Mustafa Özyurt

Hz. Hadimi'nin Oğlu ve Talebelerine Vasiyeti Ve Nasihatleri

Mustafa Özyurt

Muhterem okuyucu, Hadimi merhum, gerek hocaları, gerek akranı gerekse talebeleri ve daha sonraki ilim adamlarının birçok iltifat ve medihlerine ve pek sitayişkar sözlerine mazhar olan, ayrıca asrında yaşamış bulunan başta Osmanlı Padişahları olmak üzere, diğer devlet ricalinin büyük takdirlerini kazanan, hemen hemen bütün İslam-i ilimlerde yani Akli ve Nakli, Zahiri ve Batıni ilim dallarında mütehassıs olan, fakat böyle olmasına rağmen bu gün dünyada, İslam alemin de ve memleketimizde, hatta Konya da bile, yeteri kadar tanınmayan ve layıkı vechile bilinmeyen Ebu Said Muhammed Hadimi Hz.nin milletimiz tarafından tanınmasında ve bütün ilim alemine tanıtılmasında bu kabil yazıların yazılması ve sempozyum ve Akademik toplantıların yapılmasının mühim rol oynayacağından şüphe yoktur.
Bu girişten sonra, vasiyet ve nasihatlerin ele alınmasından evvel; Vasiyet ve çok kıymetli Nasihat kelimelerinin, lüğat ve İstılahi manaları, vasıyet yazmanın lüzumu ve ehemmiyeti, vasiyetin nasıl yazıldığı mevzularında kısa bir girizgâh daha yapmayı lüzumlu ve faideli addediyorum.
Vasiyet lügatte, bağlamak bitiştirmek manasına gelmektedir. Ayrıca bir kimsenin, ölümünden sonra yerine getirmesini istediği şey ve “ölümden sonra bir şeyi başkasına temlik etmek” manaları da lüğatlar da yer almaktadır. Hukuk ilminde vasiyet, ölümünden sonra geçerli olmak üzere, teberru yoluyla bir malı, bir şahsa temlik etmek, bırakmak manasına geldiği gibi, bir şahsın kendi mal varlığı üzerinde serbestçe yaptığı ve ölümünden sonra, hukuki bir mana ifade edecek, hukuki bir netice meydana getirecek olan tek taraflı, ölüme bağlı bir tasarruf manasında da kullanılmaktadır.
Kur’anı Kerim de, vasiyet kelimesi, 2’si Bakara, 5’i Nisa, 1’i de Maide süresinde olmak üzere 8 (sekiz) defa zikredilmiştir. Bu kelimeden müştak (türemiş) olan diğer kelimeler ise 24 (yirmi dört) defa geçmektedir. Hadisi şerif kitaplarında da pek çok defa zikredilmektedir.
İslam âlimleri de, çeşitli eserlerinde vasiyet yazmayı dile getirmişlerdir. Hatta Borçları ödeyerek, emanetleri sahiplerine vererek ölüme hazırlanmak ve vasiyet yazmak vaciptir” sözlerine yer vermişlerdir.
Muhammed Senaullah-i DEHLEVİ (Pani-püti) hz. (1143-1225/1810),”Mala büdde minh”adlı eserinde diyor ki: ”...vasiyetnameyi marazı mevt de (Ölüm hastalığında yazmak vacip, sıhhatte iken yazıp, yanında taşımak müstehaptır.”
Arapça fıkıh ve Türkçe ilmihal kitaplarında, her Müslüman’ın, ölüm hastalığında bir “vasiyet “ yazması lüzumu üzerinde durulmaktadır.
Senaüllah-i Pani-püti, 1143 h.yılında Hindistan’ın Pani –püti şehrinde doğmuş ve Hz. Osman (R.A) ın soyundandır.
Musul valisi Hacı Reşit Paşa “Ruhul mecelle “ isimli kitabında diyor ki: Hastalık iki nevidir. Biri adi (Normal) hastalık olup, şuuru yerinde oldukça, bütün malı için satışları caizdir. İkincisi: Marazı mevt Ölüm hastalığı) olup borçlarından geri kalan malının üç de birini satabilir. Borçları malından çok olsa bile, nafaka ve tedavisine masraf yapabilir. ”Ruhul mecelle’nin 1595. maddesinde ölüm hastalığı şu şekilde tarif edilmektedir. ”Bir sene içinde ölüme sebep olan hastalığa marazı mevt: ölüm hastalığı denir. Bir yıldan uzun süren hastalık, tehlikeli hal almadıkça, marazı mevt olmaz” denilmektedir.
BEYT
Ehline söyle kelamı, ehli olan ar eylemez
Dört Kitabı tefsir etse, cahile kar eylemez. (Devam edecek)
 

Yazarın Diğer Yazıları