İşmul as.(samuel)

Buradaki Nebiyyike kelimesi; huzuru maneviyelerinde bulunduğumuz mübarek zatı kasdeder. Bu sahıfenin arkasında: “felemma talutü bilcünüd” bu iki sahıfe Talutun calutu mağlup ettiğini uzun uzun anlatır hatırlatır. Kuranı kerimin üçte biri geçmiş kavimlerinin hatıratıdır. Üçte biri vaıd ve Vaaddır. Dolayısıyle kuranı kerim vasıtasıyle peygamberimiz geçmiş peygamberlerin hatıralarını bizlere bildirmiştir. Peygamberimiz bu alemden gideli 1442 sene olmuş ama bu kavim ne zaman yaşamış? Onbin yıl önce. Yani onbin senelik tarihten bahsediyoruaz. Şu anda huzurunda bulunduğumuz İşmull as. Şimdi selamlama yapalım. Bu kavmin bütün hatıralarını peygamberimiz ve bu ayetlerden öğreniyoruz. 
Sefere çıkarken bir yola giderken sefer namazı kılınır. İki rekat olarak. Birinci rekatda kafirun 2.rekat da ihlas suresi okunur(fazıleten). Ve namazın arkasından şöyle dua edilir: Ya Rabbi salimen çoluk ve çıcuklarımıza kavuşmamız için malımı canımı sana emanet ediyorum  sen muhafaza ediver diyerek, ve huzurla gidebilmeyi yol selameti için Allahımıza dua edlir. Cenabı hak ziyaretlerinizi peygamberlerle başladıp ve yine peygamber ziyareti böyle bir peygamberle ile tamamlayoruz  mühürledi.Allah kabul buyursun. Biliyorsunuz İbrahim a.s.ın ziyareti fakirlerin haccıdır. Dilimden düşmüyor hz. Allah haccınızı kabul eylesin, bu güzel ahlaktan bizlerede versin. hakıki hacca gidebilmeyi de nasib eylesin ilahi Ya rabbi bizler şuurlu müslümanlar olarak buralara getirdin ve yine şuurlu müslümanlar olarak, bu tarihi mekanlarda ibret almayı nasip eyle: essslatü….
EL-BİRUNİ KİMDİR?
İsmi Muhammed bin Ahmed el-Biruni el-Harezmi olub, künyesi Ebu Reyhan’dır. Biruni diye meşhur olmuşdur. 973 senesinde, bu gün İran sınırları içerisinde bulunan Harezm bölgesinin merkezi olan Kas’da (Şah Abbas veli denilen) yerde dünyaya gelmiştir.
1049 senesinde Gazne de vefat etti. Biruni, Astronomi sahasındaki çalışmalarına  995-996 seneleri arasında pek gençken Harezm şehri civarında Buşkatir de güneşin ve seyyarelerin deklinasyonlarını (meyillerini) tesbitle başladı. Ebu’l-Hasan Ali b. Me’munun daveti üzerine Harezme dönerek 998 de Ebu’l-vefa Buzcani ile beraber rasatlar(gözlemler) yaptı.
İbni Sina ile görüştü ve İbni Sinanın dini mevzulardaki bozuk düşüncelerini red ve tenkıd ederken, onun fevkal’ade zeki , kurnaz fakat felsefi görüşlere ve yanlış düşüncelere saplanmış olduğunu bldirdi.
Biruni Ehli Sünnet ve’l-cemaat itikadında idi. Peygamber Efendimiz s.a.v. Eshabı kiramına son derece bağlı Biruni, Ashabı kitam düşmanlarının, islam dünyasını karıştırmak yolundaki gayretlerinin boşa çıkmasındaki memnuniyetini gençliğinde olduğu gibi ihtiyarlığında da yazdığı eserlerde ifade etmişdir. Bilhssa batıl inanç ve hutafelerle durmadan mücadelede bulunmuş, onların yanlışlıllarını delillerle isbat etmişdi.
Müslümanlara hizmeti, Allah teâlanın rızasına kavuşturacak bir iş sayarak, kendisini bahtiyar addettiğini ve bundan zevk aldığın anlatırdı. Cazibe (yer çekimi) kanunuyla alakalı incelemelerde bulunan Biruni, bu mevzu hakkında şunları söylemiştir. Dünya dönüyorsa, bu dönüşünden dolayı ağaçlar, taşlar niçin yerlerinden fırlamıyor? Diyenlere şöyel cevap veririz. Bu dünyanın dönmesi hakkında ortaya koyduğumuz görüşü çürütmez. Çünkü her şey dünyanın merkezine dönüyor. Buda gösteriyor ki, o merkezde çekici bir kuvvet var. İşte bu yer çekimi, yeryüzündeki nesnelerin dışarı fırlamasına mani olmaktadır.”
