Mustafa Özyurt

Hadimi'nin (k.s.) Manevi Kişiliği

Mustafa Özyurt

Hadim ilçemiz de emekli müezzin olan yaşlı bir Hoca Efendiden elde ettiğim, Hadimi merhumun torunlarından olan Müftü Hacı Ahmet efendiye ait olan yazma eserde yazıldığına göre:
Evvel tasavvuf ve maneviyatı hususuna dair biraz izahatta bulunmamız da fayda mülahaza etmekteyim.
Maneviyatın ve tasavvufun tarifi, tasavvufun lüzumu ve insan hakkında biraz malumat vermek daha uygun olduğunu düşünerek, o hususa ihtiyaç olduğunu beyan etmek için aşağıdaki hususları okumanızı tavsiye ederim.
Allah dostları hangi vasıflara sahiptirler? Vazifeleri nelerdir bunları bilmek elbette lazımdır. Bunları bilmek içinde kısaca tasavvufu bilmek ve tasavvufun ana mevzuu olan insanı ve insanın vücut yapısını bilmek gerekir.
Tasavvufun tarifi: Tasavvuf kalbin ve nefsin iyi ve kötü hallerini temizlemeyi ve iyi hallerle bezenip Allah Teâlâ’ya yakın olmayı öğretmektir.
Tasavvufun mevzuu: Marifetüllah’tır. Yani Alah Teâlâ’yı bilmektir. Tasavvufun kurucusu (Vazıî) Hz. Allah’tır. Tasavvuf dinin özüdür.
Tasavvufun lüzumu: Tasavvufun lüzumuna dair, iki büyük zatın iki büyük sözünü buraya almakla iktifa ediyoruz.
İmam’ı Azam hz. buyuruyor ki: ”Tasavvufa intisabım olan son iki senem olmasıydı Numan helak olmuştu”. Miftahulkulup). Seyyid’i Şerif Cürcani hz. buyuruyor ki: ”Hace Alaaddin Attar’ın hizmetine yüz vurmayınca, Allah Teâlâ’yı bilemedim” buyurmaktadır.(Nefahat).
İNSAN VE TASAVVUF
Tasavvufun hedefi insan olunca, tasavvufun insana nasıl baktığını bilmek lazımdır. İnsanın iki cephesi vardır. 1. Maddi vücut, 2. Manevi vücut.
Maddi vücut, herkes tarafından bilinen ve görünen vücuttur. Manevi vücut ise gözle görülmez. Kuranı kerim de ve hadisi şerifler de isimleri geçen Kalp, Ruh, Akıl ve Nefis gibi unsurlar hep manevi vücudun azalarıdır. Bu unsurlar hayvanlarda yoktur. İnsanın maddi vücudunun yaşaması için, yemeye içmeye, teneffüs etmeye ihtiyacı olduğu gibi, manevi vücudun da gıdaya ihtiyacı vardır.
Hadimi, yaratılanların eşrefi olan insanın hakiki gıdasından bahsederkende diyor ki:
Manevi vücudun gıdası ise nurdur. Nur, Allah Teâlâ hazretlerinden gelir. Mürşidi Kamil denilen büyük velilerin manevi kalbi vasıtası ile de gelir. Manevi vücut ancak bu nuru aldığı takdir de sıhhat bulur. Nuru alamayan manevi vücut, önce hastalanır. Sonrada ölür. Bu manevi ölümdür. Bu durumdaki bir insan ölü gibidir.
”Onların kalpleri vardır; anlamaz, gözleri vardır görmez, kulakları vardır işitmez, dikkat edin onlar hayvanlar gibidir; belki dalalet hususunda ondan daha aşağıdır.” ayeti kerimesi bu kimseleri tarif eder. (Araf s.7/179)
Tasavvufun hedefi; İnsanın manevi vücudunu ölüm ve manevi hastalıklardan korumak, dünya ve ahirette de insanı manen huzurlu ve sıhhatli yaşatmaktır.
Hadimi, insanın vücudunu bir ülke düşünerek, o vücud ülkesinde nelerin çarpıştığını da şöyle izah ediyor:
Tasavvuf ilmine göre insanın manevi vücudunda iki zıt varlık vardır. Bunlardan biri Ruh diğeri Nefis’dir. Cenabı Hak Kur’anı Kerimin de her ikisinden de bahsetmektedir. Bu iki zıt varlık, insanın vücuduna hâkim olmak için mücadele ederler. Vücut ülkesinde her ikisi de Sultan olup idareyi ele almak isterler. İnsanın vücudu bu iki varlığın savaş ve mücadele alanıdır. Nefsin gıdası günahtır. Yardımcısı da şeytandır. İnsanın içinden gelen her türlü kötü düşünce, fiil ve ahlaksızlığın sebebi Nefsi’dir.
“Nefis, insana mübalağa ile kötülüğü emreder ”Yusuf s.ayet 52.) “Nefis, kötülüklerin deposudur ”Mektubat-ı İmamı Rabbani.
İşte din ve tasavvuf insanın içindeki bu habis ve kötü varlığın terbiyesi ve temizlenmesi ile alakadardır. Başta Peygamberler,,,Sonra da Peygamberlerin hakiki varisi olan alimler ve Evliyaullah (Mürşidi Kamiller) r.a, hep insandaki bu kötü varlığın temizlenmesi ve Nefsin mağlup olup Ruhun galip gelmesi için çalışırlar ve çalışmışlardır.
Muhterem okuyucu; Bu manevi hasletleri elde etmek için de sevgi ve istikamet şarttır. Burayı da akıldan çıkarmamalıdır. Zira Allah’dan gelen nuru alabilmek için, Hz. Allah’ı, Rasülullah’ı ve Rasülullahın varisi olan velileri sevmek de şarttır. Bir kimsenin bu üçünden birini sevmemesi ilahi nurdan mahrum kalmasına sebeptir. Çünkü Allah c.c.) nurun sahibi, diğerleri de o nuru insanlara getiren oluklardır. (Devam edecek)  

Yazarın Diğer Yazıları