Mustafa Özyurt

Hazreti Hadimi'nin muhteşem eseri Berika'i Mahmudiye

Mustafa Özyurt

Muhterem okuyucularım! BERİKA, isimli eseri 2 ciltten ibarettir. Biz bu kitabımız da sadece birinci ciltten seçmek suretiyle tercüme ettik. İnşallah ikinci bir kitap olarak, nasip olursa 2.ciltten de ayrıca seçmeler hazırlamayı düşünüyorum.
Hadimi merhum, bu eserine, Cenabı-ı Hakk’a Hamd edip Hz. Peygamberimize Salât ve selam edikten sonra devamla insanın yaşadığı şu fani dünyayı kaleme alarak şöyle devam etmektedirler.
Muhakkak dünya fanidir. İnsanın son giyeceği elbise ise kefendir. Dünyanın içindekileri de şiirle ifadesinde:
Ben muhtelif zamanlar seneler
Dehr’ler gördüm. Hep devrediyor.
Ne hüzün ne de sürur daimidir.
Padişahlar çok binalar dikmişlerdir,
Ama ne Saraylar Bakı kalmış ne de kendileri.
Devlet, ahdi muhkem olmaz,
Çünkü o zail olan bir gölgedir.
Nimetlere itimat olmaz,
Çünkü o, göç edenin misafiridir.
Nerde babalar? Nerde ecdat? Nerde Eslaf?
Nerde ahfat? (torunlar),
Nerde sarayların sakinleri (Sefa sürenleri)?
Nerde, yıllarca birikimleri ?.diyerek şiiri burada tamamlıyor. (B.S.3) “Elhamdülillah” deyip, Hamd kelimesinin izahına geçiyor. Hamd’in tahakkuku şu beş hakikat üzere tevekkuf etmelidir. 1, Mahmudun bih (kendisi ile hamd edilen, 2 mahmudun aleyh ( kendisi üzerine hamd edilen, 3. El-hamid ( övmek. Bura da şöyle bir izah yapabiliriz. Hamid övülmek demek, ama mim harfi şeddeli olursa ziyade övülen manasına gelir ki, Muhammed kelimesi gibi), 4.El’mahmud.
Salât: Salâtın manası: Kamus da dua, rahmet, istiğfar, Hz.allah dan Rasülüne hüsnü senadır. Rasulüllah hususiyle Allah tarafından rahmet olarak gönderilmiştir.
Mü’minlerden dua meleklerden istiğfar manasına gelir. Salatüselam, Efendimiz s.a.v.e muhabbeti izhar ve Efendimize s.a.v. ihtiram vasıtasıdır. Sonra, rahmetle salâtın tefsiri üzerine şu ayeti celile getirilmiştir. Surei bakara da: “Habibim onlar Rabbilerinden Salevat ve Rahmet üzeredirler”.
Besmele, Hamdele ve Salâvattan sonra ilmin makamlarına burada işaret vardır der. (S.12)
AKIL NİMETİ
Mahlûkat içerisinde mükerrem ve en üstün meziyetlere sahip olan varlık insandır. Bu değerli varlığa değer veren şeylerin başında akıl nimeti gelmektedir. Bu aklı, Hazreti Hadimi bizlere şöyle anlatmaktadır;
1.Tasarruf ve tedbire taalluk eden bedenle alakası olmayan mücerret cevherdir. 2. Hakikatlerin idrakinde kendisiyle kudret elde edilen nefsi insan için kuvvettir. 3. Bi’z-zaruri İlme lazım olan tabiî ve asıldır. 4. Umuru hasene ve kabiha-i mümeyyiz bir kuvvettir.(güzel ve kötü çirkin işleri birbirinden ayırandır). 5. İnsan ve kelamı için heyeti mahmudedir (övülen güzel bir surettir). 6. Nefis için zaruriyeti nazariyyata intikal ettiren bir kuvvettir.
Denilmiştir ki: Şu mana, talep edilen şeye yetişmek için, başlanılan bir yolu nihayete erdirmede o akıl, yolda bir nurdur, lambadır. Kalp için talep edilen şeye onunla başlanır. Allah’ın tevfikı ile aklın da teemmülüyle kalp talep edilen şeyi idrak eder.

AKLIN MERTEBELERİ
Akıl denen nimet, neleri nasıl idrak edebiliyor, nazari ve ameli kuvvetin kemale ermesinde aklın tesiri nasıldır? Bu hususlarda da Hadimi merhum, aklın mertebesinin dört mertebe olduğunu şöyle beyan etmektedir:
1. Aklı heyülani: İnsan fıtratında ilmi istidattan halidir (boş). Çocuklar da olduğu gibi. 2. Sonra, zaruri olan şeyleri idrak etmeye başlar. Nazariyyat istidadı olduğu zaman buna aklı meleke denir.
3. Sonra nazariyyatı (bakmakla görmekle) idrak ettiği zaman, nazari şeylerin hazırlanmasın da, neyi ne zaman murat edeceğinin dilediği zaman kudret hasıl olursa ona da aklı fiili denir. 4. Sonra nazariyyat indinde hazır olduğu zaman, o nazariyyatı müşahede ettiği zaman oda aklı müstefad olur ( istifade edilebilen akıl demektir).
Tadili ulum de(Kitap ismi), Ulvi olan ruh, ilminin tadilin de, Sadri Şeria demiştir ki: Nazari ve ameli kuvvetin kemale erme mertebesi Akıl’dır. İslamın nuriyle inşirah etmesi mertebesi sadır’dır. Müşahede, mertebesi ise Sır’dır. Yani Sır ismini alır. Tecelli mertebesinde Ruh ismini alır.
Dualarda (hikâyeler de) de denildi ki: Ya Rabbi zahirlerimizi batınımızı, sana hizmet ettirmekle ve bizi marifetine( hakikatini tanıma) vasıta kılmakla zinetlendir. Kalplerimizi muhabbetinle zinetlendir. Ruhlarımızı da inayetinle tezyin et Allahım.
Buraya kadar izahı yapılan Akıl ve Nakil âlemin harap olmasında, nimetlerin fani olması ve benzeri hususlarda mütevafıktırlar (yani hiçbir zıddıyyet yoktur). Kitap ve Sünnet’te mutabıktırlar. (b.s.20). (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları