Mustafa Özyurt

İnsü cinne peygamber

Mustafa Özyurt

Muhterem okuyucularım, malumdur ki Efendimiz (s.a.v.) hem insanlara ve hemde cinnilere peygamber olarak gönderilmiştir. Hadimi, bu hususuda şöyle izah etmektedir:
Rasülullah s.a.v. efendimiz, kendisini dinleyen yedi veya dokuz Cinniyi kavimlerine haber vermek için gönderdi. Daha sonra Efendimiz onlara, tebligatını yaptı. Rivayet olundu ki; Cinniler üç sınıftır.1. Kanatlı, havada kanatları ile uçabilenler. 2. Yılanlar ve köpek suretinde olanlar. 3. Göç eden Cinniler.
Bazılarının nakline göre, bu işaret edilen cinniler Yahudi idiler. Sonra Müslüman oldular. Bazılarının anlattıklarına göre onlarda insanlar gibi çok çeşitli milletlerdir.
Onlara göre, bir kısmı içlerinde Yehudi, Nesara, Mecusi, Puta tapan ve Müslüman olanlar var, demişlerdir. (b.s.71)

SÜNNETİ SARILMAK
Hadimi merhum ebedi saadetin, sünnete sarılmakta olduğunu ayeti celile, hadisi nebevi ve seçkin ulemanın dilinden ve kendi izahları ile aşağıdaki şekilde açıklamaktadır:
Sünnete sarılmanın vücubu üzerine delalet eden ayetler vardır. Onlarda 17 adettir. Ayati celile de Ali imran 31 de:
“Habibim deki, Eğer siz Allah Tealayı seviyorsanız, Allaha muhebbet davasında sadık iseniz “Bana tabi olunuz” çünkü Allah Tealanın muhabbeti ancak ve ancak bana tabi olmaktadır. Çünkü ben onun size gönderdiği Rasülüm. Hüccetim size açıklayıcıyım. Hal böyle olunca emir ve nehiler de kâffe-i halkın bana muhabbeti vaciptir.
“Allah da sizi sevsin”. Çünkü Allah Teâlâ’ya muhabbet, bana tabi olmağa bağlıdır.
Ebu Hüreyre r.a.dan rivayet edilen h.ş.de: Rasülullah s.a.v. buyurdular ki, Cenabı hak, kulunu sevdiği zaman, Cebrail aleyhesselam’a buyurur ki; Muhakkak Hz.Allah filan kulunu sevdi. Sizde onu sevin. Bunun üzerine cümle ehli Sema o kişiyi severler. Sonra onun için arz’dakilere de kabul edin. Yani ehli arzdan da aynı muhabbet talep edilir.
Meşayih r.a. indinde: Muhabbetin manası ise; Kalbi yumuşatıcı meyli daimidir(daima hakka yönelendir).
Yine demişlerdir ki, muhabbet; Mahbubun ihtiyarının, mashubun her şeyi üzerine üstün tutmasıdır, olmasıdır. Yani kendisi için ihtiyar ettiği şeyi her halu-karda onun içinde ihtiyar edebilmeli. Yani sevgiliyi bütün sohbet ettiği arkadaşları üzerine tercih etmelidir.
Bir kavle göre de: Hazır da ve gaib de sevgiyle muvafakat etmektir.
Yine denilmiştir ki: Habibin muvafakati, meşhet ve muğib’tedir. (yani sevgilinin sevgisi hem gördüğü hallerde ve hemde göremediği gözden ırak olduğu zamanlarda, onun sevgisinin kalbinden hiç eksilmemesi demektir)
Yine denilmiştir ki: Kalbin muvafakatı, Rabbin yolu varid olması içindir.
Hz. Bestami ise: Muhabbet, nefsinden kesreti (çoğu) istiklali azaltmak ve habibe kalil (az) olanı çoğaltmayı istemek veya çoğaltmaktır demiştir.
Sehl’e göre; Muhabbet, muhalefet etmek ve taâte boyun vermektir. Muhalefetin mübayenesidir (nefse ve şeytana karşı gelmenin en açıklanmış halidir). Şibli K.S.e göre: Muhabbet, mahbubun(sevgili) gayriyi kalbden mahvetmektir. Silmektir.
Yahya bin Muaz’a göre Muhabbet: Cefa ile noksanlaşmayan, iyiliklede ziyadeleşmeyen şeydir. Hz.Cünyed ise: Muhabbet sıhhatli olduğu zaman edebin şartları sukut eder(düşer) demektedir.
İbni Mesruk r.a. buyurdu ki: Ben Semnun’u Mescid de muhabbetden konuşurken gördüm. Muhabbetden tekellüm ederken (konuşurken) mescidin kandilleri kırıldı.
Yine denildi ki; İmamı Şibli r.a. otururken bir cemaat içeri girdi. Onlara siz kimsiniz diye sordu. Onlar; Senin sevenleriniz dediler. Bunun üzerine İmamı Şibli, eline çakıl taşlarını alarak üzerlerine attı. Hepsi taşlar değmesin diye kaçıştılar.
Onlara: Siz, beni muhabbet iddianızda samimi olsaydınız benden gelen belaya sabrederdiniz, diyerek onlara ders vermiştir.
Yine denilmiştir ki: İsa Aleyhisselama Allah Teâlâ vahyetti.”Ben kulumun kalbine tulu(güneş gibi doğmak) ettiğim, nazar ettiğim zaman, onun kalbinde dünya muhabbetinden bir şey kalmaz. Benim muhabbetim kalbini doldurduğu için.
Yahya ibni Muaz r.a: Muhabbetsiz bir kalple yapılan yetmiş senelik ibadetden, hardal danesi kadar muhabbet daha sevimlidir.” buyurmaktadır. (Devam edecek)
 

Yazarın Diğer Yazıları