Mustafa Özyurt

Evliya Çelebi

Mustafa Özyurt

Evliya Çelebi, babasının Sarayda nüfuzlu kişilerden ve zamanın tanınmış şahsiyetlerinden olması dolayısıyla önemli hocalarından eğitim almıştır. Şeyhülislam Hamid Efendi Medresesi’nde 7 yıl okumuş, Müderris Ahfeş Efendi’den ders almış, musıkî eğitimini Derviş Ömer Efendi’den alarak iyi bir musiki bilgisine sahip olmuştur. Sa’dîzade Dârülkurrası’nda okuyarak hafız olmuştur. Sultan IV. Murad’ın emriyle alındığı Saray’da 2 yıl kalmış ve burada da eğitimine devam ederek hat ve musiki dersleri almıştır.

Evliya Çelebi, iyi bin eğitim almanın yanı sıra zamanının geçerli yabancı dilleri olan Arapça ve Farsçayı öğrendikten sonra babasının komşusu kuyumcu Simyon’dan Rumca öğrenmiş, bir miktar da Latince dersi görmüştür.

Yazarımız hiç evlenmemiştir. Ömrünü bekâr olarak geçirmiştir. Kendi ifadesiyle sakalı ve bıyığı olmayan, devamlı tıraş olan bir çelebidir. Gezmeye düşkünlüğü dolayısıyla, gezmek için her sebepten yararlanmış ve bütün ömrü boyunca gezmiştir. Seyahatname boyunca defalarca ifade ettiği üzere, Rum, Arap ve Acem’de, İsveç, Leh ve Çek’te, 7 iklim ve 18 padişahlık yeri 51 yıl boyunca gezip dolaşmıştır. Bütün bu gezdiği coğrafyada 147 dilden kelimeler toplamıştır.

Evliya Çelebi’nin bugün Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan ve özgün metni 4.000 sayfa tutan 10 ciltlik seyahatnamesinden başka Şakaname diye bir eserinin olduğunu da bize haber vermektedir. Ancak bugüne kadar izine rastlanmamıştır. Evliya Çelebi’nin hayatına dair bildiklerimizin tamamı kendi anlattıklarıdır. 51 yıllık gezi hayatı boyunca devamlı not tutmuş, nerelere gittiğini, ne yaptığım, kimlerle görüştüğünü uzun uzun yazmıştır. Hangi tarihte ve nerede öldüğü kesin olarak tespit edilememiştir. Ancak, yalnızlık köşesine çekildiği Mısır’da 1685 tarihinden sonra öldüğü tahmin edilmektedir.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi, ünlü tarihçi Joseph v. Hammer tarafından ilim dünyasına tanıtılıncaya kadar kütüphanelerde saklı kalmıştır. 1843 yılında Müntehabat-ı Evliya Çelebi adıyla ilk seçme yayınlanmıştır. Tam metin olarak 1896 yılında tarihçi ve İkdam Gazetesi sahibi Ahmed Cevdet tarafından yayınına başlanmış ve 1900 yılına kadar ilk 6 cildi yayınlanmıştır. Kilisli Rifat [Kardam] tarafından hazırlanan 7 ve 8. ciltleri 1928 yılında Türk Tarih Encümeni tarafından, 9 ve 10. ciltleri ise 1935 ve 1938 yıllarında Maarif Vekâleti tarafından yayınlanmıştır.

Bu seride yayınlanan ciltlere Pertev Paşa Bölümündeki nüsha esas alınmıştır. Bu tam metin olarak ilk yayını ne yazık ki sansüre uğramış, olur olmaz kısımlar çıkarılmış, atlanmış, kelimeler değiştirilmiş ve bazı kelimeler de yanlış okunmuştur. Hem ülkemizde, hem de yabancı ülkelerde yapılan yayınlar bu sansürlü ve eksik yayın esas alınarak yapıldığından pek çok yeni yanlışı da beraberinde getirmiştir.

GÜNEYDOĞUNUN İNCİSİ MARDİN

Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan Mardin, Artukluları başkentidir. Kendine has evleri, sıcak insanları…Mardin ülkemizde görülmesi gereken yerlerden biridir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, birçok inanışı kucaklayan bu şehri Mardin'in büyüleyici tarihine şahit olmak istiyorsanız Mardini gezmelisiniz.

Gezilecek ve ziyaret yerler: Mardin Zinciriye Medresesi Ve Mardin Evleri

Mardin'de ikinci durağımız Mardin Zinciriye Medresesi oluyor. Mardin Eski Şehir merkezinde bulunan medreseye merdivenli bir yoldan çıkıyorsunuz. Burası. şehrin bir çok yerini kuş bakışı olarak görüyor. Bu Medresenin diger bir ismide İsa Bey Medresesidir. Mardin halkı arasında Zinciriye Medresesi diye geçer. Artuklu hükümdarı Melik Salih 1385tarihinde bina ettirmiştir. (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları