Mustafa Özyurt

Hadimi (K.S) Ve Vasiyetin Ehemmiyeti

Mustafa Özyurt

Büyük fıkıh âlimlerinden ve Mevlana Halidi Bağdadi’nin sohbeti ile kemale gelen, çok kitap yazmış bulunan Seyit Muhammed Emin bin Ömer bin Abdül-Aziz” İbni Abidin” (1198-1252-1781836) in “Haşiyetü Reddil-muhtar” isimli çok kıymetli fıkıh kitabında ise bu mevzu da şunları yazmaktadır.
“İhtiyaçlarını temin etmek için sokağa çıkamayan hastaya, ölüm hastası denir. Bir hastanın bazen sancısı, ağrısı olsa, çok zaman sokağa da çıksa, buna ölüm hastası denmez. Sıtma, verem, zafiyet hastası böyledir. Böyle hasta, bütün malını hediye etse, emanet (Başkasının)dır dese caiz olur. Varislerinden birine bir şey satabilir ve hediye edebilir. Başka varislerin buna izin vermesine lüzum olmaz.
Vasiyetname, umumiyetle evladına, ahbabına son nasihatini yapmak, kendine hakkı bulunanlardan, helalleşmelerini, alacaklarını, vereceklerini, borçlarını ödenmesini, ıskat yapılmasını, Hac borcu varsa vekil göndermesini istemek, cenaze hizmetindeki ve definden sonraki isteklerini bildirmek adettir. Zevcesine olan “Mehri-müeccel “ borcunun ödenmesi için vasiyet etmesi ve isteklerinin İslamiyet’e uygun yapılabilmesi için, adil iki şahit yanında, bir vasi seçmesi de önemli hususlardan olmaktadır.
Vasıyetin nasıl yazılacağını, Edirne’de Kadılık ve BURSA da Müderrislik yapmış bulunan Yakup bin Seyyid Ali ( v.931/ 1525 ), “Mefatihu’l-Cinan Şerhu şeri’ati’l-İslam” adlı eserinde şu şekilde açıklamaktadır.
“Besmele, hamd ve salâvattan sonra, bu, falancanın vasiyetnamesidir deyip, kendi ismini yazar. Allah’dan başka Mabud olmadığına, Muhammed’in (s.a.v.) onun kulu ve Resulü olduğuna şahadet vasiyet ederim ki: Kıyamet günü şüphesiz gelecektir. Allah Teâlâ bütün kabirlerde olanları elbette diriltecektir” der. Kendinden sonraki haleflerine, Allahü Teâlâ’ya tövbe etmelerini, dargın durmamalarını, akrabayı ziyaret etmelerini, mümin iseler Allahü Teâlâ’ya ve Resulüne itaat etmelerini, İbrahim ve Yakup a.s. ın oğullarına vasiyet edip:
“Ey oğullarım, Allah Teâlâ, sizin için din seçti. Siz ancak o dinde olup Müslüman olarak can verin “ buyurduğu gibi vasiyet eder. Yine akraba ve din kardeşlerine ölümünü duyurup, şöyle şöyle yapmanız lazımdır diye vasiyet eder...”
Çok kıymetli kitaplar yazmış bulunan Zeynüddin Muhammed Birgüvi Efendi ( 928-981 / 1521-1573), “Cilaü’l-Kulüb” isimli kitabında demektedir ki:
“Üzerinde Allahü Tealanın hakkı ve kul hakkı bulunan kimsenin, iki şahid yanında vasiyette bulunması veya yazmış olduğunu bunlara okuması vaciptir. Üzerinde hak bulunmayanın vasiyet etmesi müstehabtır. “. İmamı Birgüvi, aynı eserde, Kul haklarını da şu şekilde tadat etmektedir: “Kul hakları, ödenecek borçlar, emanet, gasp, sirkat (hırsızlık ) ücret ve beyi’ sebebiyle verecekler ve dövmek, yaralamak, haksız olarak kullanmak gibi beden hakları ve sövmek, alay, gıybet, iftira gibi kalp haklarıdır...” Başta Peygamberler olmak üzere, Padişahların, Sultanların, Âlimlerin ve Velilerin bizlere kadar intikal etmiş çok kıymetli vasiyetleri vardır. Şimdi, Muhammed Hadimi’nin vasıyyet ve nasihatlerine geçebiliriz. (Devam edecek)
 

Yazarın Diğer Yazıları