Mustafa Özyurt

Kuranı Kerim sesleri semaya yükseliyordu

Mustafa Özyurt

İslam ordusundaki mücahidler, bir taraftan muharebe hazırlıkları yapıyor, diğer tarftanda düşman karşısında muzaffer olmaları için Allahü Tealaya dua ediyorlardı. Ordugah da okunan Kuranı Kerim sesleri semaya yükseliyordu. Şehadet yolunda “ Cenneti Alâya kavuşmayı arzulayan asker gazaya hazırdı. Sabah ezanları okununca, İslam mücahidleri bölük bölük namaza durdular. Namazdan sonra el açıp, Allahü Telaya yalvardılar.

Tan yeri ağarırken, Sultan Aladdin Keykubat, kale komutanına bir elçi göndererek, ya İslamiyeti kabul, ya kaleyi teslim etmesini veya harbe hazır olmasını bildirdi. Komutan Kyr Vard, kalenin ele geçirmek çok zor olduğunu bildiği için, bu teklifi kabul etmedi. Sultan, ordunun harp düzeni almısını emretti. Harb düzeni alan ordusunu teftişten sonra, İslam mücahidlerine niyetlerinin Allahü Tealanın rızası olması gerektiğini anlatan kısa bir konuşma yaptı. Ve hepsinden helallık diledi ! nekadar enteresan “helallık diledi!!!)

ADETİ ÜZERE TEHECCÜD NAMAZINI KILDI

İslam itikadına göre Hükümdar, halkına ve tebaasına adil davranabilmesi için evvela kendi nefsini daima hesaba çekerek ruhunu manevi gıdalarla tatmin etmelidir, doyurmalıdır. Tıpkı I. Alaaddini Keykubat sultanımız gibi diyelim ve önceki yazımıza devam edelim.

Sultan Aladdinin hepsinden helallık diledikten sonra, işaretiyle kösler vurmaya başladı. İslam mücahidleri şimşek gibi ileriye atıldı. Her tarafı atların kaldırdığı toz bulutu kapladı. Allah Allah” nidaları dağlara yankılanıyordu. Mancınıklar kaleyi dövüyor, mücahidler yol bulmanın zor olduğu sarp yerlerden kaleye girmeye çalışıyorlardı. Kalenin fethi, coğrafi yapısı ve kış şartlarından zorlandıklarından düşmemiş ve mümkün olmamıştı. 

Bir gece Sultan, adeti üzere teheccüd namazını kıldı. Muhterem okuyucu kardeşim, cümleye dikkat ettiyseniz  “adeti üzere teheccüd namazını kıldı” deniliyor kaynaklarda ki, bunlardan birisi  Çamlıca yayınları Devleti Tevarihı Ali Selçuki, hazırlayan Abdullah Bakır)sh.297 de: mutad vechiyle demek, Sultan Alaaddin her gece teheccüd namazını kılıyor! Manasına gelmektedir. Buyurun  koca Anadolu Selçuklu Sultanın dinine İslama nekadar itikaden ve amelen bağlı olduğunu düşünün. Demek ki, 17 yıllık hukümdarlığında, Anadolu Selçuklu Devletinin Altın çağını yaşamasının en müreffeh ve huzurlu yaşamalarının sebebi daha güzel anlaşılıyor değilmi?!!!….

UYKUSUNDAN HEYECANLA UYANIR SULTAN

Biz menkıbesine devam edelim; Teheccüd namazının arkasından Allahü Teala’ya, kalenin fethini müyesser eylemesi için yalvardı. Yattıktan bir süre sonra rüyasında, güzel yüzlü bir genç şöyle söyledi: Ki bı hışn-ı tündedahi bâr yok

Buna kimsede dest-ipeygâr yok

Veli cihân âferin sana yâr

Olıpdur kayurma hoş olur bu kâr

Sipâhun ger âheng-i gerdün ide

Ser-i mihrden mağzı birun ide

Ver ger taraf-ı deryâdan olursa ceng

Denizden kuru yire kaça neheng

Beli oldı bu husrevi taht-gâh

Senin çünki avn itdi fazl-ı ilah

“Bu kaleyi, denizden ve karadan kuşatan hiç kimse ele geçiremedi. Ancak Allahü  Tealanın yardımı ile sana kalenin fethi müyesser olacaktır.”

Uykusundan heyecanla uyanan Sultan, derhal beyleri yanına çağırdı. Rüyasını onlara anlattı. Yüz baş inek, bin baş koyun ve onbin dirhemi fakirlere ve gazaya katılan İslam mücahidlerine sadaka olarak dağıtı.

Sabah olduğunda, kalenin uzun süre daha dayanamayacağını anlayan kale komutanı Kyr Vard, önceden tanıdığı Antalya subaşısı Mübarüziddin Ertokuş’a adam göndererek; kaleyi teslim edeceğini ve Sultanla arasında aracılık yapmasını istediğini bildirdi. Sultan bu duruma çok sevindi.

Allahü Teala’ya şükretti. Elbette şükretmeden duramazdı. O tehecüd, o dualar o manevi silahlar hedefini tutturmuştu. Kimbilir Sultanımız, o namaz ve niyazında ne kadar gözyaşı döktü, Mehmetçiğin ana kuzusu askerlerinin zayiat vermemesi için. Ama dua ve niyazlar hiç boşa gitmedi elhamdülillah. Biz dönelim kalenin teslimine.

Sultan ile Kyr Vard(Kirfarid) arasında yapılan anlaşmaya göre, Alaaddin Keykubat, kaleyi teslim alacak ve Kyr Vard’ın kızı ile evlenecek(sadakatını beyan için), buna karşılık Kyr Vard’a Akşehir ve yakınında bulunan birkaç köy ikda olarak verilecekti. Kyr Vard, kaleden çıkıp, Sultanın otağına giderek özür diledi. Müslüman Türklerin kaleyi feth ettikten sonra kimseye eziyet etmediklerini görünce, Müslüman oldu. Daha sonra kızı da müslüman olup, Mah-ı Peri Hatun ismini aldı ve çok hayırlar yaptırdı. (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları