
Mescidi Kıbleteyn
Mustafa Özyurt
Bu münevver beldede ziyaret edeceğimiz yerlerden birisi de, Mescidi Kıbleteyn’dir. Tabiidir ki, mübarek yerlerde bulunduğumuz her saniyeyi değerlendirmemiz lazım. Ve ziyaret edeceğimiz yerler hakkında az veya çok bilgi sahibi olursak oraların tadına doyum olmaz.
Bu mescide böyle denilmesinin sebebi şudur: Müslümanlar daha önce kıble olarak Mescidi Aksa’ya yöneliyorlardı. Müminler namazdayken gelen vahiy onlara Mescidi Haram’a yönelmelerini emrediyordu. Onlar da yine namazdayken yüzlerini Mescidi Aksa’dan Mescid-i Haram’a (Kâbe’ye) çevirmişlerdir.
Medine'de ziyaret edilen Kuba, Kıbleteyn ve Cuma mescitlerinin yerine yeni ve büyük mescitler inşa edilmiş. Mesela Kuba Mescidi'nde Efendimizin mihrabının yeri Osmanlı tarafından muhafaza edilmiş ve yerine harikulade bir sanat eseri mihrap yapılmıştı. Efendimiz dönemine ait muhafaza edilmiş tek mekân ise "bir dağ ki o bizi biz de onu severiz" buyurduğu Uhud Dağı.
Kuba, Cuma, Kıbleteyn mescidleri, 7 Mescidler ve Uhud. Tabii bu ziyaret mekânlarında Efendimiz zamanından kalma hiçbir şey yok.
Mekânların çok önemli olduğunu, ama daha önemli olanın mana ve tahattur olduğunu söyleyebiliriz. Koca İslam Âlemi’nin göz bebeği olan iki mukaddes şehirde Efendimize ait mekânlar tabii olarak korunamamışsa da o mekânların tarih kitaplarında anlatıldığı şekliyle ihya edilip muhafazasını arzu etmek de hakkımız olsa gerek.
Her müminin ziyaretini arzuladığı Efendimize ait mekânların hem bilgilendirme hem bilinçlendirmek lazımdır. Uzatmayalım, Efendimizin hiç değilse mübarek bedeninin temas ettiği, en azından gözünün temas ettiği bir mekânı olsun görelim istedik. Uhud gazasından sonra Efendimizin yaralı olarak sığınıp istirahat buyurduğu mağarayı ziyaret etmek için gittik. O dönemden kalma en orijinal mekân olan bu mağaranın çok ziyaretçilerinin de olduğunu gördük.
Maksat taşları ziyaret değil, o taşların şahit olduğu muazzam olayları yâd etmek ve gereken ibret ve dersi çıkarmaktır. Bu ziyaret dışında vaktimizi mümkün mertebe Mescdi Nebevi'de geçirip otelimizi ancak istirahat için kullanmaya çalışmalıyız.
Mescidi zü’l-Huleyfe: Mekke-i Mükerremeye umre niyetiyle gideceklerin ihram giydikleri Mikat mahallidir. Mescidi Nebeviye 11 km. uzaklıktadır. Medine’nin güneybatısında kalır.
HAZRETİ AMİNENİN KABRİ
İki cihan peygamberi, ins ve cinin peygamberi, dünyaya teşrifiyle âlemi nurlandıran o rasulü dünyaya getiren annesimizden muhtasar da olsun bahsedelim.
Hz. Peygamberimizin annesi Âmine validemiz, Kureyşin Beni Zühre koluna mensup Vehb b. Abdümenaf’ın kızıdır. Efendimiz doğduğun da, çölün sağlıklı havasında yetişerek fasıh Arapça öğrenmesi için sütanneye verdi. Halime validemizin yanında 4-5 yıl kaldı.
Efendimizin babasını, ziyaret etmek için cariyesi ümmü Eymen ile Medine-i münevvereye gitti. Orada bir ay kadar kaldıktan sonra dönüşte Medine-i M.ye 190 km. mesafede bulunan Ebva köyünde vefat etti. Ve buraya defn edildi. Hicretin 6.cı yılında annesini ziyarete gitti, kabrini düzeltirdi ve ağladı. Sebebi sorulduğunda;
“Annemin şefkat ve merhameti gözümün önüne geldi de onun için ağladım cevabını verdi. (Devam edecek)