Mustafa Özyurt

EY DOĞRULARIN YANINDA OLAN ALLAHIM

Mustafa Özyurt

Hacı efendinin biri, kabe-i şerifi tavaf ederken durmadan “ Ey doğruların yanında olan Allahım, beni doğruluktan ayırma diye dua edermiş. Onun yanında tavaf eden bir başka Müslüman bundan rahatsız olmuş. Tanışmıyorlar da.
Aynı duayı tekrar edince demiş ki “ Be adam sen başka dua bilmezmisin de aynı duyı tekrar edip durursun?  
Adam demişki, ben bu duayı neden çok yaptığımı tavafı bitirelim bir kenara oturalım ve sana güzelce anlatayım. Her ikiside tavaflarını bitirdikten sonra oturmuşlar bir kenara, başlamış adam anlatmaya;
Ben yine böyle hacca geldiğinde tavaf esnasında ayağıma bir şey takıldı. Uzandım hemen aldım. Birde baktımki içi altun dolu bir kese. Kendi kendime dedimki- bu altınlar sana servet olarak yeter. Fakat içimden birses, senin olmayan şeyi nasıl harcarsın, bunun hesabını öbür âlemde nesıl verirsin! Hemen kendime geldim toparlandım ve sahibini bulmayı düşünürken bir ses duydum. Birisi bağırıyrdu. Ve diyorduki” içinde altun dolu bir kese kaybettim. Bulana 30 altın vereceğim demezmi. Hemen sesin geldiği tarafa koştum ve adamı buldum teslim ettim. Sahibi altunlarını saydı 1000 altından bir tane bile eksilmemiş. Söz verdiği gibi bana çıkardı 30 altını verdi. Bende hac vazifelerimi tamamladıktan sonra ayrılırken birisi(otuz altına bir kölem var alanvarmı” derken duydum. Ve hemen gittim o altınlarla köleyi aldım, çünkü benim o çok işime yarıcaktı. Kölem ile beraber köyüme geldim. Aradan birkaç ay geçmiştiki iki kişinin kölem ile gizli gizli görüştüklerini gördüm.
Köle’ye dedim ki; Ben sana şimdiyie kadar ne yaptım… Köle: Sen bana âdete babalık yaptın. Bana köle gibi davranmadın. Evladın gibi yedirip içirdin, deyince; öyle ise neler oluyor burarda? Ben garip garip bir şeyler seziyorum. Bana açıkla.
Köle derki; sen bana çok iyilik yaptın bende sana bir iyilik düşünüyorum. Ben Afrikada birdevletin melik’inin oğluyum. Komşu devlet savaş açtı. Babam yenildi. Benide karşı taraf esir alıp esir pazarında sattılar, sende beni satın aldın ve bana baba gibi davrandın. Şimdi diyeceklerimi iyi dinle!
O gelenler, babamın adamları, babam burada olduğumu tesbit edince adamlarını göndermiş. Beni senden satın almaları için. Yine gelecekler. Geldiklerinde satın almak istediklerini söyleyecekler. Sakın 50 bin altından aşağı verme der. Az sonra adamlar gelirler ve köleyi pazarlığa tutuşurlar. Yetmiş ister altmışa düşer ve ellibinden aşağı inmez. Neticede ellibin altına alırlar köleyi. İyice zenginleşen o genç Bağdad’da güzel bir magaza açar. Biraz zaman geçtikten sonra komşuları derler ki: Filanca yerde bir kız var. Babası vefat etti, sana münasip görüyoruz derler. Ve söz nişan düğün derken bu gençler zifaf gecesine girerler. O gece aralarında geçen sohbet esnasında, kızımız babasından kalan altınları getirir sayarlar. Birkaç kese 1000 er fakat bir tanesi 970 çıkar. Genç adam hanımına derki; Hanım neden şu kese 30 altın eksik?
Kızın verdiği cevap: Efendi benim babam fi tarihinde hacca gitmişti. Tavaf alanında içerisinde 1000 altın bulınan kesesini tavaf eswnasında düşürmüş ve kim düşürdüğüm keseyi getirirse 30 altın vereceğini söylemiş. Çok geçmeden altınları bulan genç getirmiş babama vermiş. Babam altınları sayar bir tane bile alınmamış görünca şöyle dua etmiş: Allahım benim kızımı temiz süt emmiş bir delikanlıya nasıp et. İşte o altın kesesinin 30 altın eksik olması ondandır ) deyince delikanlı; Hanım işte o delikanlı benim der.
İşte ben, bunun için tavafda bu duayı yapıyorum der o hacı efendiye. Binaenaleyh buralarda çok dua yapmak lazım, güzel taleplerde bulunmak lazım çünkü buralar Allahın şiarlarındandır. Duaların kabul edildiği yerlerdir.  (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları