ARI VE BAL
Mustafa Özyurt
İbni Ömer r.a. efendimizden mervidir ki: Mümin adeta bal arısına benzer. Arı, temizinden yer, tem şey üretir. Aradaki benzeyiş ise arının işine dikkat etmesi, işine hakimoluşu, eziyetinin az oluşu, yaptığı balın menfaatının çok oluşu, pis nolan şeylerden uzak olması, en güzel ve temiz çiçeklerden yemesi, başkasını kazancından yememesi ki, kendinin ürettiğini yer. Sahibine itaat etmesi gibi.
Arının iş yapmasına mani olan, bazı şeyler vardır. Mesela. Karanlık, bulutlu, kapalı hava, şiddetli rüzgâr, duman su ve ateş. Mümin de, gaflet zulmetine düçar olursaşek ve şüphe bulutları ile kaplanırsa, fitne rüzgârına tutulup haram dumanları ve ateşi arasında kalırsa kurtuluş ümitleri azalır. (ruhulbeyan c. 5. S. 52)
Balın şifa olmasını sebebi: Evliyanın enderlerinden Muhammed b. Aliyyittirmizi k.s.derki: Bal başlı başına insanlığa bir şifa kaynağıdır. Zira arı Allahın emrine boyun eğmiş itaat etmiş ve bütün meyvelerden ki, acısından, tatlısından sevdiğinden sevmediğinden yemiştir. Kendi arzu ve isteğini bırakıp tamamen Allahın emrine boyun eğmiştir. Bu yeme içme temamen Allahın emri dâhilinde olmuştur. Haliyle, bal hastalıklara şifa olur.(ruhulbeyan c.5 s. 53)
Arı ve insan mişabeheti: Te’vilatı Necmiyye isimli eserde şöyle hulasa edilir: Kâinattaki bütün canlılar o kadar çok olmasına rağmen onlara hikmeti çerçevesinde ilham ve tarifiyle yönlendirmektedir. Yoksa o canlılar kendi içgüdüleri ile yapmış değildir. Ancak ayeti kerime vahye mevzu olarak “ Arı” tahsıs olunmuştur. Zira arı, insana çokçok benzer. Tarikat erbabı devamlı olarak yemede, içmede, oturmada, kalkmakta, giyim ve kuşamda, daima temiz olanı kullanır. Arı da bu temizliğindendir ki, mamulü olan balı toza toprağa değilde gayet sıhhatli olan taşlar ve ağaçlar üzerine bırakır. Yine insanların kaçındığı gibi arı, necasedden, cifeden akardan kokardan uzak olur.
Arınınmamulü baldır. İnsan bedeninin mamulü de Salih amelidir. İnsanın kalp ve gözünün mamulü de dünyayı terk ahıreti kazanması ve mevlaya yönelmesidir. Esrar âleminin mamulüde Hak tealayı müşahede ve gayb âlemine muttali olarak Hak Tealaya yaklaşmasıdır. Bütün bunlar ruhun gıdasıdır. O zaman yukarıda arıya söylenen emrini tekrar hatırlayıp peygamberler şahsında bütün mümin kullarına ….ayetini bir daha hatırlamalı. (ruhulbeyan c. 5 s. 54)
Arı’nın sırrı: Bir gün arı, peygamber efendimizin huzuruna gelir. Başının üzerinde dönmeye başlar. Efendimiz, arıyla konuşur: Arı, ya rasülellah soracağınız bir şey varsa sorunuz. Efendimiz de bal arısına derki” sende arısın öbürküde arı. Senin yaptığın bal güzel hoş ama onun ki bal değil deyince, bal arısı: Ya rasülellah ben bal yapmayı bitirince balın üzerine otururum. 100 salevatı şerife okurum. 100 tamam oldumu, balın tadı kıvamı gelmiştir der.
Peygamberimiz sorar: Ya arı, nasıl bal yaparsın sırrını ver deyince Arı; Ya rasülellah bunu sırrı bende kalsın der. Balın üzerindeki ince tabakaya sır denir. O sırrı açmadan bal hiç sağa sola akmaz. Üzerinden sır açılınca bal akar. (Ketüm) yani sırcı olmanın sırrı. (Devam edecek)
