
Minber
Mustafa Özyurt
Mescidde öncelere bir hurma kütüğüne yaslanarak hutbe okuyan Rasülüllah Efendimiz için hicretin 7 veya 8 yılında Ilgın ağacından iki basamak ve bir oturma yerinden ibaret bir minber yapılmıştı. Kendisinden sonra gelen Halifeler, hürmeten üçüncü basamağına oturmamışlardır.
Emeviler zamanında ahşaptan 6 basamak daha ilave edilmiştir. Osmanlı Sultanı 111. Murat tarafından 1590 da armağan edilen mermer minber konulmuştur. Osmanlı salatin camilerinde benzerleri görülen, üzerinde zarif altın tezyinatlı kubbenin yer aldığı, yaklaşık 7 m. yüksekliğindeki bu minber, süsleme ve tezyinat bakımından bir şaheser olup, halen Hz. Peygamberimizin mihrabının sağında ve minberinin yerinde durmaktadır.
MİHRAB
Mescidi Nebevi ilk yapıldığında mihrab yoksa da Rüslüllahın namaz kıldıracağı yer belli idi. O kıldırdığı yer Mihrab olarak meşhur olmuştur. Diğer mihrab ise, gece Rasülüllahın kalkıp teheccüd kıldığı yer olduğu için Mihrabı teheccüd “ adıyla anılmaktadır.
MAHFİL
Hz. Ömer’in mescidi Nebevi de şehit edilmesini dikkate alan Hz. Osman r.a. Rasülüllahın minberinin kuzeyinde Bilali Habeşi’nin müezzinlik yaptığı yerde zemini yükseltilmiş ve çevresi kuşatılmış bir mahalde namaz kılmayı adet edinmişti. Daha sonra müezzin mahfili (maksure ) olarak kullanılan bu mekân “ Mükebbiriye” adıyla meşhur oldu. Sultan Kayıt bay tarafından tamamen mermerden yapılan şekli bu günkü hali ise de, 1983 düzeltme ve tamirat yapılmıştır.
BABASI HZ. ABDULLAHIN KABRİ
Zemzem kuyusu açılıp ortaya çıkmasında, Hz. Abdulmuttalip, 10 erkek çocuğu olursa birini kurban edeceğini adamıştı. Cenabı Hak ona 10 erkek evlat verdi. Ve rüyasında da kurbanını hatırlattı. Kurban için çekilen kura da Hz. Abdullah çıktı. Bunun üzerine akraba eş dost bundan vaz geçmesini istediler. Çare olarak da artırarak 100 deve koydular. Deve sayısı 100 e ulaşınca kura develere çıktı ve böylece de Hz. Abdullah kurban olmaktan kurtuldu.
Bir devenin “ Ey kurbanlığın oğlu “ demesine gülümseyen Allahın Rasülü Hz. İsmail’i de kastederek,” Ben iki kurbanlığın oğluyum” dediği rivayet edilmiştir. Alnında nur parlayan Hz. Abdullah, birçok kadının evlenme teklifini kabul etmemiş babası onu Medine-i Münevvereye götürerek, Âmine binti Vehb’i istemiş ve evlenmişler.
Geleneğe göre yeni evliler Hz. Amine’nin evinde 3 gün kalmışlar. Âmine validemizle birkaç ay beraber kaldıktan sonra, ticaret için gittiği Gazze’den dönerken hastalanmış ve Medine de uğradığı akrabalarının yanında vefat etmiştir. Oraya da defnedilmiştir. Kabrinin bulunduğu yer, 1994 de yapılan genişletme sırasında Mescidi Nebevinin içine dâhil edilmiştir. (Devam edecek)