Mustafa Özyurt

Kendisine hased edenlerde vardı

Mustafa Özyurt

Değerli okuyucularım, meyveli ağaç taşlanır demişler. Ve nefis ile şeytan hiç boş durmazlar. Durmadıkları gibide haset ve fesatlıklara devam ederler.
Merhum Hadimi, büyük bir gayretle talebe yetiştirmeye çalışıyor. Binlerce talebe yetiştirmiş. Burada Hz. Hadimi’ye hased edenler: Maneviyatın yok, keramet gösteremiyorsun, (o zamanlar Bursa da istidraç ile meşhur olmuş bir kimseyi işaret ederek) sende o zat da okuman lazım, diyerek küçümseyenler olmuş.
Hz. Hadimi, manen aldığı emirle Bursa’ya geliyor. O, Meşhur Hocanın evini bulur. Ev halkına nerde olduğunu sorar. Ben Konya’dan geliyorum, kendiyle görüşeceğim diyor. Ailesi, Camiye gitti birazdan gelir diyor.
Bu Zat, millete gayibten haber veren birçok kimselerin müşkilatını halleden, göya keramet sahibi biri olarak tanınıyormuş.
Hadimi hazretleri, ev halkına; Yorgunum, Hoca Efendi gelinceye kadar istirahat edecek bir yer gösterir misiniz der. Ailesi, Hocanın misafir odasını yatak yorgan hazırlayıp istirahatı için orayı gösterip buyurun diyor. Hadimi merhum odaya girer fakat yatamaz. Yatağın içine yastığı uzatır ve yorganı üstüne örter. Sonra evin içini araştırır ki, kenarda bir koltuk var, koltuğun üzerine oturmuş, adeta koltuğa gömülmüş!.
Bir rahatsızlık duymuş olacak ki hemen koltuğu kaldırıp altına bakmış. Birde ne görsün; bir ip var, o ipe bağlı bir Kuran’ı kerim ve altı pislik(lağım şeklinde). O kişi bu şekilde Kur’anı kerimi habis (Pis) yere koymak sebebiyle süfli cinniler o kişiye hizmet için, süfli emellerine hizmet için toplanırlar, bazı şahit oldukları hadiseleri bu zata anlatırlar haber verirlermiş. O da süfli Cinnilerden aldığı haberleri cemaate, halka anlatır, halk da onun bu halini kerametine atfediyorlar. (Veli olduğunu zannediyorlar).
Dikkat: Her hangi bir şey ki maksadının dışında kullanılırsa aksi tesir gösterir, mesela kalp hapını böbrekte vs. de kullanma gibi. Malumdur ki birçok yanlış haplar insanı ölüme dahi götürebiliyor. Tıpkı bunun gibi Allah Tealanın yüce kitabına hürmet edilmez, hâşâ sümme hâşâ böyle mülevves yerlere konursa, hürmetsizlik edilen yerde, orada nuru Kur’an kalmaz ve nurun olmadığı yerde hafazanallah süfliyat hâkim olur. Süfli cinnilerin olduğu yerden her türlü kötü haller görülebilir, bu hakikat böyle biline! Hâlbuki rabbimiz “ merfuatinmutahherah” ayeti celilesi ile Kuranın hem temiz ve hem de yüksek yerde tutulmasını istiyor.
Mevzuumuza dönelim! Hadimi Hz. Kur’anı kerimi kemali edeple kucağına alır ve oradan kurtarır. O anda cami de vaaz veren o şahsın dili tutuluyor, konuşamıyor. Çünkü o anda cinnilerden ilham kesilmiş.
Cemaate: Cemaat ben rahatsızlandım. Soracağınızı gelecek hafta cevaplandırayım, deyip camiden ayrılır. Evine gelir, ev halkına evde kim var diye sorar?
Onlar da: Konya’dan gelen bir talebe var. Yorulduğu için istirahat etmek istedi. Senin odanı hazırladık orada yatıyor derler.
Adam; onlara başka bir şey demeden odaya, kılıncını eline aldığı gibi dalar. Ve kılıncını olanca gücüyle yatağın ortasına saplar. Hâlbuki o yatağın içindeki yastıktır.
Hadimi Hz. önceden tedbirini almış saklanmış, o esnada kılıncı ile adamın canının cehenneme yollamış. Hızla oradan ayrılıp vazifesini tamamladığı için yola düşmüş. Yolda giderken arkasından bir atlı geliyor, görmüş ve hemen gizlenmiş. O adamın adamlarının takıp ettiğini düşünerek, hemen gizlenmiş. Atlı Zat, tam hizasına gelince:
Evlat gazan mübarek olsun, deyip geçip gitmiş.
Merhum Hadimi, tekrar yoluna devam ederken bir atlı daha geliyor aynı yerden. Tekrar gizlenmiş takıp ediliyorum zannı ile. Atlı Zat, hizasına gelince: Gazan mübarek olsun evlat deyip tebessüm ederek gülüp geçmişler.
Hadimi hazretleri; Üçüncü atlı geçer aynı şey, dördüncü atlı geçer yine ayni tebrik ve selam. Bir atlı daha gelirse gizlenmeyeceğim demiş. Yani takip edenler olmadığı kanaatine varmış. Ve üçüncü atlı aynı taraftan gelir, ona da görünmemek için gizlenir. Dördüncü atlının geldiğini görünce, onun atının önüne geçmiş. Yani bu kişilerin başka kişiler olduğunu ve takip edilmediğini fark ettikten sonra, beşinci atlının dizginlerinden tutmuş.
Atlı: Evladım, neden önceki atlıların önüne geçmedin. En önce geçen Rasülullah s.a. efendimiz idi. İkincisi Sıddiki Ekber r.a. idi, sonraki hz. Ali idi, bende Hızırım. Haydi, Gazan mübarek olsun deyip, onu Atının sırtına alıp hemen Hadime getirmiş. (Birçok yaşlılardan duyduklarımdandır ve hakkında ki en meşhur hikâyelerdendir).
O Bursa’daki zat, İstidrac ehli bir kişiymiş. İstidrac, cinnilerin gördüklerini haber verip, o haberleri gaibden haber veriyormuş gibi hariku’l-adeliklerin gösterilmesi ki cinnilerle alakalıdır. Kendisinde hariku’l-adelik olduğu için görenler sanki keramet zannederler. Buna çok dikkat etmek elzemdir. Zira gaip’den kimse haber veremez, Hz. Allah’dan başka.
Ölçü: O harikul-adelikleri görüldüğü kişinin şer’i şerife tam uymasıdır. Aksi dal ve mudıl olur. Dal ve Mudıl; hem kendisi sapıtmış ve hemde başkalarını ilahi yoldan saptıranlardan olur demektir. Allah bizleri böylelerinden korusun. (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları