71- HUDEYBİYE MUSALAHASI
Mustafa Özyurt
Hudeybiye de, “sulh name” nin yazıcılığını hz. Ali yapıyordu. Rasülü Ekerm ona, “ Bismllahirrahman “ yazmasını söyledi.Süheyl hemen hz. Alinin elini tuttu.
-Biz “Rahman “ ibaresinin ne olduğunu bilmeyiz. Eskiden beri sizinde, bizimde yazageldiğimiz sözle başla “ Bismikellahümme “ diye yaz dedi.
-Bu ibarede “ Allahım senin isminle başlarım “ manasını ifade etmekle, besmele yerini tutuyordu. Bu sebeble Rasülüllah, tartışmayı uzatacak bir fark bulmadığı için razı olup öyle yazdırdı.
-Sulhnamenin kimler arasında imzalandığı yazılırken, Peygamberimiz hz. Ali’ye “ Muhammed Rasülüllah ile Süheyl ibni Amr arasında...” diye yazmasını emreti. Süheyl yine katibin elini tuttu:
-Biz senin Allah Rasülü olduğunu kabul etmiş olsaydık, sana mani olurda muharebeye kalkışırmıydık ?. senin yazdırdığın sıfata razı olmak, kendi haksızlığımızı kabul etmek demektir. Sen, en iyisi bizim bildiğimiz, kendinin ve babanın isimlerini yaz dedi. Rasülüllah Efendimiz:
-Buda güzel öyle yazın. Fakat siz yalalasanızda ben Allahın Rasülüyüm. İsmimi ve Abdullahın oğlu olduğumu yazdırmam, benim Rasüllüğüme maüni olmaz...dedi. “ Ey Ali onu sil ve Muhammed ibni Abdullah yaz “ buyurdu.
Bunun üzerine Sahabiler, Besmele meselesinden daha çok infiale kapıldılar. Bazıları ayağa kalkarak hz. Ali’nin elini tuttular.
Fetih süresinde beyan olunduğu üzere, Allahü Teâlâ Peygamberimiz ve müminlerin kalbine bir sükunet verdi. Rasülüllah, işaret ederek sahabeleri teskin etti. Silinecek yeri gösterip kendi eliyle “ Rasülüllah “ kelimesini sildi. Ve ibni Abdullah “ yazdı. Not: Rasülüllah s.a.v.in ilk gazası BEDİR’ dir.
YÜKSEK SESLE TEKBİR
Hayber önlerinde, Rasülüllah mücahidlerin bir vadide yüksek ssesle tekbir getirdiklerini duydu. Onlar:
“ Nefeslerinize acıyınız, zira sizin duada bulunduğunuzu Allahü Teala sağır ve dilsiz değildir. O size çok yakın bulunuyor. Ve sizi en iyi şekilde duyuyor.
ÖLÜ EVİNE YEMEK YAPMAK
Peygamberimiz hz. Caferin ev halkının kayıplarının acısıyla meşğul olduklarını beyan buyurarak, onlara yemek hazırlanmasını emretti. Müslümanlar üç gün müddetle yemek yapıp ikramda bulundular.
İslamiyet de ölü evi için ilk yemek sünneti böylece başladı. Şehid ailesini üç gün müddetle kendi hallerine bıraktı. Üç günden sonra ağıt yapılmasını men etti.