
Hayber Gazvesı
Mustafa Özyurt
Kıymetli okurlarım. Her devirde düşman eksik olmaz. Ya aşikâre veya gizli muhakkak bulunur. Muvaffakiyetin sırlarından biriside etrafını temiz tutmaktır. Bu temizlik askeri lisanla düşmandan temizlemektir. Peygamber Efendimiz s.a.v.’de bu minval üzere, hicretin 7. yılında fethettigi, Şam-Medine yolu üzerinde Medine'nin 15I km. kuzeyinde Yahûdilerin oturdugu bir yerleşim merkezi Hayberi fehetmeyi muradetti.
Hayber Yahûdi dilinde kale demek olup burası ayni zamanda hurma ve tahıl merkezidir. Kalenin yedi burcu vardir. (Kübrâ II,106) Hz. Peygamber Hayber Yahûdilerinin Medine'ye karşı müsriklerle ittifak halinde olmaları ve pek çok Yahûdi kabilesi'nin burada toplanmasından dolayı Hudeybiye musalahasından sonra Hayber'i fethetmek üzere hazırlıklara basladı (, Ibn Hişâm, es-Siretü'n-Nebeviyye, III, 201)
Hz. Peygamber, bu cihad hareketi için sadece cihada ragbet edenlerin katılmasını emretti. Medine'de Siba' b. Urfuta'yi vekil bıraktı. Eşi Ümmü Seleme'yi yanına alarak 1400 yaya, 200 süvari ile yola çıkarken; "Biz buranın hayrını isteriz" buyurmustur. Rasûlullah Medine'den hareket ettikten sonra Hayber ile Gatafan kabilesi arasına karargâhını kurdu. Sabaha kadar burada bekledi (Ibn Hisâm, es-Sîre, III/343).
Gatafanlılarin Hayber'e yardımını engellemek için burada konaklamış bulunuyordu. Hayberliler sabaha kadar, müslümanların gelişinden haberdar olmamışlardı. Sabahleyin kalelerinin kapısını açtıklarında; "Muhammed gelmiş ve günlerden de cumartesidir" diyerek kalelerine tekrar döndüler.
Yahûdilerin mukaddes günleri oldugu için cumartesi günü muharebe etmezlerdi. Rasûlullah bunu görünce; "Allahû Ekber, Hayber harab oldu" buyurdu (Tabakat, II,106). Müslümanlarin bu muharebede beyaz renkli sancagını da Hz. Ali taşıyordu. Bu gazvede müslümanların kullandıkları parola; "Yâ Mansur, Emit, Emit" "Ey Allah'in galip kıldığı müslüman asker, öldür öldür' idi ( Ibn Hisâm, III, 347).
Müslümanlardan yirmi beş kişi şehid olurken, Yahûdilerin kaybi doksan üç kişi oldu. (Ibn Sa'd, II, 1I7).
Müslümanlar bu gazvede pek çok esir aldilar. Ancak Hayber halki esirlerinin iadesini, kendilerinin de affedilmesini istediler. Rasûlullah da bunu kâbul etti. Yahûdilerin ileri gelenlerinden Huyey Ahtab'in kızı Safiyye de esirler arasında idi. Rasûlullah Hz. Safiyye'ye ailesinin yanına dönmeyi teklif ettigi halde Safiyye, müslüman olarak Hz. Peygamber'e eş olmayı tercih etti.
Hz. Safiyye Hayber gazvesinden önce Kinâne b. Rabia ile evlenmisti. Ilk gece, gördügü bir rüyayi Kinâne'ye anlatmis O da; "Sen ancak Muhammedi istiyorsun" diyerek yüzüne bir tokat vurmustu da, gözü morarmıştı. Safiyye'nin Hz. Peygamber ile evlendigi zaman hâlâ bu morlugun izi vardi. Nitekim Rasûlullah'in bunu sorması üzerine Hz. Safiyye, bu hadiseyi ona anlatmıştır. (Ibnü'l-Esîr, el-Kâmil, II, 221)
Bu muharebe sonunda Zeynep bint el-Hâris, Rasûlüllah'a zehirli bir koyun ikram etti. Rasûlullah ondan bir parça aldı, ancak yutmadan koyunun zehirli oldugunu bildirdi. Kadın çağırıldı, suçunu itiraf etti ve şöyle dedi:
"Gerçekten Peygamber isen, sana bundan haber verilir, eger hükümdar isen senden kurtulmuş oluruz." Ancak Bişr b. Berâ bundan aldığı lokma ile zehirlenerek vefat etti. Bunun üzerine kadın Bişr'e kısas olarak öldürüldü. Rasûlullah son hastalığında dahi Hayber'de aldığı bu lokmanın tesirini hissettigini beyan buyurmustur (Ibnü'l-Esîr, el-Kâmil, II, 222).
Bu gazve sonunda, Rasûlullah da Hayber arazisini, ashabı arasında taksim etmişlerdi. Ancak Yahûdilerin; "Biz toprağı işlemeyi ve hurma yetiştirmeyi biliriz, bizi yerimizde bırak" demeleri üzerine Hz. Peygamber, onları kendi mülklerinde yarıyarıya? Çalışmalarına ve orada kalmalarina izin vermistir.
Bu duruma göre çoluk çocukları bagışlanmış, araziler elde edilen mahsulün ikiye ayrılması suretiyle onlara bırakılmıştı. Buna mukabil hiç bir mal saklanmaksızın teslim edilecekti. Kinâne b. Rabi' bu andlaşma hükümlerine uymadığı, Hz. Ömer'in oglu Abdullah'a suikast girişiminde bulunmaları ve müslümanların Hayber toprağını işletecek duruma gelmeleri üzerine yahûdiler Hayber'den Şam'a sürülmüslerdir. (Mu'cemü'l-Büldân, Hayber mad.) Malları, arazilerı, Rasûlullah'in daha önce Rasûlullah'ın taksim ettiği ashaba ve ailelerine dağıtmıştır. (Devam edecek)