
KÂBE-İ M. VE RAVZA-İ MUTAHHARA'DAKİ HATLAR
Mustafa Özyurt
5) Hemen her yerde karşılaşılabilen Kelime-i Tevhîd devletin İslâmî niteliğini vurgulamakta; Kâbe örtüsü, Mescid-i Haram revakları vb. yerlerde rastladığımız Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali isimleri, bilhassa Kâbe örtü zemînindeki -hiçbir Sahabîyi dışlamayan- Radıya’llâhu ‘an Ebî Bekr ve ‘Ömer ve ‘Osmân ve ‘Alî ve ‘ani’s-sahâbe ecma’în : “Allah Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali ve bütün Ashâb-ı Kirâm’dan razı olsun.” ibaresi, devletin Sünnî karakterini yansıtmaktadır.
Kâbe kuşaklarında yazı aralarında rastladığımız “KUL KÜLLÜN YA’MELÜ ‘ALÂ ŞÂKİLETİH”16 âyetiyle, bütün dinlerin bir kıblesinin olduğu, herkesin -bilhassa kıble çerçevesinde- kendi değer yargılarına göre hareket ettiği, ama sonuçta kimin doğru yolda olduğunu sadece Allah’ın bildiği belirtilmektedir.
6) Yapı bütünüyle bir şeye benzetilebiliyor ve bunun hakkında âyet bulunuyorsa, yapıya bu âyet yazılabilmektedir. Cennetlikleri Cennete buyur eden “UDHULÛH Bİ-SELÂMİN ÂMİNÎN”17 âyetinin, -Cennete benzetilen- Mescid-i Nebevî’nin yeni kısmının bütün kapılarına yazılması bunun güzel örneklerindendir. Bir başka örnek de, herhangi bir yere girişte okunup yazılabilen “RABBİ EDHİLNΔ18 âyeti ile mescitleri konu alan “FÎ BÜYÛTİN EZİNA’LLÂH”19 âyetinin Mescid-i Nebevî’nin Bâbüsselâm’ına yazılmasıdır. “Rabbî edhilnî”20 duasının, putperestlerin Hz. Peygamber’i Mekke’den sürme ya da öldürme teşebbüsleri21 üzerine tavsiye edildiği dikkate alınırsa, duâda “muhrac-i sıdk” ve “müdhal-i sıdk” olarak bahsedilen yerlerin -sırası ile- Mekke ve Medîne olduğu aşikârdır. O zaman, imana kucak açan Medine’deki genel merkezin, yani Mescid-i Nebevî’nin, ilk kapısına bu âyetin yazılmasındaki sır da ortaya çıkmaktadır.
7) Bazı âyetlerin, hayruhasenâtın Allah rızası için yapıldığına telmîhen infâk, hayrât ve imar çerçevesinde yazıldığı anlaşılmaktadır. Örneğin: “VE M TEF’ALÛ MİN HAYR”22, “ÜLÂİKE YÜSÂRİ’ÛN”23, “MESELÜ’LLEZÎNE YÜNFİKÛNE”24, “İNN L NUZÎ’U ECRA MEN AHSENE ‘AMEL”25 ve bilhassa “İNNEM YA’MURU MESÂCİDA’LLÂH”26.
8) Esasen diğer şıkların tamamında ziyaretçilere belli mesajlar verilmekte ise de aşağıdaki örneklerde bu daha belirgin ve yoğundur:
Hücre-i Muattara’ya “YÂ EYYÜHE’LLEZÎNE ÂMENÛ LÂ TERFA’Û ESVÂTEKÜM”27 âyeti yazılarak “Lütfen sessiz olun!” denmektedir. Mescid-i Harâm’ın Safa kapısındaki “VE SÂRİ’Û İLÂ… VE’LKÂZIMÎNE‘ L-ĞAYZA VE’L-ÂFÎNE ‘ANİ’N-NÂS VA’LLÂHU YUHİBBÜ’L-MUHSİNÎN”28 âyetleri, Cennetin kimler için hazırlandığını hatırlatmaktadır; ama aslında, öfkeli, hoşgörüsüz, nâhoş hareketlerin sergilenebildiği böyle kalabalık bir ortam için son derece uygun ve gerekli bir ihtar niteliği taşımaktadır.