsanlara bir ders vermek amacı ile Allah (c.c.), Nuh'a bir gemi yapmasını emreder. 300 arşın boyunda, 50 arşın genişliğinde ve 30 arşın yüksekliğinde yapılacak gemiye, Nuh Peygamber, ailesi, oğulları, oğullarının eşleri ile birlikte yeryüzünde bulunan bütün canlı türlerinden 7 erkek, 7 dişi, sürüngenlerden 2 erkek, 2 dişi, yeterli yiyecek de alarak binecektir. Nuh Peygamber, Allah’ın emri doğrultusunda gemiyi yapar ve canlılarla beraber gemiye girer. 7 gün sonra 40 gün 40 gece süren tufan sonucunda gemidekilerin dışında kalan tüm canlılar yok olur. Suların çekilmesi ile gemi, dağa oturur ve içindeki canlılar sevinçle gemiden ayrılarak yeryüzüne dağılır.
Nahçıvanlıların inanışına göre Haça Dağı, bu dağdır.


Onun gemisi anlatıldığına göre, Kabe-i şerifin etrafında kırk defa dönmüştür. Onun mezarı ile ilgili olarak ibni Kesir, şu açıklamada bulunmuştur; Nuh (a.s.)’ın mezarı, ibni Cerir ile Erzak’ın Abdurrahman bin Sabitten mürsel olarak yaptıkları rivayete göre Mescid-i Haram da yani onun inşa edildiği yerdedir der. Mühim olan kabrinin nerde olması değil, kıssasından hisse almaktır.


    Nuh (a.s.) Rabbisinin emri ile meşhur gemiyi yapmaya başladığında! …


Hz. Nuh’a, kavmi, hani sen peygamberim diyordun, artık işi marangozluğa mı çevirdin? Hem bunu sudan uzak bir yerde ne ile hareket ettirecek, yürüteceksin?


    -Hz. Nuh:


Gün gelecek, şimdi sizin benimle eğlendiğiniz gibi biz de sizinle eğleneceğiz. Yakında kimin başına ebedi bir azab ineceğini göreceğiz cevabını verdi.


       Kâfirler bir ara gemiyi yakmak için yanına geldiler bu teşebbüs sırasında, gemi dile geldi! LAİLAHE İLLALLAH. Bana giren kurtulur. Girmeyen helak olur. Bana ancak iman, ihlâs sahibi olanlar girebilir dedi.


     Nuh (a.s.) onlara:


     “Ne dersiniz? Şimdi benim söylediklerime iman getirir misiniz” dedi.


       Şerli kâfirler ise, geminin etrafına çok büyük ateşler yakarak cevap verdiler. Ancak ateşleri gemiye asla tesir edemedi ve bir zarar veremedi.


     Nuh (a.s.) daha sonra Hacca gitti. Gemi ise ilahi emirle hava da asılı gibi durdu. Ve gelince tekrar yere indi. Azgın kâfirler gördükleri bu mucizelerden bir ibret dersi almakta inatla direttiler.


     Hz. Nuh’un çocukları:


     Nuh (a.s.) kendisine ilk olarak iman eden Amura ismindeki hatunu nikâhladı. Ondan Ham, Sam, Yafes adındaki oğulları ile Mahbura isimli kızları oldu. Daha sonra, Valia isimli kadın imana geldi. Ve Nuh (a.s.)’ın nikâhına girdi. Bu evlilikten de Yam ve Kenan adındaki oğlu dünyaya geldi. (Bu kadın ve oğlu sonradan mürtet ve münafık oldu).


      Günün on iki saate ayarlanması:


    Günü on iki saate taksim eden Nuh (a.s.) olmuştur. Zira gemide havanın karanlığından gece ve gündüz fark edilemiyordu.  Nuh (a.s.) namaz vakitlerini tayin için bu usulü getirmiştir.


       Seksenler Köyü:


Hz. Nuh ve ümmeti tufandan sonra Babil şehrinin kurulduğu bölgeye yerleştiler. Burada ayrı ayrı evler yaparak Medinet’s-semanin (seksenler şehri veya köyü) adını verdikleri bir köy kurdular. Nesilleri çoğalarak hepsi iman üzere kalan büyük bir topluluk oldular.


Daha sonra çıkan bir Taun ve veba salgını sebebiyle diğerleri öldü. Yalnızca Hz. Nuh ve evladı hayatta kaldılar. Bu hadiseden sonra, insan nev-i sadece Nuh (a.s.)’ın üç oğlu Sam, Ham ve Yafes’ten ürediler. Bu sebeple Hz. Nuh’a “ikinci Âdem” namı verilmiştir.


    Yeryüzüne dağılan Nuh evladı ve nesilleri:


     Hz. Nuh evladına, dünyanın her tarafına dağılmalarını emir ve vasiyet etmişti. Sam, Ham ve Yafes, babalarına layık, akıl, tedbir ve kemal sahibi idiler bu vasiyet gereğince aileleriyle beraber muhtelif yerlere dağıldılar. Buralarda yurtlar kurup dünya medeniyetinin temelini kurmaya başladılar. (devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları