
EFENDİMİZE HÜRMET
Mustafa Özyurt
Sultan Abdülaziz Han, ne zaman Medine-i Münevveden mektup gelse abdestini tazeler, bunlarda Medine-i münevverenin tozu var” diyerek öpüp alnına oyduktan sonra baş ktibe uturdu. Bir defasında hasta yatağında yatarken Medine-i Münevvere mücavirlerinden bir dilekçe gelir. “ Şerefeynden gelen talepleri ayakta dinleyelim. Peygamber Efendimizin komşularının talepleri ayak uzatılarak dinlenmez” der.(yedi kıta 2009 54)
Şair: Ey badi saba uğrar ise yolun semti haremeyne
Semamı arzeyle rasülüssekaleyne..demiştir.
Sultan 1. Mahmut r.a. yeşil kubbe yapılrken Efendimize hürmeten çalışan ustalara kelime-i şehadet getirtip, abdest aldırı, abdestsiz iş yapmayacaklarını tenbih eder. Tuğla verirken …..harç verirken…… Tuğla alırken yani al ver işlerinde Kelime-i Tevhid söylerler dünya kelamı konuşmazlar, çekiç vs. kullanırken keçe bağlayıp rasülüllahı rahatsız etmemeye gayret göstermişler. Ruhları şadolsun.
Dünyayı titreten Osmanlı hakanları gül yapraklarına o kadar hürmet eder ve rasulüllahın terini taşıyor diye itina gösterirlerdi. Gül yaprağını çiğneyene ceza uygulandığıda olurmuş.
BARBAROS HAYREDDİN PAŞA
Aslen Cezayirli olup, Osmanlını Kaptanı Derya ünvanını almıştı. Savaşaçıkacaklarında özel bir kaftanı varmış. O kaftanda göbekten yukarı Kuranı kerimin tamamını yazdırmış ve her deniz seferinde galip gelirdi.
HALİD B. VELİD’in r.a. sarığında Efendimizin mübarek saçından birkaç adet vardı. Bir harpde sarığını düşürünce (harbi bırakıp sarığını artadı). Ashab r.a. onun bu yaptığını bu esnada çok kimse öldüğü için hoş görmediler. O buyurdu ki: Ben sarığımı aramıyordum. Sarığımdaki Efendimizin s.a.v. mübarek saçının bereketinden mahrum kalmamak ve müşriklerin eline geçmemesi için böyle yaptım der.(2012 f.t.)
Efendimizin mübarek saçlarını tıraş ederlerken önlerine bez bağlarlar. Bunları teberruken alırlar, saçına ve sakalına hürmeten Lihye-i Şerif ifadesi kullanırlardı. Efendimizin saç ve sakalının gölgesi yoktur ve ateş yakmamaktadır.
ÂLİMLERE HÜRMET
Hace Ahmed Yesevi k.s. çocukluğundan beri Peygamber efendimizin s.a.v. sünnetine tam tabi olmaya gayret ederdi. Bu yüzden yaşı 63 olduğunda Efendimiz s.a.v. 63 yaşında vefat ettiği için yer üstünde ondan daha fazla gezmekten hayâ ettiğini söyleyerek tekkesinin avlusunda kabri andıran bir hücrede vefatına kadar yaklaşık 10 yıl halvet hayatı sürmüştür.
Emir Timur: Sutanların başı, tarihde yanlış anlatılarak Timur Lenk(aksak)yani topallayan demek. Yoksa aksaklığından değil, harpde yaralandığı için aksamaya başlamıştır. Düşmanları ona kaddar, herkesi titreten adam demişler ama tamamen yanlış. Kendisi Ahmet Yesevi k.s.u çok severdi. Tekkeye talebelere 2 tonluk su kazanı, 7 ayrı metalden yaılan kazanı hediye etmiş. Cuma günleri zikir halkalarına gelen dervişlere şerbet ikramı içinde kullanılmıştır. Bu sudan içen hastalar şifa bulurdu. Emir Timur, girdiği hiçbir savaşta yenilmemesinin sırrı, hayatı boyunca âlimlere ve evliyaya büyük hürmet göstermesi olduğu anlatılır.
Emir Külal hazretlerinin talebeleri tekkenin kilimlerini çırparken Emir Timurda askeriyle oradan geçiyordu. Talebeler hükümdarı görünce dururlarmış. Timur askerlerini gönderiri devam etmelerini söyletir. Kendiside karşınına geçer içine çeker ve “ bu ceset bu talebelerin tozları hürmetine cehennemde yanmasın” dermiş. Tarihiyi okumak ve ölçüyü kaçırmamak lazımdır. (Devam edecek)