
Hadimi'nin Tahsili
Mustafa Özyurt
Hadimi merhum, ilk tahsilini babasında başlamış. Babası, Fahr-el Rum oğlunun üstün zekâ ve kabiliyetini görerek onu Konya’ya götürüp, o çağın ileri medresesi olan “Karatay” medresesini yerleştirmiş, öğrenimini ünlü âlim müderris olan (Profesör) İbrahim Efendiden görmüştür.
Hadimi’nin Konya tahsiline ilişkin, Kültür müsteşarı Sayın Mehmed ÖNDER beyefendi; yazdığı eserde: Bu üstün zekâlı talebe Konya medresesine sığmayan bir kabiliyete sahip olduğu için ”Hocası müderris İbrahim efendi, talebesine: Oğlum Mehmet efendi, sen; bizden aldığın bilgilerin tamamını öğrendin. İstanbul’a gidip Üstad’ı kül (Tüm ilimlerin (ordinaryüs profesörü)” Kazabadî Ahmet Efendi hocadan tahsil görmen lazım” demiştir.
Hadimi Konya da 5 yıl tahsil gördükten sonra 1720 de İstanbul’a gitti. İstanbul da 8 yıl tahsil gördü. Ve 32 yaşında iken Hadime döndü. Hadimliler ona, babasının medresesinin yanında yeni bir medrese yaptılar.
Hadimi sekiz yıl İstanbul’da ilim tahsil etmiş ve çağımızın tabiriyle diplomasını almıştır. Bu sure içinde ilimle feyizle İstanbul’da ün yapan Mehmed efende (Hadimi) nin İstanbul da kalması ders okutması istenmiş ve kendisine büyük vazifeler verilmiş ise de Hadimi, bunları kabul etmeyerek, babasının yurdu olan Hadime gelmiştir.
En değerli malı, beraberinde getirdiği iki katır yükü kitapları ile edindiği sınırsız kültürü ve zengin bilgiler hazinesi olmuştur.
Hadimi, dedelerinin ünlü âlimler, asaletli üstün şahsiyetler olması, kendisinin de üstün kabiliyeti, zekâ ve yeteneğe sahip bulunmasıyla, gerektiğinin üstünde yetişmiş, yaşadığı çağın ve sonrası çağ ve kuşakların saygınlığını ve takdirini hakkiyle kazanmış üstün üne kavuşmuştur.
İlim kültür ve din bilimleri deryası diye nitelenen yüce şahsiyet Hadimi, memleketine döndükten sonra çevresine toplanan ilim meraklıları hemen bir medrese yaptırmışlar. Ve Hadimi bu medresede ders okutmaya başlamıştır. Hadimi’nin bu medresede yetiştirdiği bu talebeler, üstün bilgi ve beceri ve başarı ile kendilerini göstermişlerdir. Kabul ettirmişlerdir. Bu sebeplerdir ki: Hadimi medresesinin ünü kısa zamanda Konya ve civar illere yayılmıştır.
O;
Kamil odur ki koya her yerde bir eser,
Eseri olmayanın yerinde yeller eser
Sözleri ile ki, daima eser bırakmanın ehemmiyetini hatırlatmakla beraber, Allah resulünün prensiplerini düstur edinmiş. Onun çizgisinden bir milim dahi ayrılmanın hüsran olacağını ve ilmin insanlığın ufkunu açıp ebedi saadete ulaştıran, değeri biçilemeyen bir cevherden daha kıymetli olduğuna inanarak medresesinde, bilhassa babasının vefatı ile medresenin bütün mes’uliyetini üzerine almış. Ve gece, gündüz talebe yetiştirmek ve eserler yazmakla meşgul olmuştur. Adeta ilmin deryasında fani olmuş ve ilmiyle, feyziyle terbiyesi ile beslenip yetiştirdiği talebelerini de kendisi gibi müderris yetiştirerek vatan sathına hizmet için seferber emiştir.
BEYT
Bihamdi lillah Safa bulduk bu Dergâhı Mualla da
Bu Hane Sahibin yarın görem Cenneti Ala da
BEYT
Âlimin her bir kelamı, Dürrü Mercan İncidir
Cahilin her bir kelamı nice bin can incitir. (Devam edecek)