
Müfti Eşenlerlioğlu Seyid Ahmed Efendi
Mustafa Özyurt
Seyid Mehmed Efendinin büyük oğlu ve meşhur Köse Müfti Namıyla maruf Abdurrahman Efendi’nin ağabeyedir. İlk tahsilini Konya da yapar. Tahsilini Karaağaç’ın meşhur Âlimlerinden Müfti Rüştü Ahmed Efendi’den tamamlar ve ondan icazet alır.
Son derece zeki olan Ahmed Efendi, bütün İslami İlimleri yedi sene gibi, kısa bir süre içinde tamamlamış ve hocasını verecek dersler için, geceleri hazırlamaya mecbur etmiştir. Bu bir Deha’nın açık ifadesi değilmidir?
Zekâsı yanında kudretli bir âlim olan Seyit Ahmet Efendi, Kemaliyle de mümtaz bir şahsiyet olarak ün yapmıştır. Konya’nın yeniden makarr-ı Ulema olmasında ilk hizmeti geçen müderrislerin başında gelir. Konya da yüzlerce talebe yetiştirmiş ve icazet vermiştir. Seyid Ahmed Efendi’nin doğum ve Vefat tarihleri belli değildir. Merhum, Aladdin Camii’nin kuzeyindeki bahçede medfundur. Kabir taşları 1927 yılında kaldırılmıştır.
İcazet alıp Konya’ya döneceği zaman, elini öpüp duasını almak için, Hocasının Hanımının yanına vardığında hocasının hanımı, Ahmet Efendi’ye şöyle der: Yedi sene Hoca efendi senin yüzünden ders hazırlayacağım diye geceleri sabahlara kadar uykusuz kaldı. Bu süre içinde bana iltifat etmediği gibi, yanıma da hiç gelmedi. Sana hakkımı helal etmeyecektim. Ama görüyorum ki, büyük bir âlim ve insan-ı kâmil oldun. Onun için hakkımı helal ediyorum” der.
Demek ki, âlim olmak, insanı kâmil olmak af kapılarını açıyor. Ve kişinin kalbini fethediyor. Seyid Ahmet Efendi’den sonra, bu aileden iki değerli müfti daha çıkmıştır.
MÜFTİ EŞENLERLİ SEYİD ABDURRAHMAN EFENDİ (Vefatı 1231 H./1816 M.)
Hadim’in yetiştirdiği çok değerli ilim adamlarımızdan birisidir. Babası Ulema’dan Seyid Mehmed Efendidir. İlk tahsilini babasından yapmış ve İcazetini de ondan almıştır.
Konya müfti’si olan büyük kardeşi Ahmed Efendi’nin vefatı üzerine, Konya Müftiliğine getirilmiştir. Köse Müfti Namıyle maruftur. Büyük Hadimi Hazretleri’nin kız kardeşinin oğludur.
Mevlana Dergâhı Posniştlerinden Pir Hüseyin Çelebi’nin yaptırmış olduğu Kapu Camii’nin 1811 yılında yıkılması üzerine, Abdurrahman efendi Camii yeniden yaptırmış ve Cami için 29 bab da dükkân vakfetmiştir. Abdurrahman Efendi ayrıca 1813 yılında şerafeddin Camii civarında pek çok ilim adamlarının yetişmesine sebeb olan, Ziyaiye Medresesi’ni yaptırarak, Medrese’ye dokuz dükkân vakfetmiştir.
Konya’dan Meram’a kadar kaldırım yaptıran zat da bu zattır. Bu o, günün şartlarında az bir hizmet değildir. Nakıb’ül Ulema olan merhumun yaptırmış olduğu eserlerden, varlıklı bir zat olduğu açıkça anlaşılmaktadır. 1231 H. 1816 M. Yılında vefat etmiş ve Alaaddin Camii’nin kuzey tarafındaki bahçeye defnedilmiştir.
Büyük araştırmacı ve Tarihçi İbrahim hakkı Konyalı, Konya Tarihi isimli eserinde Kapu Camii’nden bahsederken, Camii’n ikinci banii olan Köse Müfti’den bahseder ve “Şehid Ahmet Efendi isminde bir de kardeşi vardır” der. Hâlbuki bu Şehid Ahmed Efendi Abdurrahman Efendinin kardeşi değildir.
Abdurrahman Efendi 1816 yılında vefat ettiği halde, Şehid Ahmed Efendi, 1832 yılında vefat etmiştir. Bu sebeble Şehid Ahmed Efendi’den sonra onun yerine müfti olması mümkün değildir. Konyalı’nın bu sülale ile ilgili olarak verdiği şecerede ki, Şehid Ahmed isiminin Seyid Ahmed olarak degiştirilmesi gerekir. Bu aile büyük Hadimi Hazretleri’nin kız kardeşlerinden geldiği halde, Şehid Ahmed Efendi, Hadimi’nin oğlu Abdullah Efendi’nin oğludur.
MÜFTİ EŞENLERLİ MEHMED EFENDİ
Konya Müftisi Eşenlerli Seyid Ahmed Efendinin oğludur. Bütün İslami İlimleri babası Ahmed Efendi ile amcası Müfti seyid Abdurrahman efendi’den tahsil etmiş ve icazeti babasından almıştır.
Amcasının kızı Meryem Hanım’la evlenmiş ve İhtiyareddin mahellesinde oturmuşlardır. Amcası Köse Müfti Abdurrahman Efendi’nin Vefatı üzerine, Müfti olmuştur. Pek çok talebe yetiştirmiş olup, yed-i tula sahibidir. Son derece açık sözlü, kimseden çekinmeyen cesur bir zat imiş. Oğlu Süleyman Efendi de tanınmış müderrisandandır.
Veli Sabri UYAR Bey, bu aile hakkında pek haklı olarak şunları söyler:
“O sülale dad-ı Hak olarak hep vefret-i fikir, kesret-i zekâ sahipleri idi. Kuvvet-i hafıza ile beraber kudret-i ilmiye’ye de sahibti.”
Mehmed Efendinin de hangi tarih de vefat ettiği bilinmemektedir. Babası ve amcasının yanında Alaaddin Camii’nin kuzeyinde medfundur. Kabir taşları bir milletin tapu senetleri gibidir.
Bu sebeble Türk İslam düşmanları girdikleri her yerde, kabir taşlarını yok etmeye çalışmışlardır. Osmanlı’nın hâkim olduğu çok yerde bu gün, kabirlerinden eser kalmamış gibidir. Aynı şeyi bizde yanlış bir icraatla Cumhuriyetin ilk yıllarında yaptık. Pek çok kabirleri kaldırmakla kalmadık, kabir taşlarını bile muhafaza edemedik. Diğer kabristanlarda olduğu gibi, Alaadin Camii bahçesinde medfun pek çok Ulema ve tarihi şahsiyetlerin kabir taşlarının nerede olduğu bilinmemektedir. Kabir taşları, 1927 yılında yerlerinden kaldırılarak yok edilmiştir(EskiKültür müsteşarı Numan Hadimli oğlu. (Devam edecek)