Mustafa Özyurt

Mescidi Kuba

Mustafa Özyurt

Hacca ve umreye giden hacı Efendilerin ziyaret edip iki rekat namaz kıldıklarında bir Umre sevabına nail olacakları bir mübarek mabettir. Rasulüllah s.a.v.’n Medine-i Münevvereye teşriflerinde ilk ve mübarek hatırasıdır. Oraya vardığınızda, kendinizi o yıllara götürmelisiniz ki, daha çok feyiz alabilesiniz. İlim, irfan, ibadet ve taat için hizmetin numunelerini orada bizzat kâinatın efendisinde göreceksiniz. O, güzel numuneyi buyurun anlamaya çalışalım:
Mekk-i Mükerreme yolu üzerinde, Medineye 6 mil mesafede bulunan kuyuları ve hurma bahçeleri ile meşhur, verimli, adını buradaki bir kuyudan alan hurma ve üzüm bahçeleriyle çevrili, tatlı suyu olan, kuyuları ile meşhur küçük bir köy idi.
Kuba da hiçret sırasında; Efendimizin, “ Cennet pınarlarından bir pınar diyerek “ övdüğü Gars ve yüzüğünün düşürürlüğü Eris kuyuları da buradadır. Fahrikainatımız, 10 günlük bir yolculuktan sonra Kuba’ya geldi. Ve bizzat inşaatında kendisinin de çalıştığı ilk mescidi yaptırdı. Dikkatinizi çekerim! Efendiler efendisi, bir inşaat patronu gibi veya bir amir gibi eli cebinde veya arkasında durmuyor bizzat çalışırak, kıyamete kadar nasıl olmamızı işarette bulunuyor. Hz. Aallah c.c. iz’anımızı artırsın.
Efendimiz, Kuba mescidinde namaz kılmayı Umreyle eş değer görür ve cumartesi bazen de pazartesi günleri giderek namaz kılardı.
Bu günkü haliyle inşaat esnasında kullanılan mermerler Türkiyeden gönderilmiştir. Mescid de, yaklaşık 1200 m. küfi, 20 m. celi sülüs kuşak yazısını Türk hattat Hasan Çelebi yazmış, kalem işi süslemeleri de Mustafa Çelebi yapmıştır.
Medine’deki Müslümanlar, Peygamber Efendimizin Mekke’den yola çıktığını duymuşlardı. Bunun için her sabah kuşluk vakti “Harre” mevkine gelir, öğle sıcağı bastırıncaya kadar kendisini beklerlerdi. Yine bir gün bir hayli bekledikten sonra geri dönmüş, evlerine gitmişlerdi.
O arada bir Yahudi kendisine ait bir iş için Yahudi kulelerinden birine çıkmıştı. Birden Resulullah ile ashabının beyazlara bürünmüş, serabı yararak gelmekte olduklarını gördü. Kendisini tutamayan Yahudi sesinin çıktığı kadar bağırdı:
- Ey Arap cemaati! Beklediğiniz davetliniz işte geliyor!
Medineliler Efendimizi büyük bir coşkuyla karşıladılar. Neccarogulları’nın kızları ellerinde deflerle “Talâ-al bedru Aleyna” kasidesini terennüm ediyorlardı. Ortalık bayram yerine dönmüştü. Nihayet O “Kutlu Rasul” Medine’yi şereflendirmişti. Efendimiz bir hurma ağacının altında istirahat buyurdular. Geceleri Medineli Müslümanların eşrafından olan Gülsüm bin Hidm’in evinde kalıyor, gündüzleri ise Sa’d bin Hayseme’nin evinde heyetleri kabul edip, onlarla sohbet ediyordu.
Daha önceden hicret eden Muhacirlerin bekârları da yine bu evde kalıyorlardı. Efendimiz hemen bir mescid inşasına başladılar. Mescid’in yapımında bizzat kendisi çalışıyor, taş, toprak taşıyor, sırtı, göğsü toza toprağa bulanıyordu. Efendimiz büyükçe taşları götürürken:
- Ya Rasulallah, onları biz taşıyalım, siz yorulmayın onu bize verin, diyenlere tebessümle:
- Sen de git aynısını al diye karşılık veriyor, mescidin inşasında çalışmaktan geri kalmıyordu.
Ve İslam tarihindeki ilk yapılan mescid tamamlandı. Efendimiz, Ashabı ile birlikte, cemaatle ilk namazını Kudüs’e yönelerek burada kıldılar. Bu mescidle ilgili K. Kerim’de şöyle buyruldu:
“İlk günden takva üzere kurulan bu mescid (Kuba mescidi) elbette namaz kılmana daha uygundur; orada temizlenmeyi seven kimseler vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.”
Peygamberimiz Kuba köyünde 14 gün misafir kaldılar. Sonra Medine’ye hareket ettiler. Sahabe arasında önemli bir yere sahip olan Selmanı Farisî de burada Müslüman olmuştu.
Efendimiz her cumartesi, zaman zamanda pazartesi günleri deve üzerinde veya yaya olarak Kuba mescidine gelir, burada kuşluk vaktinde nafile olarak ibadetle meşgul olurlardı. Efendimiz bir defasında:
“Kim evinde güzelce temizlenip abdest aldıktan sonra başka bir maksatla değil, sadece namaz kılmak için Kuba mescidine gelir, iki rekât nafile namaz kılarsa bir Umre yapmış gibi sevap kazanır.” buyurmuştur.
Kuba mescidi, yeryüzündeki mescidler içerisinde, Kâbe-i Muazzama, Mescidi Nebevî, Mescidi Aksa’dan sonraki en faziletli olandır. Başka bir rivayette ise Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurur: "Küba Mescidi'nde Pazartesi ve Perşembe günleri kılınan namazın sevabı bir umre sevabına çevrilir." Buyrdular. (Devam edecek)
 

Yazarın Diğer Yazıları