
Belek Bey
Mustafa Özyurt
Değerli okuyucu kardeşim, adil, şefkatli akıllı ve kudretli bir kimsenin kaybı, İslam âlemini mateme boğduğu gibi, gayrimüslim tebaasını bile mateme boğar. Çünkü ondaki bu güzel hasletler kalpleri fetheder. Bu Belek Bey de bunlardan biriydi. Bu bey haçlılara karşı büyük zaferler kazandı. 1098 yılında yaşayıp, doğum tarihi bilinmemektedir. Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan’ın vefatından sonra ülke çocukları arasında toprakları paylaşıldı. Bu zat hakkında, akıllı ve kudretli kişiliğini, Kılıç Arslan’ın hanımı Ayşe Hatun şöyle anlatır: “Anadolu’da Türk beyleri arasında,
Belek gibi akıllı ve kudretli bir kimse yoktur” dediği nakledilir. Kuşatma hazırlığında iken Menbic kalesinden atılan bir okla, ruhunu teslim ederek şehadet şerbetini içmiştir. Ömrünü haçlılara karşı cihat etmekle geçirmiştir. Türkiye Selçuklu Sultanı birinci kılıç Arslanın takdirini kazanmış bir beydi. Ölümü bütün İslam âlemini mateme boğdu. Hıristiyan tebaası bile, böyle adil ve şefkatli bir beyi kaybetmekten üzüldüler. Haçlılar ise, onun ölümüne ve ondan kurtulmuş olduklarına sevindiler. Belek bey, Müslümanlığın; Allahü Teâlâ’nın emirlerini yaymak, yarattıklarına merhamet etmek olduğunu hakkıyla bildiğinden, her kese iyi davrandı ve insanların takdirini kazandı.(t.g.T.sul. s.215-
SULTAN SENCER
Ehl-i sünnet’i yaymak, sapık mezheplerden İslam âlemini korumak ve kurtarmak, halkın halıs muhlis müslün veya insan olması için çalışmak Selçuklu sultanlarının vazgeçemeyecekleri idealleriydi. Memleketi de âlimleri, şairleri ve tabip yetiştirmek onlar için hedefe ulaşmanın en başta gelen unsurlarındandı. Tarihin sahifelerini altun harfler ve hatıralarla dolduran mümtaz şahsiyetlerden biride Sultan Sencar’dır. O, Allah dostlarından çok hoşlanırdı. Son Büyük Selçuklu Sultanıdır. Sultan Melikşah’ın oğludur. 1086 yılında Sincar’da doğdu. Küçük yaştan itibaren ilim öğrenmiş, devlet idaresinde tecrübe kazanmış ve ağabeyi sultan Berk Yaruk’a devlet işlerinde, yardımcı olmuştur. Ağabeyi vefat edince, diğer ağabeyi Muhammed Tapar ile de samimi nispetlerin devam etmiştir. Muhammed Tapar’ın ölümü üzerine (18 Nisan 1118), küçük yaşta olmasına rağmen oğlu Mahmut Büyük Selçuklu Devletinin başına geçti. Kırk yıl süren Saltanatı boyunca Sencer, doğu ve batı olmak üzere iki cepheli bir siyaset takip etmiştir. Fakat siyasetin ağırlık nokasını hep doğu teşkil etmiştir. Halkı refah içindeydi. Fakat Ehl-i sünnet’i zayıflatmak için ortaya çıkan Batınîlik ve İsmailîlik cereyanı, bütün tedbirlere rağmen, cahiller arasında yayılmaya devam etmiş, bir taraftan Suriye ve bir taraftan Horasan’a kadar yayılmıştı. Sencer, devrinin en büyük âlimi, şöhreti günümüze kadar gelen ve belki kıyamete kadar devam edecek olan İmam-ı Gazali hazretleridir. Aralarında ciddi bir münasebet var idi. Ahmet Namık Camii ile de münasebeti olan Sencer, âlim ve şairleri sarayında eksik etmezdi. Zamanında pek çok âlim, sanatkâr ve tabip yetişmiştir. Allah dostlarından çok hoşlanır. Onların söz ve tavsiyelerini can kulağı ile dinlerdi. Hata yaptığında îkaz etmelerini rica ederdi. Kim olursa olsun kendisine yapılan şikâyetleri sabırla dinler adaletini yerine getirirdi. (Devam edecek)