
HIRKA-İ SAADET
Mustafa Özyurt
Topkapı sarayında Hırka-i Saadet, senede bir defa ramazanın 15 de padişah ve devlet büyükleri tarafından merasimle ziyaret edilirdi. Ramazanın 15. Gecesi padişah, Hırka-i şerif odasına gelirdi. Tülbent Ağası 60 kadar yeni süngerle gümüş taslar içinde gül suyu getirirdi. Padişah, gül suyuna batırılan birkaç süngerle Hırka-i Saadet sandukasının bulunduğu gümüş şebekeyi bizzat temizlerdi. Diğer vazifelilerde odanın her terafını siler temizlerdi. Ziyaret merasimi ertesi gün ikindi namazından iki saat önce başlardı. Padişah, altın anahtarı kendisinde bulunan hırka sandukasını besmele ile açardı.
Ağır işlemeli ve kıymetli bohçalar açılırdı. Şeritler çözülür ve altın çekmece içerisinden mukaddes hırka çıkarılırdı. Ziyaret şekli, hırkanın sağ omuz hizasından yakasını öpmekti. Hırkanın kendisi öpülmez üzerine konulan tülbent öpülürdü. Öpenler, bu tülbendini hatırı olarak saklardı. Ziyaret bitinceye kadar kuranı kerim okunur, yine padişah tarafından kilitlenir vazifelilere kaldırtılırdı.
Bu ziyaret sırasında hırkanın yakasındaki düğme, gümüş tas içindeki gül suyuna batırılıp ıslatılırdı. Bu bir tas gül suyu içinde içme suyu testilere damla damla dökülerek dağıtılırdı. Sonrada şifa olarak gelenlere hasta ve özellikle felçlilere verilirdi.(1988 Mayıs pazartesi 2 f.t.)
Hırka-i saadet odasının perde vs. örtülerinin hazırlanması için özel bir terzihane kurdurdu. Dairenin halısını altına dçşenecek hasırın, hasırcı ocağına kabul olunan Salih kimselere abdestli olarak dokunmasını emrederdi. 40 tane vazifeli verdi. Devamlı kuranı kerim okunur, devamlı mumlarla aydınlatılırdı. 22 günde gül suyu ile temizlenirdi.
Sultan II. Murat Han: Bursa da bir imaret ve cami inşe ettirdi. bu camiye 30 hafız, 14 tehlilci tayin etti. Tehlilciler, her gün 70 bin kelime-i tevhid hatmi inerler. Hâsıl olan sevabı, peygamber efendimize ve bütün pe3ygamberlerin ruhlarına, dede ve babalarına kadın erkek müminlerin ruhlarına hediye edilirdi. (2012 f.t. Mart 26 pazartesi)
Hırka-i saadetin her ziyaretçisi hırkanın üstünden öptüğü tülbenti saklardı. Bu tülbentlerin üzerinde güzel bir hat ile aşağıdaki kıt’a bulunurdu:
Hırka-i fahri rasüle- Atlas-ı çarh olmaz olamaz pay- endaz- Yüz sürüp zeyline takbil iderek- Kıl şefi ümeme arzı- niyaz
Açıklama: Peygamberin iftihar ettikleri Muhammed Mustafanın hırkasına gökyüzünün atlası(Samanyolu) ayak basmamış olamaz. Öyleyse, eteğine yüz sürüp onu, öperek ümmetlerin şefaatçisine niyazını arzeyle, ondan şefaat iste.
Hırka-i saadet odasında sırma işlemeli yeşil çuha ile kaplı bir sancak var. Bu sancağı şerif, hemen hemen toz haline gelmiş. Sancak sonradan kumaş ile kaplanmış ve bu kumaşın arasında kalmıştır. Padişahlarveya başkumandanlar sefere çıkarken bu sancağı beraberinde alırlardı. Bu odada havada bir koku vardı. Tariflere sığmaz. Bir koku! Öylesine ince öylesine nefis ki, sanki insan, koku duyusu olmasa bile bu kokuyu cildiyle hissedecek. Kokladım, bu nefis koku ne idi odada.
Yahya Kemal Beyatlı, nefis bir koku var burada diye, ne kokusu bu? Nasıl temin ediyorsunuz? Koku filanmı püskürtüyorsunuz? Ferudun Bey, süalimi duyunca gülümsedi. Sonra bize dalgınlık içerisinde “hayır” dedi. Hiçbir surette koku tatbik edilmez. Huşu içinde susutum.(peygamber sancağı şerifi 7-1988 Eylül) (Devam edecek)