Biruni, “fenni ve müsbet ilimlerle meşgul olacaklar, önce kalblerinibozuk itikat, kötü huylardan temizlemelidir. İnsanların çoğu manevi hastalıklara yakalanmıştır. Bu hastalıklar, sahıbini hak ve hakikati göremez hale geirir. Kalbi kör, kulağı sağır eder” demiştir.(6Aralık 2020 Fazılet takvimi) Doğum tarihi: M. 5 Eylül 973, Beruni, Özbekistan- Ö. T. ve yeri: 13 Aralık 1048, Gazni, Afganistan (h. 3 Zilhicce 362/ m. 4 Eylül 973 ) 
Ünlü Fıkıh bilgini Ebu'l-Hasan el-Velvaleci anlatıyor: "Ebu Reyhan el-Biruni'nin ziyaretine gitmiştim. Canı boğazına gelmiş halde, hasta yatağında tık nefes yatıyordu. O halde iken bana dedi ki: Bir gün bana mirasta ninelerin haklarının hesaplanmasıyla ilgili bir denklemden söz etmiştin, nasıldı o? Biraz da ona acıyarak dedim ki: Bu durumdayken de hâlâ bana onları mı soruyorsun? Dedi ki: Bu konuyu bilerek bu dünyadan ayrılmam mı daha hayırlıdır, yoksa bilmeden veda etmek mi? Bunun üzerine meseleyi tekrar kendisine anlattım. Dinledi ve ezberledi. Sonra bana yapacağı şeylerden söz etti. Biraz sonra yanından ayrıldım. Az ilerlemiştim ki yüksek sesle ağlaşma ve bağrışmalar duydum. Döndüm baktım, Ebu Reyhan el-Biruni vefat etmişti."
Ebu Reyhân Muhammed b. Ahmed el-Biruni Parlak zekâsı sebebiyle daha küçük yaşta nazar-ı dikkati çeken el-Biruni, dönemin ünlü matematik ve astronomi bilgini Ebû Nasr Mansûr b. 'Alî b. Irâk'ın mahiyetinde büyümüştür. Mansûr, Biruni'nin yetişmesi ve iyi bir eğitim almasına özen göstermiştir. Nitekim el-Biruni, el-Âsârü'l-bâkıye adlı eserinde ibn Irâk'tan "hocam" diye bahsetmektedir.
Gençlik yıllarından itibaren bilimsel çalışmalara başlayan el-Biruni, Harezm bölgesinde siyasi ve askeri yönden birtakım karışıklıkların yaşanması münasebetiyle, 22 yaşına kadar hayatını idame ettirdiği Harezm'i terk etmek zorunda kalmıştır. Bir süreliğine Rey bölgesinde ikâmet eden el-Biruni daha sonra yeninden doğduğu topraklara geri dönüp, kendisini bilim tarihinin zirvesine ulaştıracak eserlerini meydana getirmiştir. 
X. ve XI. asır Ortaçağ Türk-İslam dünyasını temsil eden Ebu Reyhan el-Biruni bütün hayatını ve varlığını bilime adamış önemli bir şahsiyettir. Modern bilimin babası olarak nitelendirilen Georges Sarton, XI. yüzyıla "Biruni Asrı" adını vermiştir. Nitekim dünyanın önde gelen İslam Bilim Tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin, 27 yaşındaki Biruni ile 18 yaşındaki İbn Sina'nın "Işığın sürati ölçüsüz müdür, yani lâ-mütenâhî midir, yoksa ölçülebilir mi? Yani zamanla ölçülebilir mi?" konusu üzerinde tartışmalarını bugünün Türkiye'sinde bile olamayacağını dile getirir. Tüm hayatını bilgiye ve bilmediği şeyleri öğrenmeye adayan ve dünyada bilim sahasına kazandırdığı ilk keşif ve buluşlarla, bilim dünyasına ışık tutan Türk-İslam alimi el-Biruni; fizik, tıp, matematik, astronomi, trigonometri, coğrafya, jeodezi, farmakoloji, jeoloji, filoloji, din gibi konuları incelemiş ve toplamda 113 eser meydana getirmiştir. Ne yazık ki bu eserlerden sadece birkaçı günümüze ulaşabilmiştir. (Devam edecek)