Mustafa Özyurt

Baas Ve Mizan

Mustafa Özyurt

Yaratılan her canlı gibi insan dünya hayatında sonsuz değildir. Bir gün gelecek ömrünü tamamlayarak ölecektir. İnsanın dünya hayatında canlı kaldığı, yaşadığı süreye “ömür”, Allah’ın emri ile yaşamın son bulmasına da ecel denir. Dinimize göre ölüm bir yok oluş değil, yeni sonsuz bir hayatın başlangıcıdır.
Mizan: Sözlükte “terazi” anlamına gelen mizan, ahirette hesaptan sonra herkesin amellerinin tartıldığı ilahi bir adalet ölçüsüdür. Nasıl bir şey olduğu bilinmeyen mizan dünyadaki ölçü aletlerine benzemez. Mizanın izahına Hadimi merhum, şöyle devam ediyor:
Baâs, Allah Tealanın, mevtanın yok olmuş bedenini tekrar aynıyle kabrinden diriltip kaldırmasıdır. Ceset parçalanmış bile olsa aynıyle yaratılacaktır. Baâsi inkâr eden kâfir olur. Mü’minin suresi Ayet 16 da: “Sonra siz kıyamet gününde tekrar dirileceksiniz” nazmı celili bunun delilidir. (b.s.237)
Vezin, bir şeyin diğer bir şeyle, mahsus bir aletle müsavatlaştırılmasıdır. Buna Mizan denir. Kulun amellerinin miktarı bununla bilinir. Akıl bunun keyfiyetini idrakten acizdir. Biz buna iman ederiz. Keyfiyetini Allaha havale ederiz.
Denilmiştir ki: Hasenatlar (iyilik ve güzellikler) cismi nurani, seyyiatlar (kötülük ve çirkin ameller) ise cismi zulmani olarak yaratılacak.
Mizan hakkında: Enbiya suresi A.47 de: “Mizanları adalet için koyacağız” ayeti celilesi bunun delilidir.

KİTAB VE KIYAMETTE SÜAL

Kitab, Kiramen kâtibin meleklerinin (yani her insanın sağ ve sol yanında bulunan ve sağdaki sevapları soldaki ise günahları yazmakla memur meleklerdir), mükellef olan mü’minin taât ve isyanından yazılıp muhafaza edildiği şeydir,
Mü’minin kitabı sağ tarafından, kâfirlerin kitabı sol tarafından ve arka taraflarından verilecektir. Ayeti celile de Rabbimiz: İsra suresi a. 13 de: “Her insanın amelini boynuna yükledik. Biz onun kitabını kıyamet günü çıkarırız da, ona açılmış olarak mülakı olur” buyurmaktadır.
Fasık kimselerin kitabı ise sağından verileceği bazılarına göre solundan verileceği, kâfirlerin ise arkalarından verileceği söylenmektedir.
Kıyamet günü süâl de haktır. Yani hesap. Bu süâl münker ve nekir meleklerinin süâli değildir. Cenabı hakkın kıyamet günü hesabından süâlidir. Hesap süâlini üç kısma ayırmışlardır.
1. Sevab ve ıkab mikdarını bilecek kadar leyhin de ve aleyhinde Allah Tealanın kendileri hakkında yarattıkları ile alakalı zaruri ilimlerdir. 2. Hasenat ve seyyiatla alakalı yazılanları, kitabı bilmeleridir. Hz. Abbas r.a.dan böyle nakledilmiştir.
3. Allah Tealanın kelamını ve onların amellerini sevap ve ıkap cihetinden. Yani Kelamı kadim (Kuranı kerim) ile alakalı ilimle amellerden süâldir. Peygamberlere hesap ve kabir azabı yoktur. Sabikun ve mukarrabun da, hesapsız cennete gireceklerden olduğu işaret edilmiştir. Kıyamet gününde onlar için vezin olmayacağına inanırız. Belki de cennete hesaba çekilmeksizin giren herkes bu kabildendir.

SIRAT VE HAVZI KEVSER

Cennet de Havz da haktır. HAVZ: Cennette uzunluk ve genişliği müsavi olan bir havuzdur. On da iki oluk cennete su akıtır. LİKANİ de böyle naklolunmuştur.
Her Nebi için orada havuz vardır. Salih aleyhisselam hariç. Çünkü onun havzu dişi devenin memesidir. Rasülullah s.a.v.in havzı, HAVZI KEVSER’dir. Efendimiz buyurdu ki:
”Benim havzum bir aylık yoldur. Çevresi müsavidir. Suyu sütten beyaz, kokusu miskten daha güzel. Bardakları (keyzanı) sema yıldızlarından daha çok. Kim ondan içerse ebedi susamaz.” buyurmuştur.(b.s.237)
Sırat, cehennem üzerinde uzun bir köprüdür. Meryem süresi a.71 de: “Sizden cehenneme uğramayacak yoktur” buyurulmaktadır. “Cennet’e yol ancak onun üzerindedir.
Nebi a.s. onun üzerinde durur ayakta bekler. Ve selamet kıl selamet kıl Ya Rabbii “ diyerek iltica da bulunur. Yani ehli iman için, ümmeti için bu sırat köprüsünün salim bir yol olmasını Rabbimizden dileyecek. Bakalım o yol kimlere salim bir yol olur!
Sırat köprüsü kıldan ince kılıçtan keskindir. İnsanlar ondan geçerken iman ve amel derecelerine göre geçerler. Onlardan kimisi yıldırım hızıyla geçer. Kimisi rüzgâr gibi. Kimisi rayfan at gibi. Kimisi yel gibi. Kimisi ayakları üzeri yürüyerek ve kimisi de yüzüstü yürüyerek geçecekler.
Tezkirati’l-Kurtubi de: Sırattan geçmeyi şöyle sıralıyor. İnsanlardan ilk önce Rasüller gurubu. Sonra Nebiler. Sonra Sıddıklar. Sonra Muhsinun, sonra Şehitler, sonra Arifun mü’minler, son olarakta yüz üstü yürüyerek geçecek olan müslümanların geçeceğini yazmaktadır.
O müslümanlardan bir kısmı ARAF’ta yüz yıl mahbus kalacak (Cennet ile Cehennem arasında bir makam). Kimisi bin yıl mahbus kalıp ondan sonra cennete gireceği yazılmaktadır. Ebu Ferec-el –cevzi de: Sırattan geçemeyecek kimselerin ekseriyetle kadınlar olacağı belirtilmektedir. (b.s.239) ( Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları