Mustafa Özyurt

İstanbul Edirne Gelibolu Çanakkale Şehitlikleri

Mustafa Özyurt

Bursa Bilecik ve Söğüt Seyahat Hatıralarım
Bu cennet vatanın güzel insanları! Üzerinde yaşadığımız bu vatan toprakları, üstüyle, altıyla ve maddesiyle ve manasıyla dünya coğrafyasında eşi ve benzeri olmayan müstesna bir yerdir. Bu coğrafya, maddi ve manevi farklı bir iklime sahiptir. Bundan dolayıdır ki, bulunduğumuz bu vatan toprağında her adım atışımızın ve ayaklarımızın her bastığı yerin ayrı bir değeri vardır. Çocukluğumdan beri, büyük bir sevdadır ecdat yadigârı bu güzel vatanımızı gezmek, görmek, onun maddi ve manevi halleri ile hallenmek, manevi hazzından lezzetlenmek, kana kana, doya doya gıdalaşmak geçerdi içimden.

İslam büyüklerinin türbelerini ziyaret edip onlarla kucaklaşmak ne kadar tatlı. Tarihe şan veren, bize tarih ve milli değerlerimizi hatıra bırakan tarihi şahsiyetlerimizin ziyaretgâh ve makamlarını görmek ne kadar ibret dersi vermekte ah bir bilebilsek. Ama inanıyorum ki, artık bu millet uyandı. Yani hem kalben ve hem de aklen şuurlaşanlarımız çoğaldı inşallah.
Ben, hiçbir zaman karamsarlığa kapılmayı sevmedim ve sevmem de. Ve bundan sonra, bu vatanın, bu dinin mensuplarının hakikatleri çok daha iyi idrak edebileceklerine canı gönülden inanıyorum. Tarihi şahsiyetlerimizin ve gönül sultanlarının türbelerini ziyaret etmenin insan ruhuna gıda verdiği inancındayım. Çünkü onlar, icap ettiği zaman her halükarda hizmeti, maddi bir karşılık beklemeden yapmışlar. Hatta bu uğurda istirahatlarını terk ettikleri gibi sağlıklarını bile kaybetmişler, ölümü bile göze almışlar. Yani ölümden bile kaçmamışlar. Gezip gördüğümüz zatların, yeri geldikçe yazacağımız hatıralarından bunları daha güzel anlama imkânı bulacağımız kanaatindeyim.

Bu cennet vatanın aziz evlatları!

Sadece dünyalık dediğimiz maddi varlıkların insanı mutluluğa erdirmediği bir gerçektir. İnsanoğlu, maddi cephede muvaffak olabilmesi için hiç şüphesiz manevi iklime şiddetle ihtiyacı vardır. Yani insanın manevi yönünü geliştirmesi, iç huzurunu temin etmesi demektir. İnsan sadece et ve kemikten ibaret bir varlık değildir. Aynı zamanda onun ruhi ve manevi âlemi de vardır. Mücerret et ve kemik malumunuzdur ki hayvanlar âleminde daha çoktur. İnsanın dört ayaklı hayvanlardan farklı olduğu hususlarına değer vermesi, yüce Allah’ın ona verdiği kıymetin yüceliğini idrak etmiş olması şuurundandır. Cenabı Allah, yeryüzünü halk etmiş, halk etmiş olduğu yeryüzünü Ademoğlu ile şereflendirmiştir.
Adem babamızın, 20 defa evlatları kız ve erkek olmak üzere çift yaratıldı. Malumunuzdur ki, ilk oğlu kabil kardeşi Habil’i katletti. Peygamber olan babasını çok üzdü. Lakin Yüce Allah, peygamberi Adem babamızın üzülmesine tahammül edemezdi. 21. olarak ve tek olarak dünyaya gelen Şit Aleyhisselamı yarattı. Dolayısı ile de Adem babamızı teselli etmiş oldu. Zira öbür evlatlarına nasip olmayan peygamberlik ve beraberinde kendisine 50 suhuf inzal etmişti. Hz. Adem’in evlatları çoğaldıkça, itaat edenlerde oldu, isyankârlarda çoğaldı. Bu sebeplerle Hz. Allah, kullarını tevhidi ilahisine, dinine davet için peygamberler gönderdi. Ve bu gönderdiği peygamberlerle beraber, beşeriyet içerisinden ulema, evliya ve hikmet sahibi kullarını da halk etti. Ahır zaman peygamberi, Efendimiz (s.a.v.) ümmeti içerisinden de, kalpleri fetih eden, gönüller aydınlatan gönül sultanları ve tarihi şahsiyetler meydana getirdi. Ben de, bu tarih sohbetleri isimli köşem de, seyahat ettiğim yerlerde ziyaret etmiş olduğumuz zevatı kiramdan ve tarihi şahsiyetlerden bahsedeceğim.
Kıymetli okurlarım! Önce tarih nedir, tarih okumanın ehemmiyeti nedir? Bunu iyi kavramamız lazım. Ve bilmiş olalım ki, hakiki tarih Kur’an’ı Kerim’dir. Kitabı ilahisinde rabbimiz sayısız kıssalardan bahsetmektedir ki, bu gerçek tarihin nerden başladığını ve gerçek tarihin ne olduğunu, bizlere gayet açık bir şekilde beyan etmektedir.
İçerisinde yaşamakta olduğumuz Konya ilimiz, İslam coğrafyasında, tarihi zenginliği en çok olan şehirlerimizden en önemlilerinden biridir. Ne var ki, bu güzel şehrimizi, tarihi değerleri ile çoklarımızın tanımadığı bir gerçek. Sevindirici olan ise, her geçen gün, tarihi ve manevi değerlerimizin daha iyi anlamaya ve buna ehemmiyet verenlerin, keşif edenlerin çoğaldığıdır.
Tarih bir aynadır. Tarih aynası ne kadar net, sağlam ve pürüzsüz gösterirse insanlar da geleceğe o kadar emin, dirençli, bilgili, mefkûreli ve sağlam adımlarla ilerlerler.
(Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları