Mustafa Özyurt

Habib-i Neccar:

Mustafa Özyurt


Bayezid-i Bestami k.s.yu ziyaretten sonra, gönül ferahlığı ile Yasini Şerifin sahibi Habibi Neccar hazretlerinin memleketi Antakyaya doğru devam ediyoruz. Şimdi ziyaret ettiğimiz bu büyük zatı tanıyalım. İleridede anlatılacağı gibi, bu mühim hadisede Ahir zaman peygamberinin geleceğinide haber verme var.
Habib-i Neccar, Ms. 40 lı yıllarda Antakyada yaşamıştır. Yani Rasulüllahdan 540 sene evveldir.
Roma döneminde antakya halkı putperest olduğu için, Cenab-ı Hak Hz. İsa 'ya Antakya halkı için iki resul göndermesini emreder. Hz. İsa antakya halkı için 2 resul, daha sonrada bir resul daha gönderir. Resulların halkı İrşada devam etmesine ilk inanan Habib-i Neccar olur. Antakyalılar bu olaya inanmayarak, resulleri taşlayarak öldürmeye karar verirler. Habib-i neccar uzaklardan koşup gelerek, resullerin doğru söylediklerini ve onlara inanmaları gerektiğini söyler. Burada bulunan putperestler Habib-i neccar 'a bunlar seni kandırmışlar, ya eski dinine dönersin yâda ölürsün şeklinde tehdide başlarlar. Habib-i neccar ı öldürürler, Habib-i neccarın şehit edilmesi ile ilgili birçok rivayet vardır.
Bunların en yaygın olanı ve halkın anlattığı olay şöyledir:
Habib-i neccar kopan başını koltuğu arasına almış, Kur'an dan ayetler okuyarak bir süre dolaşmış ve bugün türbesi bulunan yere kadar gelerek, buraya düşmüştür.
Kaynak: http://www.antakyarehberi.com/tarih/habibneccar.htm
Habib-i Neccar ve Yasin Suresi:
969 yılında Bizansın eline geçen Antakya, 1084 yılında Kutalmış oğlu Süleyman Şah komutasındaki Selçuklu orduları tarafından yeniden ele geçirilmiş tir..
Antakya 1268 tarihinden bu yana Türk şehri olarak kalmıştır.
1516 tarihinde Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında şehir Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.
HZ. İSA’NIN ELÇİLERİ ( Yahya ve Yunus)
Hz. İsa (a.s.) otuz yaşında iken ona peygamberlik görevi verildi. Üç yıl süreyle kavmini ilâhi dine davet etmesine rağmen sadece on iki kişi iman etti. Bunlar Hz. İsa’nın havarileridir.
“Meryem oğlu İsa şöyle dedi: Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek olan Ahmed adındaki bir peygamberi (Hz. Muhammed’i) müjdeleyici olarak geldim.” (Kur’an-ı Kerim 61/6)
Hz. İsa kendine ve inananlara karşı Kudüs’de Yahudilerin ölüm planı hazırladıklarını sezince Havarilerini çeşitli ülke şehirlerine ilâhi dinin davetçileri olarak gönderdi. Havarilerden Yahya (Yuhanna) ile Yunus (Pavlos)’u Roma halkını ilâhi dine davet etmeleri için Antakya şehrine gönderdi.
“Onlara, o şehir halkını misal getir. Hani onlara elçiler gelmişti. Biz onlara iki elçi gönderdiğimizde, o ikisini yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik.
Elçiler: Rabbimiz biliyor, biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. Bizim vazifemiz, Allah’ın emirlerini size duyurmaktan başka bir şey değildir, dediler.” (Kur’an-ı Kerim 36/13-17)
Hz. İsa’nın iki elçisi Yahya ve Yunus Antakya halkını ilâhi dine davet ederek, son peygamber Hz. Muhammed’in (s.a.v.) geleceğini müjdelediler. Allah’ın izniyle hastaları iyileştirip, körlerin gözünü açıp ve ölüyü diriltilerek elçi olduklarını ispatladılar.
Şehir halkı bu elçileri yalanladı ve Hükümdar Antiochi onları hapsetti. Bunun üzerine Hz. İsa üçüncü elçi olarak Şem’un Safa’yı (Batris) Antakya’ya gönderdi, bu sayede hapisten kurtuldular.

ŞEM’UN SAFA (Üçüncü Elçi)
Hz.İsa daha önce gönderdiği elçilere destek olsun diye Antakya şehrine üçüncü elçi olarak havarilerinden Şem’un Safa’yı (Batris) gönderdi (M.S.33). Çok dikkatli davranan Şem’un kendisini elçi olarak tanıtmadı. Tedbirli ve akıllı davranışıyla saray halkına karşı dostluk sağlayarak güven kazandı. Böylece hükümdara hapishanedeki elçileri hatırlatarak onlarla konuşmasını ve onları dinlemesini tavsiye etti. Hükümdar isteği kabul ederek elçileri çağırdı.
Şem’un: Ey elçiler! Sizi buraya kim gönderdi?
Elçiler: Allah’ın peygamberi, Hz. İsa gönderdi.
Şem’un: İlahi görevle geldiğinizi ispat edecek bir deliliniz var mı?
Elçiler: Allah’ın izniyle hastaları iyileştirir, körlerin gözünü açarız ve ölüyü diriltiriz dediler.
Hükümdar: Yedi gün önce ölmüş henüz defnolunmamış bir genç var, onu diriltebilir misiniz?
Bunun üzerine elçiler açıktan, Şem’un ise gizlice dua yapmaya başladılar, gencin dirildiğini gören Hükümdar, hayret içinde kaldı.
Şem’un: Ey hükümdarım! Sizde taptığınız putlara dua edin size yardım etsinler ve siz üstün gelin.
Hükümdar: Ey Şem’un! Senden gizlim yoktur. Bu putlar işitmez, görmez, bilmez ve bir şeye güçleri yetmez dedi.
Şem’un: O halde elçilerin dininin hak olduğu açık olarak anlaşıldı dedi.
Bunun üzerine hükümdar iman etmişse de, halk elçileri yalanlamışlardır.
Mezarı camide bulunmaktadır. Çok ilahlı dönemde Roma halkını Allah’a inanmaları için Antakya’ya iknaya Hz. İsa tarafından gönderilen elçiler Yuhanna, Pavlos ve Şemun Safa’nın da mezarları cami içinde yer aldığına inanılmakta ve kabirleri bulunmaktadır.
Anadolu’nun ilk camii olup Müslümanlık Anadolu’ya buradan yayılmaya başlamıştır. Habib-i Neccar Camii Hz. Ömer’in Komutanlarından Ebu Ubeyde Bin Cerrah Tarafından M.S 636 yılında inşa edilmiştir. Hz. İsa’nın Havarilerine ilk inanan Habib-i Neccar bir inanç abidesi ve Kuran-ı Kerimde Yasin suresinde övülen bir şehittir. Hz. İsa’nın elçilerinin yalanlanması ve Habib-i Neccar’ın şehit olması üzerine, Allah’ın meleği Cebrail’in güçlü bir haykırışı ile Romalılar yok olarak hükümranlıklarını kaybetmişlerdir.
“Biz ondan sonra, onun milletini helak etmek için üzerlerine gökten bir ordu indirmedik ve indirecekte değildik. Onları helak eden, korkunç bir sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.” (Kur’an-ı Kerim 36/28-29) Her şeye kadiri mutlak halikımız olduğunu hatırda çıkarmamalı. O, aziz biz ise aciziz vesselam. (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları