Mustafa Özyurt

Din

Mustafa Özyurt

Hz. Hadimi dini mübini celili şöyle izah etmektedir:
Dinin tarifi: Din Allah tarafından vaz edilmiş, akıl sahiplerini kendi irade ve arzuları ile sonu sırf hayır olan, cennet ve cemalüllaha sevk eden kanuni ilahi ve tesisi rabbanidir.
Zeyd ibni Melha, onun baba ve ceddinden rivayet ettiği h.şerif de: “Muhakkak din, milleti Muhammed garip başladı, Garip olarak avdet edecek. Müjdeler olsun o kimselere ki, insanlar ümmetim fesada gittiğinde onlar Benim sünnetim ile benden sonra islah ediyorlar”. Yani dinin hükümlerini yaşamakta, hıfzetme de, ona hizmette, hamilik de ve maslahat (düzeltmek)için koşuşturma da garip başladı.
Ahir zamanda da sahip çıkan az olacak. Muhalifleri çoğalacak, o zaman sahip çıkan, fesatlıkları islah etmeye çalışanlara, cennet müjdesi, akıbeti hamide(güzel ölüm), selameti sermediye (ebedi selamet), hasleti hasene (en güzel şeylere kavuşmak) ve gayeti emniyet(korkulanlardan emin olmak) vardır. Tuba bir ağaç ismidir de. Onun gölgesinde gölgelenme nimeti vardır.
Rafi bin Hadiç r.a.dan rivayet edilen hadisi ş.de, emir olunduğumuz gibi amel etmemizle alakalı, Rasülullah s.a.v.buyurdu ki: “Siz, dünya işlerini, meşguliyetiniz olduğundan ilmini daha iyi bilirsiniz. Ben ise sizin ahiret ilminizi sizden daha iyi bilirim. Size dinden bir şey emir edersem onu tutun ve ona sarılın”.
Bu hadisi şerifin izahını yapmak icabediyor. Zira Efendimiz s.a.v. bu sözü ile “rasulüllah dünya işini bizim kadar bilmez” diye düşünenlere karşı böyle söylemiştir. Yani ben, dünya işlerini de sizden iyi bilirim. Lakin ahıret ilmi ve emrine uymanın daha mühim olduğunu anlatmaya çalışmışlardır. Yoksa! Rasulüllah dünya işlerini bizim kadar bilmez diye bu manayı verenlerin ayağı kaymışdır.
Abdullah ibni Ömer r.a dan rivayet olunan ve Tirmizinin tahriç ettiği hadisi şerif de: “Rasülullah s.a.v.buyurdu ki: Sizden hiç biriniz, benim haktan getirdiklerime meylinizi, isteklerinizi tabi etmedikce imanı kamil sahibi olamazsınız”.
Demek ki mü’minin her arzu ve işleri onun şer’î şerifine tabi olursa Allah yanında kabul ve değer kazanacaktır. (b.s107)

ÜMMETİN 73 FIRKAYA AYRILACAĞI:
Hadisi şerif de, İsrail oğulları 72 fırkaya ayrılmıştır. Benim ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Hepsi cehennemdedir. Biri müstesna. O da, benim ve Eshabımın yolunda olanlardır” buyurmuş. (b.s.110)

KALBİ GILLİGIŞKTAN TEMİZ TUTMAK
Peygamber Efendimiz s.a.v. Hz.Enes’e (onun hizmetinde olan bir sahabe): Ey Evladım, (Çocuğum diye hitabetmesi şefkatindendir) bütün ömründe gücüyün yettiği kadar kalbinde bir kimse için Sabah ve akşam gılligışk (Yani kalbini bozan karıştıracak şeyler) olmasın” buyrmuştur.
Ve kalbinde gışşin olmamasına, kalbiyin manevi kirlerden temiz olması için devam et. Sonra, (Tekrar ederek) Ey çocuğum; şu kalbiyin gışktan temiz ve uzaklığına devam benim bazı sünnetlerime sarılmakla olur. Kim benim sünnetimi severse tahkık o, beni sevmiş olur. Beni seven ise cennet de benimle beraberdir” buyurmuştur.

Sünnete muhabbet, sahibine muhabbete vesiledir. Eğer ona muhabbet de kâmile yoksa o kişinin sünnete devamı zordur.
Meşayıh demiştir ki: Muhabbetin istihsali (elde edilmesi) Mevlayı çok zikretmekle olur.
Mevahibi Kastani de: Rasülullah Efendimize muhabbetin alametleri, onun sünnetine muhabbet ve onun hadisi şeriflerini okumaktır denilmiştir. Çünkü kim imanın halâvetini(tadını) kalbinde tadarsa, Allahın kelamından bir kelime, Rasülullahın hadislerinden bir hadisi şerif işittiği zaman, onu kalbi, ruhu, nefsi içer, lezzetlenir, zevk alır da, ondan sonra onun bütün tüyleri onu işitici olur. Ondan her bir zerreyi görür olur.
Yani basıreti artar. O takdir de o kimsenin kalbi nurlanır. Sırları aydınlanır. Ve hakikat dalgaları vuruşmaya başlar ve sevgilisini suya kandırır. Meyli ile suya kanar. O, sevgili ki, sevenin kalbi için şefkatli meylinden daha suya kandırıcı bir şey yoktur. Ve mahbubunun ondan yüz çevirmesinden, ona daha şiddetli yakıcı bir şey yoktur. Vs. Mevlamız bu manada ki, kalp sahiplerinden kılsın. (b.s.113) (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları