
Cennetilmualla
Mustafa Özyurt
Mekke-i Mükerremede ki, ziyaret ettiğimiz mübarek yerleri yani Efendimiz s.a.v. ve arkadaşlarının birçok hatıralarının yaşandığı mübarek yerleri daha iyi tanımaya devam edelim. Rasülüllah Mekke kabristanlığını göstererk: “ Bu kabristan ne güzeldir” buyurmuş.
Hz. Hatice burada metfun, ayrıca Medine de ki Baki mezarlığının Türkler arasında “Cennetülbakı” anılmasından dolayı Mekke deki bu mezarlığa da“Cennetülmualla” denilmiş olabilir. Dedesi Abdulmuttalip, amcası Ebu Talib, oğulları kasım ve Abdullah r.a. ve Abdullah b. Zübeyr (r.a.) burada yatmaktadırlar.
Kabristan da Her taş bir kabri işaret ediyor. Fakat her kabir bir naaşı ifade etmiyor. Çünkü bu kabristanda her kabir sayısız insan alırmış. Mekke'de yıllardır umrecilere ve hacılara rehberlik yapan bir arkadaş anlattı. Kabristanın toprağının özelliği; içine defnedilen her naaşı çok kısa sürede etlerini kemiklerini ayırır ve emer yok edermiş. Yani bu hafta defnedilen bir naaşı bir kaç hafta sonra açarsanız göremezsiniz. nitekimde benzer bir hadise olmuş, şöyle ki;
Bu arkadaşın Türkiyeden bir tanıdığı buraya gelince vefat etmiş, ailesine,"Türkiyeye göndermek için işlemlere başlayalım mı" demişler, onlar da "Mekke gibi mübarek topraklarda vefat eden babamızı Türkiyeye gömermiyiz" demişler ve buraya defnetmek istemişler. Cenaze işlemleri bitmiş ve sıra defnetmeye gelince kabristanın müdürüne "nereye defnedilecek" diye sormuşlar ve gösterilen kabrin yanına gittiklerinde mezar taşından dolu olduğunu anlamışlar.
Müdüre bu kabrin dolu olduğunu söylemişler ve müdür beyde "siz kazdırın, kazdırın, dolu değildir çoktan boşalmışdır orası"demiş. Çok şaşırmışlar ve "nasıl yani" demişler. Durumu öğrendikten sonrada kabri kazınca hepsi önce içinden yayılan mis kokuyla hayrete düşmüşler sonrada gördükleriyle... Kabir bomboşmuş ve mis kokusu etrafa yayılmış. Görevli bir iki kez süpürgeyle temizler gibi yapmış o kadar. Hemen yeni cenaze defnedilmiş daha öncesinde birçok insanın defnedildiği gibi.
Bazı kabirler varmış ki dikkatlerini çekence hemen sormuşlar müdür beye: "bu kabirlerin taşlarında neden böyle değişik işaretler var" diye. Müdür bey: "o kabirler özeldir. Onlara naaşları defnettikten sonra diğer kabirler gibi başka naaş için açtığımızda gömdüğümüz naaşların bırakın kaybolmasını daha o saniye vefat etmiş gibi tazecik etli kemikli insan olarak durduklarını gördük, sonra "daha erimemişler" diyerek kapattık bir süre sonra tekrar açtık ve tekrar kapattık, yine bir süre sonra tekrar açtık ve bu kez "bunlar Allah'ın rahmetine ermiş mübarek kullarıdır deyip. Peygamberimizin yoldaşlarıdır ve kıyamete kadar bu kabirler bir daha açılmayacakdır.."diyerek tekrar kapattık ve bir daha da açmadık, yani o kabirlerde yatanlar çok mübarek insanlar.." cevabını almışlar.
MESCİDİ CİN:
Hz. Muhammed (a.s.), hem bütün insanların hem de cinlerin peygamberidir. M. 619 yılında İslâm'ı tebliğ için gittiği Taif şehrinden dönüşünde, Mekke'de Batnı Nahle denilen yerde namaz kılmıştı. Bir grup cin burada Peygamberimizin okuduğu Kur'ânı dinlemiş ve Müslüman olmuştu. Cinlerin Kur'ân'ı dinleyip Müslüman oldukları, Cin sûresinin 1-16. âyetlerinde bildirilmiştir. Peygamberimizin namaz kılıp Kur'ân okuduğu, cinlerin Kur'ân'ı dinleyip Müslüman olduğu yerde bir mescid yapılmış ve bu mescide Cin Mescidi denilmiştir. Hacıların ziyâret ettiği yerlerden biridir. (İ.K.)
Cennetülmuallanın yakınında, Kabeye 2 km. kuzeyinde yer alır. Mekkenin asayişini sağlamakla vazifeli bekçilerin bu tepede toplanarak nöbet değiştirmelerinin adet olduğu sebebiyle Mescidil-Hurras adıyla da anılır. Rasülüllah zamanla cinlere değişik zaman ve mekânlarda Kuran okur, tebliğatta bulunurdu. Bir gün Abdullah b. Mesud ile birlikte gittiklerinde toprağı çizgi çizerek ondan bunu aşmamasını istemiş ve çizginin ötesinde onlara tebliğatta bulunmuştur. Ve buraya bu mescid inşa edilmiştir denir. (Devam edecek)