
Harem Bölgesi
Mustafa Özyurt
Sevgili rasulümüz s.a.v. Efendimiz her şeyi o kadar güzel düşünmüş ki; İleride ümmetine çözemeyecekleri bir mesele bırakmamış. Tabii ki onun siyeri nebisini çok ve güzel okuyanlar bu meseleleri daha iyi idrak edebilirler. Osmanlı hâkimiyetinde Hadimülharemeyn yani Mekke-i Mükerremenin ve Medinei Münevverenin mümtaz hizmetcileri kimlerdir bu mübarek beldelerde. Harem bölgesi ne manaya gelir hudutları neresidir öğrenelim:
Mekke-i Mükerremenin haremi olduğu gibi Medinei Münevverenin de haremi vardır. Ayrıca’Harem’ sınırları içine Müslüman olmayan kimselerin girmesi de dinimizce yasaklanmıştır. Peygamber efendimizin Mekke’den hicret ederek yerleştiği, İslam devletini kurduğu ve kabr-i şerifinin bulunduğu Medine-i münevvere şehrinin etrafında da harem bölgesi vardır. Bu bölge Medine’nin güney ve kuzeyinde Ayr Dağı ile Sevr Dağı arasındaki alanla, doğu ve batıdaki kara taşlık alanı içine alır.
Buhari, Müslim ve Tirmizi’de bildirilen; ’Medine Ayr’dan Sevr’e kadar haremdir.’ hadis-i şerifi ve ’Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem Medine’nin doğu ve batısındaki kara taşlık arasındaki alanları harem kıldı.’ şeklindeki rivayet bunun delilidir. Peygamber efendimizin tayin ettiği Medine-i münevvere harem bölgesinin genişliği on iki mil kadardır. Bu haremin ortasında Peygamber efendimizin Eshabı kiramıyla birlikte bina ettiği, içerisinde kabri şerifinin ve Ravda-i Mutahharanın yer aldığı Mescidi Nebi vardır.
Medine’deki harem bölgesi de mukaddes olup, orada yapılan iyilikler ve kötülüklere diğer yerlere göre kat kat karşılık verilir. Medine-i münevvere haremi, Mekke-i mükerreme hareminden farklı özelliklere sahiptir. Mekke-i mükerreme haremine ihramsız girilemediği halde, Medine-i münevvere haremine girmek için böyle bir şart yoktur. Peygamber efendimizin vefatından sonra dört halife devrinde, Emeviler, Abbasiler, Memlukler zamanlarında Haremeyn’e özel önem verildi.
Mescidi Haram ve Mescidi Nebinin imarı ve diğer mukaddes makamların korunması için gerekli çalışmalar yapıldı. Kendisine ’Seyyidü’l-Haremeyn (Haremeyn’in Efendisi)’ diye iltifat edilince; ’Ben Seyyidü’l-Haremeyn değil, Hadimü’l-Haremeynim (Haremeyn’in hizmetçisiyim).’ diyen Yavuz Sultan Selim Han zamanında Osmanlı hâkimiyetine giren Haremeyn’e Osmanlı sultanlarının hepsi büyük hizmetlerde bulundular.
Mekke ve Medine’nin imarıyla, buralardaki mukaddes makamların korunması için ’Haremeyn Evkafı’ adı verilen bir vakıf teşkilatı ve Haremeyn Evkafı Nezareti kurdular. Bu teşkilatı 1586 senesine kadar kapıağaları idare etti. 1586 senesinden sonra Darü’s-Seade Ağasının idare ettiği Haremeyn Evkafı Nezaretinin gelirleri devamlı arttı. Elde edilen bu gelirlerle Haremeyn’deki cami, mescit ve medrese gibi hayır kurumlarının inşası ve tamiri yapıldı.
Ayrıca Haremeyn’de bulunan fakir kimselerin ihtiyaçları karşılandı. Haremeyn Evkafının gelirleri 18. yüzyılda 1.300.000 kuruş, giderleri 1.250.000 kuruşa ulaştı. Bu kuruluşun Haremeyn Hazinesi adı verilen bütçesinin hesaplarını Haremeyn Muhasebeciliği, denetimini Haremeyn Müfettişliği yaptı.
Gelir kaynaklarını Haremeyn Mukataacılığı işletti. Haremeyn Evkafının düzenli gelirleri dışında, saray mensuplarından mirascı bırakmadan ölenlerin mal varlığı Haremeyn Evkafına kalır, sivil ve asker vazifelilerin aylıklarının 25 liranın üstündeki tutarının yüzde 10’u Haremeyn İkramiyesi adıyla maliyece kesilerek hazineye aktarılırdı. 1826 senesinde Evkaf-ı Hümayun nezareti kurulunca Haremeyn Nezareti bu kuruluşa bağlanmaksızın idare edildi. 1834senesinde Haremeyn işleri için bir müdürlük kuruldu. Daha sonra bu vazife Haremeyn Evkafı Nezaretince yürütüldü. 1838’de Haremeyn Evkafı nezareti kaldırılarak, Haremeyn Evkafıyla ilgili hizmetler Evkaf Nezareti tarafından yürütüldü.
Osmanlılar zamanında Haremeyn’le ilgili vakıflar kurularak gelirleriyle Haremeyn’e hizmet götürüldüğü gibi, her yıl hac mevsiminde düzenlenen Surre Alaylarıyla devlet adamlarının ihsanları ve halkın hediyeleri Haremeyn’e gönderildi (Bkz. Surre Alayları). Bu ihsan ve hediyelerle Haremeyn’deki eserler tamir edildi, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları giderildi. Ayrıca Mekke ve Medine’de vazife yapan ilmiye sınıfı mensuplarına veya diğer devlet vazifelilerine başka yerlerde çalışanlara göre daha yüksek derece veya payeler verildi.
Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra Suudoğullarının idaresine geçen Haremeyn’de çevre düzenlemesi ve genişletme bahanesiyle yapılan çalışmalar sırasında pekçok Osmanlı eseri yıkılmıştır. İngilizlerin geleneksel İslam ve Osmanlı düşmanlığı sebebiyle yaptıkları telkinler neticesinde, asırlar boyunca Haremeyn’de meydana getirilen Osmanlı eserleri tahrip edilerek yok edildiğinden bunlardan günümüze pek azı kalmıştır. (Devam edecek)