Mustafa Özyurt

Hz. İsa'nın rasulleri ( Yahya ve Yunus)

Mustafa Özyurt

Hz.İsa (a.s.) otuz yaşında iken ona peygamberlik görevi verildi. Üç yıl süreyle kavmini ilâhi dine davet etmesine rağmen sadece on iki kişi iman etti. Bunlar Hz. İsa’nın havarileridir.

Bu husus da “Meryem oğlu İsa şöyle dedi: Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek olan Ahmed adındaki bir peygamberi (Hz.Muhammed’i) müjdeleyici olarak geldim” (Kur’an-ı Kerim 61/6)buyurmuşdur.

Hz.İsa kendine ve inananlara karşı Kudüs’de Yahudilerin ölüm planı hazırladıklarını sezince Havarilerini çeşitli ülke şehirlerine ilâhi dinin davetçileri olarak gönderdi. Havarilerden Yahya (Yuhanna) ile Yunus (Pavlos)’u Roma halkını ilâhi dine davet etmeleri için Antakya şehrine gönderdi.

 “Onlara, o şehir halkını misal getir. Hani onlara rasul gelmişti. Biz onlara iki rasul gönderdiğimizde, o ikisini yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir rasul gönderdik”.

Rasullerler:” Rabbimiz biliyor, biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. Bizim vazifeimiz, Allah’ın emirlerini size duyurmaktan başka bir şey değildir, dediler.” (Kur’an-ı Kerim 36/13-17)

Hz. İsa’nın iki elçisi Yahya ve Yunus Antakya halkını ilâhi dine davet ederek, son peygamber Hz. Muhammed’in (s.a.v.) geleceğini müjdelediler.    Şehir halkı bu elçileri yalanladı ve Hükümdar Antiochi onları hapsetti. Bunun üzerine Hz. İsa üçüncü elçi olarak Şem’un Safa’yı (Batris) Antakya’ya gönderdi, bu sayede hapisten kurtuldular.

ŞEM’UN SAFA (Üçüncü Elçi)

Hz.İsa daha önce gönderdiği elçilere destek olsun diye Antakya şehrine üçüncü rasul olarak havarilerinden Şem’un Safa’yı (Batris) gönderdi (M.S.33). Çok dikkatli davranan Şem’un kendisini elçi olarak tanıtmadı. Tedbirli ve akıllı davranışıyla saray halkına karşı dostluk sağlayarak güven kazandı. Böylece hükümdara hapishanedeki elçileri hatırlatarak onlarla konuşmasını ve onları dinlemesini tavsiye etti.

Hükümdar isteği kabul ederek elçileri çağırdı. Şem’un: Ey elçiler! Sizi buraya kim gönderdi? Elçiler: Allah’ın peygamberi, Hz.İsa gönderdi. Şem’un: İlahi görevle geldiğinizi ispat edecek bir deliliniz var mı? Elçiler: Allah’ın izniyle hastaları iyileştirir, körlerin gözünü açarız ve ölüyü diriltiriz dediler. Hükümdar: Yedi gün önce ölmüş henüz defn olunmamış bir genç var, onu diriltebilir misiniz? Bunun üzerine elçiler açıktan, Şem’un ise gizlice dua yapmaya başladılar, gencin dirildiğini gören Hükümdar, hayret içinde kaldı.

Şem’un: Ey hükümdarım! Sizde taptığınız putlara dua edin size yardım etsinler ve siz üstün gelin.

Hükümdar: Ey Şem’un! Senden gizlim yoktur. Bu putlar işitmez, görmez, bilmez ve bir şeye güçleri yetmez dedi.

Şem’un: O halde elçilerin dininin hak olduğu açık olarak anlaşıldı dedi. Bunun üzerine hükümdar iman etmişse de, halk elçileri yalanlamışlardır.

Habibi Neccarın Mezarı camide bulunmaktadır. Çok ilahlı dönemde Roma halkını Allah’a inanmaları için Antakya’ya iknaya Hz. İsa tarafından gönderilen elçiler Yuhanna, Pavlos ve Şemun Safa’nın da mezarları cami içinde yer aldığına inanılmakta ve kabirleri bulunmaktadır.

Anadolu’nun ilk camii olup Müslümanlık Anadolu’ya buradan yayılmaya başlamıştır. Habib-i Neccar Camii Hz. Ömer’in Komutanlarından Ebu Ubeyde Bin Cerrah Tarafından M.S 636 yılında inşa edilmiştir. Hz. İsa’nın Havarilerine ilk inanan Habib-i Neccar bir inanç abidesi ve Kuran-ı Kerimde Yasin suresinde övülen bir şehittir. Hz. İsa’nın elçilerinin yalanlanması ve Habib-i Neccar’ın şehit olması üzerine, Allah’ın meleği Cebrail’in güçlü bir sayhyası ile Romalılar yok olarak hükümranlıklarını kaybetmişlerdir.  “Biz ondan sonra, onun milletini helak etmek için üzerlerine gökten bir ordu indirmedik ve indirecekte değildik. Onları helak eden, korkunç bir sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.” (Kur’an-ı Kerim 36/28-29).  Her şeye kadiri mutlak halikımız olduğunu hatırda çıkarmamalı. O, aziz biz ise aciziz vesselam.

Hz. EBUBEKİR EFENDİMİZ BUYURUYORKİ

Dünya Mü’minlerin pazarı, Gece ile gündüz sermayeleri,Güzel âmeller ticaret malları; Cennet kazançları, Cehennem zararlarıdır. Üç şey vardır ki kimde bulunursa aleyhine döner; Zulüm, Ahdi bozma, hile.

Ne söyliyecegini ve ne zaman söyliyecegini iyi düşün…

Hz. ÖMER efendimiz buyuruyorki:

Takva sahibini zenginleri seviyor görüyorsanız O Dünyanın dostudur. Zaruret olmadıgı halde Sultandan ayrılmadıgını görüyorsanız O bir hırsızdır…

İnsanlarla iyi dostluk kurmak aklın yarısıdır. Yerinde sual- soru sormak İLMİN yarısıdır, İyi tedbir almak yaşamanın yarısıdır. İlmi araştırma ve derin meselelerin çözümü CİHAD gibidir…

Hz. OSMAN Efendimiz de buyuruyorki:

KABİR Ahiretin ilk, dünyanın son menzilidir. Kime zorlaştırılırsa ötesi daha zor, Kime kolaylaştırılırsa ötesi daha kolaydır. Nasihat veren insanın darbesi, içinde düşmanlık gizleyen insanın SELAMINDAN hayırlıdır. Huzuruna varacagınız MEVLADAN korkunuz. Fitneye koşmayınız. CEMAATTAN ayrılmayınız…

Hz. ALİ Efendimiz buyuruyor ki:

En Güzel EDEB; Güzel AHLÂK , en şiddetli fakirlik AHMAKLIKTIR. En vahşi vahşet kendini begenmek ve en üstün zenginlik AKIL’dır. Diledigin kimseye iyilik et. Onun EMİRİ olursun. Diledigin kimseden iste onun ESİRİ olursun. Diledigin kimseden müstagni ol (Gözü gönlü tok ol) Onun dengi olursun…

Allah ile arasını düzelten kişinin, İnsanlarla olan münasebetini ALLAH düzeltir. Babaların, evlatlarına bıraktıkları servetin en hayırlısı EDEB’tir. Başkasında gördügün fena bir huy’u hemen nefsinde ara ve ondan kaçın. (Sahabe hayatları. Mustafa Necati Bursalı) (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları