Fatih Sultan Mehmed Ve Ali Kuşçu-2
Mustafa Özyurt
Geçen haftadan devam
(Müşterinin diğer anlamı Jüpiter gezegeni. Kamer ise Ay demek. Ay Terazi burcunda iken güzeldir, astrolojik bir tanımlama yapmıştır.)
İslam dünyasına yön veren kişilerin tanıtımında Matematik ve astronomi bakımından Osmanlı Türklerinin oldukça parlak çağını yaşatan isim Ali Kuşçu, İstanbul’da verdiği derslerle bilim tarihinde adları saygı ile anılan Mirim Çelebi, Sarı Lütfü, Sinan Paşa gibi değerli bilginler yetiştirdi.
Ali Kuşçu’nun bilime katkılarını sıralamadan ön¬ce, özellikle onun yalnız telif eserlerle değil, eğitim-öğretim ve yetiştirdiği bilginlerle çağını aşan bir bil¬gin olduğunu belirtmekte yarar vardır. Ali Kuşçu'yu evrensel bilim adamlığı unvanına kavuşturan etkenin Semerkant Rasathanesi'nde çalışması ve Zic-î Uluğ Bey’e (Uluğ Bey'in Yıldız kataloğu) katkıda bulunması olduğunu da belirtmemiz gerekir.Uluğ Bey eserin önsözünde Ali Kuşçu için "değerli oğlumuz" sözünü kullanarak, ona hem bir öğrenciden çok dost ve evlat muamelesi yaptığını hem de esere büyük katkı¬sını ortaya koymaktadır. Bu nedenle Zic-i Uluğ Bey'e Ali Kuşçu'nun bir eseri olarak bakılabilir.
1018 yıldızın konumunu içeren Zic-i Uluğ Bey, dört bölümden oluşur. Birinci bölüm farklı kimseler ta-rafından kullanılan değişik kronoloji sistemlerini, ikin¬ci bölüm pratik astronomi, üçüncü bölüm yer mer¬kezli evren sistemine göre gök cisimlerinin görünen hareketi konularını kapsar. Dördüncü bölüm ise ast¬roloji konusundadır.
Ali Kuşçu’nun bir başka önemli eseri ise, Fatih’in adına atfen “Muhammediye” adını verdiği matematik kitabıdır.
İstanbul'da Ayasofya Medresesi (üniversitesi) müderrisliğine (profesörlük) getirildikten sonra, Osmanlı Devleti'nin ilk matematik ve astronomi hocası unvanını ka¬zanan Ali Kuşçu, özellikle astronomi ve matematik konularında çağının sınırlarını aşacak kadar önemli eğitim-öğretim çalışmasında bulunmuştur.
Furkan Yavuz ERDEM: Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u aldıktan sonra yaptığı ilk icraatlardan biri kenti bir bilim ve kültür merkezi hâline getirmek olmuştur. Bu amaçla İstanbul’da Fatih ve Ayasofya külliyeleri açılmış, bu yapıların içine medrese ve dışında kütüphane, muvakkithane, sıbyan mektebi gibi yapılar inşa edilerek şehrin kültürel varlığı zenginleştirilmiştir.
Değerli bilim adamlarını İstanbul’a toplayan Fatih zamanında Osmanlı devletinde matematik ve astronomi çok ilerlemiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında şüphesiz en büyük katkı Uluğ Bey ve onun talebesi Ali Kuşçu’ya aittir. Ali Kuşçu, İpek Yolu üzerinde yer alan, çok önemli ticaret yollarının kesişme noktası olan ve mükemmel bir coğrafyada yer alır Semerkant. (Dizer, Muammer, Ali Kuşçu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları Ankara-1988, s.4.) Ali Kuşçu, daha sonra Bursalı Kadızade-i Rûmî (Selahaddin Musa) ile ..çağın bilginleriyle akrabalık kurmuş, kızını Hocazade'nin oğluna vermiştir.
Uluğ Bey de, Ali Kuşçu’yu bir öğrenci gibi değil de bir evlat ve gerçek bir dost gibi sevdiğini hissettirmiştir.
Ayrıca İstanbul’da bazı camilerde güneş saatleri yaptırmıştır. (Aydın, Cengiz, Ali Kuşçu, DİA, 1989-s.408-4110.) Ali Kuşçu medrese dersleri dışında Fatih’in huzurunda yapılan bilimsel toplantılara da katılmış, çağın bilginleriyle akrabalık kurmuştur. Ruhları şadolsun. Bu memleketin anaları, nice nice Ali KUŞClar ve El-Biruniler duğurur.. bu memleketde nice genç cevherlerimiz vardır. Allah c.c.onları muhafaza buyursun ve hidayetde kılsın..vesselam. SON